🎭
Defne ertesi gün butiğini enerjik ve bir o kadar da düşünceli bir tavırla açmıştı. Aklı hâlâ Harun'un bıraktığı notun döngüsündeydi. Bu yüzden de yanında birbirinden haylaz ve tatlı iki çocuğu ile birlikte butikten içeri giren Sezin'i fark etmedi. Sezin'in adını söylemesiyle irkilerek düşüncelerinden sıyrıldı. Kendisine içten bir gülümsemeyle bakan Sezin'e döndü.
"Hoş geldin, Sezin!" dedi Defne tatlı bir sesle. Sezin de gülüsedi ama cevap vermesine eline yapışan kızı engel oldu.
"Sinemaya gitmek istiyorum." dedi küçük kız kararlı bir sesle. Sezin iç çekip kısa bir anlığına gözlerini yumdu.
"Hayır, Cemre. Sinemaya gitmeyeceksin." dedi ciddi bir ses tonuyla. Bu net cevapla birlikte küçük kız bir anda hızla tavrını değiştirerek dünyanın en uslu kızı oldu. Defne şaşkınlıkla Sezin'e baktı.
"Bunu nasıl başardın?" dedi merakla. Sezin, Defne'ye dönüp küçük bir kahkaha attı.
"Doğal yetenek ve babasına söyleyeceğim uyarılarıyla. Erhan çelik gibi bir iradeye sahip. Cemre de ona çekmiş ama babasının kendinden güçlü olduğunun da farkında. Tan ise daha uysaldır. Çoğu zaman sessiziliğiyle cevap vermeyi tercih eder." dedi bir koluyla kızına diğer koluyla oğluna sarılarak. Defne iki çocuğun da annelerine sokulmasını gülümseyerek izledi. Defne onları butiğin içindeki küçük koltuk takımına buyur etti.
"Buraya Harun'a önerdiğin o güzel vazo için teşekkür etmeye geldim. Her zamanki gibi harikalar yaratmışsın. Bayıldım." dedi gözleri ışıl ışıl parlarken. Çocukları koltuğa oturttuktan sonra kendini de onların yanına bıraktı. Defne de karşısındaki tekli koltuğa geçti.
"Çok sevindim. Daha öncesinde haberim olsaydı sana özel bir şeyler yapmak isterdim. Ama belki de bunu kendi doğum günü hediyem olarak yapabilirim." dedi Defne içten bir sesle. Sezin gibi tatlı bir insanın karşısında soğuk veya mesafeli durmak imkânsızdı. Bakışları o kadar sıcak ve içtendi ki, insana istemsiz bir güven ve dostluk aşılıyordu. Soğuk ve sert tavırlı Erhan Kahraman'ın ona neden aşık olduğu belliydi. Sıcaklığı , içtenliği ve ele avuca sığmaz tavrı ile onu cezbetmiş olmalıydı. Dışarıdan bakan biri için bile birbirlerini adeta yin yang gibi tamamladıkları barizdi. Sezin'in bu tavrı sebebiyle Defne normalde yapmayacağı bir şeyi yaparak ona Aslı'nın davetinden bahsetti.
"Çok garip bir şekilde dün bir davetiye aldım. Aslı beni doğum günü partisine çağırmış. Neden çağırdığını bilmiyorum. Ne olduğumuzu değil ama ne olmadığımızı biliyorum ve o da dost olmadığımız." dedi meraklı bir tavırla. Sezin şaşkınlıkla baktı Defne'ye.
"Gerçekten mi? Pek rekabet sever biri gibi de durmuyordu ama bilemedim. Zavallı Aslı, Harun hakkında zerre bir fikri yok. Gidecek misin peki?" dedi Sezin gülerek.
"Hayır, gitmeyi düşünmüyorum. Onu da ailesini de neredeyse hiç tanımıyorum. Orada bulunmam için geçerli bir sebep yok." dedi Defne omuz silkerek.
"Neden? Aslı şımarık olabilir ama ailesi dünya tatlısıdır. Ayrıca davetleri de oldukça keyifli geçer. Yine çok güzel olacaktır. Gecesinde bizde kalırsın, davete bereber geçeriz." dedi Sezin neşeyle ellerini çırparak. Onun bu enerjisi karşısında Defne bir an için ne yapacağını bilemese de sonrasında ellerini kaldırıp iki yana saladı.
"Hayır, Sezin. Çok teşekkür ederim teklifin için ama davete gitmemeye karar verdim. Gereksiz kapışmalarla uğraşamayacağım. Senin samimiyetine sonuna kadar güveniyorum ama benim için o davet fazlasıyla samimiyetsiz bir havada geçecek." dedi Defne kibar bir gülümsemeyle. Neyse ki Sezin onu anladı ve daha fazla üstelemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girift
RomanceHüzünlü Aşklar Serisi 2 Hayatının üç yıllık bir kısmı silinmişti Defne'nin. Muğla'nın Ortaca'ya bağlı Dalyan beldesinde gözlerini açtığında hafızasından uçup giden anılarının yalnızlığı ile kalakalmıştı. Jandarma ve emniyet de onun hakkında çok bir...