Ayrıcalıklı bir adam olduğunu anladım
Peggy Lee _ Big Spender
🎭
Ertesi gün öğlen saatlerine doğru Harun Berceste, Defne'nin sahibi olduğu butik dükkandan içeri girdi. Sanki tüm evren ona ait ama bunu umursamayan bir tanrı gibi dükkanın içinde ilerledi. Defne girdiği gibi onu fark etti ve onun bu havası karşısında elindeki yüzük tablasını adamın suratına fırlatmak istedi ama yüzüklerine acıdı. Harun'un gözleri dükkanın içinde gezindi ve o sırada bir müşteriye yüzük seçiminde yardımcı olan Defne'nin üzerinde durdu.
"Safire bayılıyorum." dedi kadın parmağına yüzüğü geçirirken. Ama yüzük onun dolgun parmakları için küçük kalmıştı. Kadın sıkıntılı bir şekilde iç çekti.
"Sanırım biraz genişlettirmem gerekecek." dedi devamında yüzünü ekşiterek. Defne içinden var gücüyle 'Hayır!' diye haykırsa da yüzünden yansıyan cılız bir gülümseme ve buna ek olarak,
"Peki." diyen ifadesiz sesiydi. Safir ve prılantalarla bezenmiş zarif yüzük, uzun ve yüzüğe uygun zariflikte bir parmakta güzel dururdu. Kadın da sonunda Defne ile aynı şeyi düşünüyormuş gibi parmağındaki yüzüğü çıkarıp tezgaha geri bıraktı.
"Çok zarif... ama aklımdaki böyle bir şey değildi. Size de zahmet oldu. Teşekkür ederim." dedi iç çekerek. Ardından buz gibi bir gülümseme atıp dükkandan çıktı. Tüm bu süre boyunca Defne, Harun'un bakışlarının üzerinde olduğunu hissetmişti. Yanakları bu ısrarcı bakışlar karşısında istemsizce kızarmıştı ve Defne bunun için kendine kızmaktaydı. Onunla konuşmak zorunda olduğunu biliyordu. Bu yüzden sakinleştirici bir nefes aldı.
"Ne istemiştiniz?" dedi müşterileri için kullandığı soğuk bir nezaketle. Harun onun bu tavrı karşısında gülümsedi ama gözleri en az Defne'nin tavrı kadar soğuktu.
"Ne kadar da resmiyet akan buz gibi bir ses bu! Şununla birlikte kasaya kaldırsan olmaz mı?" dedi tatlı bir sesle. Konuşurken tezgahın üzerinde duran yüzüğü alıp Defne ne olduğunu anlamadan genç kızın parmağına geçirdi. Defne elini kurtarmak için çekmeye çalıştı ama Harun elini o kadar sıkı tutuyordu ki ellerinin hapsinden kurtulmak imkânsız gibiydi.
"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?" dedi elini kurtarmaya çalışarak. Ama bu imkânsız gibiydi. Defne sanki hiç kurtulamayacakmış gibi dehşete kapıldı. Duygusal olarak dengesiz bir hale geçmişti. Nedenini anlayamıyordu.
"Bırakın beni!" dedi sesi titrerken. Sonrasında alışık olduğu sancı beynine girdi. Boştaki eli şakağına gitti.
"Başın mı ağrıyor?" dedi ifadesiz bir sesle. Defne ona güçsüz gözükmek istemiyordu. Bu yüzden beyninde dolaşan acıya rağmen elini şakağından çekti.
"Hayır, ağrımıyor. Gayet iyiyim." dedi bezgin bir iç çekerek. Elini karşısındaki adam istemediği müddetçe geri alamayacağını anlayarak adamın avcunun içine bıraktı. Şimdiye kadar hissetmediği bir korku ile titriyordu ve bunu karşısındaki adama gösterdiği için kendine kızıyordu.
"Birinci ders, benimle mücadele etme, Defne. Kazanmak benim için olağan bir durumdur. Bu durumdan vazgeçmeye niyetim de yok. Boşa kürek çekme." dedi tatlı bir gülümsemeyle. Gülümsemesi çok tatlı olabilirdi ama insanı ürperten bir şeyler gizliydi bu gülüşte. Harun sakince kızın bileğini bıraktı. Defne hızla arkasını dönerek, yüzüğü çıkardığı bölmeye koyup kilitledi. Sonrasında tekrar derin bir nefes aldı ve Harun'a döndü.
![](https://img.wattpad.com/cover/287798626-288-k568128.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girift
RomanceHüzünlü Aşklar Serisi 2 Hayatının üç yıllık bir kısmı silinmişti Defne'nin. Muğla'nın Ortaca'ya bağlı Dalyan beldesinde gözlerini açtığında hafızasından uçup giden anılarının yalnızlığı ile kalakalmıştı. Jandarma ve emniyet de onun hakkında çok bir...