XXIV.

113 18 12
                                    


Beyaz yalanlar ona sorulur 

Sufle _ Beyaz Yalan 

🎭 

     Defne sonunda kendine geldiğinde ay ışığının aydınlattığı bir odada serin bir yatakta uzandığını fark etti. Yanına dönüp komidinin üzerinde duran telefonunu aldı.  Saat gecenin üçünü gösteriyordu. İç çekerek telefonu yerine bırakıp sırtüstü yatağa geri yattı. Gözlerini tavana kiltledi. Tüm vücudu yaşadıklarının ağırlığı ile bitkindi ama yine de uyuyamıyordu. Zihninde delicesine dönüp duran düşüncelere engel olmak çok zordu. Aslı'nın sözlerine inanmak gibi bir niyeti yoktu ama Harun itiraz etmemişti. Bu Defne'nin içindeki şüpheyi daha da beslemişti. Bu şüphe ile Harun'a karşı beslediği hisler arasında boğuluyor gibiydi. Derin bir iç çekip yataktan kalktı ve Fransız pencerelerinin önündeki tülü çekti ve pencereyi açtı. İnce meltem içeri süülürken derin bir nefes aldı. Zihni sakinleşirken bahçede bir siluet dikkatini çekti. Bahçe sandalyelerine oturmuş göğü izleyen bir siluetti. Defne yüzünü göremiyor olsa da onun Harun olunu biliyordu. Karanlık onu fark etmesine engel değildi. Bir süre onun arkası dönük bir şekilde göğe bakışını izledi. Sonrasında pncereyi kapatıp tülü çekti. Kendine daha fazla eziyet çektirmek istemiyordu. Daha da kötüsü oradan bağırıp ona hesap da sorabilirdi. Duyacağı her cevap ise şu an için onu yıkacağı için duymak istemeyeceği için şimdilik uzak durmak iyiydi. Bu yüzden tekrar yatağa döndü ve sırtüstü uzandı. Beynindeki sesler duymamıştı. Tek düşünebildiği 'Neden?' idi. Bunu neden söylemeyip kendiyle oynadığını düşünüyordu. İçindeki Polyanna ise tüm pozitifliği ile karşıt görüş sunuyordu, 'Sezin böyle bir şey olsaydı söylerdi.' Defne'yi karmaşaya sürükleyen diğer konuda buydu. Sezin ona hiçbir şey söylememişti. Kız kardeşi olarak evli olduğunu biliyor olmalıydı. Biliyor olsaydı kendisini uyaracağını düşünüyordu. O sırada içindeki Kassandra fısıldadı, 'Belki de seni uyaracak kadar umursamıyor.' Bu düşünce kırıcı bir düşünceydi. Defne buna inanmak istemiyordu. Sezin'i sevmişti. Biliyor olması Defne'yi çok kırardı. Bu karamsar düşünceler eşliğinde tekrar uyuyakaldı. 

     Tekrar uyandığında güneşe neredeye en tepeye varmıştı. Defne en son ne zaman herhangi bir ilaç almadan bu kadar uyuduğunu hatırlamıyordu. Dün onu sandığından daha fazla etkilemiş ve yormuş olacak ki bu saate kadar gece uyanışı hariç deliksiz uyuyabilmişti. Uyandığında üstünde gece fark etmediği bir gecelik olduğunu gördü. Onu kimin giydirdiğini hatırlamıyor, Sezin olmasını umuyordu. Yatağın ucunda duran sabahlığı üzerine alarak odadan çıkıp aşağıya indi. Mutfaktan Sezin'in melodik sesinin geldiğini duyunca o tarafa yöneldi. Sezin mutfakta tek başına bir şarkı mırıldanırken kahve fincanını dolduruyordu. Defne'nin içeri girdiğini fark edip ona döndü. 

"Defne, günaydın! Nasılsın? Daha iyi misin? Dün bizi korkuttun." dedi Sezin şefkat dolu bir sesle. 

"Günaydın Sezin. Güzel uyandım. Dün için özür dilerim. Sizin de gecenizi mahvettim. Benim için biraz boğucu bir geceydi." dedi Defne özür dileyen bir gülümsemeyle. 

"Saçmalama, lütfen. Aslı'nın partisindeydik sonuçta. Ayrıca seni daha fazla neyin mutlu edeceğini biliyorum. Bir fincan kahve! Şimdi şöyle otur bakalım." dedi Sezin elindeki fincanı ona uzatarak. Eliyle de yemek masasını işaret etti. Defne kendine uzatılan fincanı minnetle alıp sandalyeye oturdu. 

"Çok fazla uyumuşum. Keşke beni uyandırsaydın." dedi Defne kahvesinden bir yudum alarak. 

"Ah, lütfen ama! Tatil gününde erken kalkıldığı nerede görülmüş? Erhan sabah çocukları kurslarına götürmek için sekiz gibi kalktı. Ben de onbire doğru uyandım." dedi omuz silkerek. 

GiriftHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin