Sabah uykumu almış şekilde gözlerimi açtım. Saate baktığımda 10' u geçiyordu. Banyoya girip yüzümü yıkadıktan sonra, geceliğimle salona indim. Mutfaktan annemin sesleri ve tabii ki de miss gibi kokular geliyordu. Mutfağa girip anneme ' Günaydın ' diyerek yanağını öptüm. Masada yerime yerleşirken, annem hazır olan krepleri tabağıma bıraktı. Ben de üzerlerine çikolata yağı döküp, anemin pişirdiği kahveyle birlikte yedim. Annem öğle yemeğini de pişirip, altını kapatırken
" Benim toplantım var bu gün, ardından da yemeğe gidicez. Ben geç gelirim her halde beni bekleme " dedi. Annem üniversiteyi bitirdikten sonra turizm şirketinde tercüman ve tur rehberi olarak çalışıyordu. İşiyle alakadar Dünyanın bir çok yerinde olmuştu. Ben Dünyaya geldikten sonra tur rehberliğinden çıkmış, sadece bazı şirketlerde tercüman olarak çalışmıştı. Şimdiğe kadar da bir çok önemli toplantılarda iştirak etmiş, bazıları yurt dışında olunca da seyahetlere çıkmıştı. Tabii ben kendim evde yalnız başına kalmağı başarana kadar da, arkadaşı, teyzem gibi gördüğüm Leyla hanıma bırakırdı. Ya da Leyla hanım gelirdi.
" Ben de zaten akşam yemeğe davetliyim. Amira davet etti " dedim. Annem de onaylayınca, odasına gidip hazırlanmağa başladı. Ben de kahvaltımı yaptıktan sonra, mutfağı toplayıp odama çıktım. Üzerimi değişip rahat giysiler giydikten sonra salona indim. Annem de çok geçmeden salona inmişti. Üzerinde sade dizden olan, kalem etekli siyah elbisesi vardı. Elinde de gamboçlu elbisesi. Anlaşılan akşamki yemek şık yerde olacaktı. İnce topuklusunu giyip, üzerine de koyu mor pançosunu aldı. Kendi arabasının anahtarlarını da alıp, bana ' Güle güle ' diyerek evden çıktı. Ben de boşluktan yararlanarak, ' Vampire Daires ' dizisinin 5 . sezonunu izledim. 3, 4 bölüm aralıksız izledikten sonra acıktığımı hissedince saate baktım. 2' i geçiyirdu. Diğer bölümünü açıp hazır saklayarak, mutfağa gittim. Annem harikalar yaratmıştı. Tavuk göğsü kızartmış, patates köftesi ve salata yampıştı. Kendime güzelce sofra kurup, iştahla onları yemeğe başladım. Mutfağı da toplayıp salona geçince saat 3'ü geçiyordu. Bir bölüm de izleyip, hazırlanıcaktım. Bu bölüm de en heyecanlı yerinde bitince kendimi zorla laptoptan ayırıp, uyku rejimine bırakarak odama çıktım. Tam banyoya girmek üzereyken cebim çaldı
" Prenses, Napıyorsun? " Arama Gizemdendi. Sesi heyecanlıydı.
" Hazırlanıyordum canım, akşam için. Sen napıyorsun? "
" Ben de hazırlanıyorum, akşamki yemekçin, iş görüşmesini anlaştıklarımla. Nereye davet ettiler seni? " heyecanını şimdi anlamıştım.
" Cameniya Otel . Orada olmuştuk bir kez. Çok şık bir yer. " dedim. Devrimin ablasının düğünü orada olmuştu. Otelin önünde deniz manzaralı büyük bahçe, tam ortada havuz, havuzun kenarlarında da tek ayaklı uzun masalar vardı. 2 yıl geçmişti. O zaman oranın bir restaurantı olmadığını biliyordum. Belki yakınlarda yapmışlardı. Yine de sonuç değişmiyordu. Orası Muhteşem ötesi şık bir yerdi.
" Bu da demek oluyor ki, oraya çok şık giyineceksin. Hatta bana resmini attığın, Pınar ablanın getirdiği elbiseyi giyin "
" Gizem abartı kaçar " dedim düşünceli tonda, aslında fena fikir diildi, sonuçta orası İstanbul'un en şık yeri. Mutlaka en sosyetik hanımlar, hatta maqazinciler oradadır
" Amiranın abartı giyeceğine eminim " dedi kıkırdayarak
" Ben de diyerek onayladım. Sen kazandın Minyonum " deyince küçük sevinç nidaları atarak, çabuk hazırlanmamı, kendisinin de hazırlanmasını söyleyip kapadı.
Kısa sıcak duş aldıktan sonra bornozumu giyip, küçük saç havlumu da kafama sararak banyodan çıktım. Yatak odamın yanındakı küçük giysi odasına gittim. Annemim aldığı elbiseyi askılıktan çıkarıp odama geri döndüm. Odamdaki duvarda gizli dolaptan iç çamaşırlarımı çıkarıp yatağıma koydum. Kurulandıktan sonra iç çamaşırlarımı giyip, saçlarımı kurulamağa başladım. Saçlarımı tarayıp düz fön çektikten sonra, elbiseyi üzerime geçirdim. Saçımı at kuyruğu yaptıktan sonra uçlarını maşaladım. İki taraftan da bir tutam saç boş kalarak yanlara düştü. Linerla rimel çektikten sonra, gölgeli göz makyajımla göz makyajımı bitirdim. Biraz allık ve pudra tonlarında rujumla makyajımı bitirdim. Elbisemde taşlar olduğundan aksesuar takmadım. Pudra klaçıma ruj, allık ve cebimi koyup, nude topuklularımı giyerek salona indim. Saata baktığımda 6'yı 5 geçiyordu. Biraz daha geç çıkarsam gecikecektim, üzerime siyah pançomu alarak evden çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oasis
RomanceBazı Aşk'lar Okyanus gibidir. Görmesen de, sonunun bir yerde bittiğini bilirsin... Oysa ki, Enis'in Okyanus gözlerinde gördüğüm, Sevgimin, Sevgimizin Sonsuzadek Bitmeyeceğiydi! Aşk sürprizlerle doludur. Kimin olacağı, ne zaman, nerede, nasıl olacağı...