0.4

8K 1K 836
                                        

Minho geç kaldığı için ikinci dersine koşarak yetişirken atölyeye kendini atıp çalan telefonunu sessize almış, nefes nefese grup arkadaşlarının yanına varmıştı.

"Sonunda," diye konuştu Seonghwa, Minho'nun eline silikonu verdi. "Tutsana şunu."

Minho reddetmeden silikon tabancasını eline almış, arkadaşına yardım etmeye başlamıştı. Onun derse girdiği vakit dersten çıkan Changbin ve Chan kafeteryada otururlarken, Chan'ın gözleri Changbin'in üstündeydi.

Kollarını göğsünde birleştirmiş, dik dik ona bakarken Changbin başını eğmiş, masadaki soğuk kahvesinin pipetini dudaklarının arasını sıkıştırmıştı. "Hım," dedi dakikalardır üstünde olan gözle. Geri çekildi. "Ne oldu lan?"

Chan gözlerini kıstı. "O gece sen sarhoş oldun değil mi?"

"Ne?"

"İtiraf oyunu oynadığımız gece, sen sarhoş muydun? Bir şey hatırlıyor musun?"

Changbin de bununla kaşlarını çattı. "Abi bu kadar ne sorguluyorsun?" dedi sorgularsa ileride daha büyük boklar yiyeceklerini bildiği için. Chan telaşla onun ayağına bastı. "Cevap ver, hatırlıyor musun bir şeyler?"

Bakışlarını kafeteryadaki insanlarda dolaştırdı. "Ne gibi şeyler?"

Chan kaşını kaldırdı. "Birinin... Seni öpmesi gibi bir şeyler?"

Changbin bu soru ile öksürdü, bir anda duyduğu şeyle kızarırken aklına düşen şeylerle "Ne alaka," deyip toparlamaya çalışmış, oturuşunu düzeltmişti. "Hayır," demişti. "Ayrıca ne öpmesi, sen mi öptün lan ırz düşmanı hatırlamıyorum!"

Chan başını salladı. "Aynen, ben öptüm."

"Bu soru nereden çıktı?"

"Süpriz yumurtadan."

"Götüne sokarım yumurtayı," dedi kaşlarını çatıp. Chan'ın bacağını dürttü. "Bu soru nereden geldi?"

"Geldi işte aklıma. Sarhoşken sen her boku yapabilirsin, yavşaksın."

Sırıttı. "Sana da yavşayayım istersen canım."

Chan "Yapmadığın şey sanki," demiş, gerilerek ayağa kalkmıştı. Masaya bıraktığı gömleğini eline aldı. "Ben çıkıyorum."

"Nereye?"

Omuz silkti. "Sigara içerim, hava alırım, bilmiyorum."

Changbin'in bir şey demesine izin vermeden kafeteryadan çıkarken okulun arkasına geçip duvara yaslandı ve cebinden sigarasını çıkardı, o sigarayı içerken yanına gelen birkaç arkadaşı ile sohbet etmiş, giderlerken de hala olduğu yerde durmaya devam etmişti.

Gece Minho'ya verdiği bir cevap vardı; hayır.

Sanki hissetmiş gibi bunları düşünürken gözleri ona doğru ilerleyen Minho'yu buldu, bitmiş sigarayı söndürüp çöpe atmış, Minho yanına gelmişti. "Naber lan," deyip aynı onun gibi duvara yaslandığında Chan göz devirdi. "Sürünüyoruz, senden?"

"Fizik okumasaydın."

"Bir daha okuyanı siksinler."

Kahkaha attı. Chan da kendi dediğine gülüp ona bakmış "Ne zaman geldin?" demişti. Ekledi. "Ev sensiz çok boş oğlum, gece Changbin iti ile ben ona o bana baktı en son küfür ederek ben kalktım gittim senin odanda yattım."

Minho bu cümleyle tekrardan bir kahkaha atmış "Aşıksın," diyerek devam etmişti. "Ayrıca aranızdaki sexual tensionu neden bozdun, yazık olmuş."

tomboy, minchanbin ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin