OKUMADAN GEÇMEĞİN !!! ÖNEMLİ !!!
Merhaba arkadaşlar. Bölümün geç geldiğinin farkındayım. Kendi işlerimin yoğunluğundan zaman bulup bölüm yazamıyordum. Multideki resme bakarsanız anlarsanız. Çizimler bana ait) Yeni kolleksiyonumuz üzerinde çalışıyorum. Her kese özel t-shirtler tasarladık ve hepsi el işi ve orijinaldir. Yazın her kesin beyenerek giyeceği ve hediyelik alacağı bi şey tasarladık ;)
Sonunda bu gün zaman ayırıp bölüm yazdım. Yazım hatalarım ola bilir. Acele yazdım. Bu bölümü Ayselena-blinke ithaf ediyorum. Uzun yorum yapana ithaf var. Bu sefer sınır 35 vote ve 10 yorum. Ve kesinlikle sınır geçmeden yeni nölüm yayınlamayacağım. Özür dilerim ama, bir saniyenizi ayırıp küçük yıldızcığa dokunmak o kadar da zor olmamalı, 2000+ tuşa basıp bölüm yazmanın yanında. Umarım bu sefer beni üzmez, oylar ve yorumunuzu bırakırsınız.
Bu arada, zaman buldukça tüm bölümleri düzenleyeceğim. Şarkı olarak, " Avril Lavigne- Give you what you like " dinleyerek okuya bilirsiniz ;)
°•♡•° HER KESE İYİ OKUMALAR !!! :) °•♡•°
Yorgun ama eğlenceli günün sabahında işler bizi bekliyordu. Enis şirkete gitmeden önce, benle Gizemi defilenin geçirileceği mekana bırakmıştı. Amira da annesinin ısrarlarıyla misafirlerle zaman geçirmeye mahkum olmuştu.
Geldiğimiz mekan, denize 100 metre uzaklıkta bir otelin kumsallığıydı. Büyük boş alandı. Podyumu kumsallıkta kuracaktılar. Gösteri akşam ve açık havada olacağı için, spot ışıklarla ışıklandırılacaktı podyum. Podyumun etrafına beyaz oturacaklar koyulacaktı. Modellerin hazırlanması için, podyumun, sahnenin arkasına büyük çadır kurulacaktı. Denize sıfır mesafede, denizle iç içe olan havuz kenarında kokteyl parti olacak, açık büfe ve içki sunulacaktı. Gizem, yardımcısı Burçin ve ben akşama kadar mekanın dizaynını kararlaştırmış, açık büfede yiyeceklerden ve içkilerden neler olmasına karar vermiştik. Davetli listesini, Gizemi buraya davet eden kişi hazırlıyordu. Tabii Gizem de istediği kişiyi çağıra bilirdi. Annesi ve bir kaç akrabası, arkadaşı açılışa gelecekti. Cebime gelen aramayla kızlardan uzaklaşıp, rahat konuşa bileceğim yere geçtim. Arama Enistendi
" Efendim " diyerek aramasını cevapladım. Konuşurken yerimde duramaz, gezerek konuşurdum.
" Nasılsın? Ne zaman bitiyor işiniz? " diye sorunca kolumdaki saate baktım. Saat altı buçuktu neredeyse
" İyi. Sen nasılsın? Yarım saate falan herhalde " diye cevapladım. Gizemlerin yanından bayağı uzaklaşmıştım. Deniz kenarında ilerliyordum. Hava sıcaktı, deniz turkuaz renginde, kum beyaz renkteydi. Dalgaların sesi ve manzara insana inanılmaz huzur veriyordu. Sandaletlerimi elime alarak, denize daha da yakınlaşıp, ilerlemeye devam ettim. Dalgalar her sahile vuruşunda, bazı dalgalar yarışa geçiyor, kazananlar ayağıma ulaşıyordu. Su havanın sıcak olmasına rağmen ılıktı
" Ben de iyi. İşten çıkıyorum, yarım saate orada olurum. Gizemle seni yemeğe çıkarayım " dedi. Arkadaki kapı seslerinden, artık olduğu yerden ayrıldığını anladım.
" Tamam, görüşürüz o zaman " diyerek hafifçe tebessüm ettim.
" Görüşürüz " diye aynı şekilde cevapladı. Cebi kapattıktan sonra, geri dönüp ilerlemeye başladım. Gizemlerle aramızda biraz fazla mesafe açmıştım. Uzaktan sadece giydiği yeşil elbisesini seçe biliyordum.
" Hazırlıklar nasıl gidiyor? " diye sordu Gizemle bana Enis. Bizi aldıktan sonra, İtalyan restoranına getirmişti. Restoran klimalar sayesinde dışardan serindi. Dışarısı ne kadar sıcaksa, içerisi o kadar soğuktu doğrusu ve bu tüm mekanlar için böyleydi. Restoran modern dizayna sahipti. İki ve dört kişilik siyah masalar, gri duvarlar, kırmızı tablolar. Etrafta egzotik yeşil bitkiler restorana kırmızı dışında renk katıyordu. Restorana klasik italyan şarkıları hakimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oasis
Lãng mạnBazı Aşk'lar Okyanus gibidir. Görmesen de, sonunun bir yerde bittiğini bilirsin... Oysa ki, Enis'in Okyanus gözlerinde gördüğüm, Sevgimin, Sevgimizin Sonsuzadek Bitmeyeceğiydi! Aşk sürprizlerle doludur. Kimin olacağı, ne zaman, nerede, nasıl olacağı...