Merhaba sevgili okuyucularım!) Yeni bölüm deyil, şimdiden söyleyeyim) Yeni bölümün gelmesi için sınırı geçmeniz lazım ;) Bu paylaştığım, diğer kitabımın ilk bölümü. Harry Styles kitabıdır! ;) Okumak isteyenler, çalışmalarımdan bula bilirler! "O.N" isimli kitaptır, onu da okuyup, fikirlerinizi bildirirseniz, mutlu olurum) Şimdiden Teşekkürler! İyi okumalar ! :)
Evde oturmuş seneler önce, hatıralarını saklamak için, özel olarak, kendisinin yaptığı kilitli tahta sandığı açtı. İçinde küçüklüğünden bu yana, bir çok resimleri, küçük küçük eşyaları, ve hatıraları, anıları vardı. Hepsi onun için çok değerliydi. Tıpkı şimdi elinde tuttuğu buruşuk, eskimiş kağıt parçası gibi. Onu, onun için değerli kılan, onun için çekilmiş olmasıydı. Bu resim onun için çizilmiş ilk ve en değerli resimdi. Bir çok kez buruşturup, yırtıp atmak, hatta yakmak istese bile, yapamamış, hep saklamıştı. Resmi ilk gördüğü anı hatırlayınca, yüzüne gülümseme yayıldı...
10 Sene Önce ...
"Nila! Çabuk ol, derse geç kalacağız! Andrew hocayı biliyorsun! Gecikirsen derse almayacak!" diye uyarıp, beni beklemeden sınıftan koşar adımlarla çıktı Lauren.
Roma Hukuku hocamız, Andrew hoca oldukça katı biriydi. Derse kim gecikirse geciksin dersine almaz, hiç bir açıklamayı ve ya bahanelerini dinlemezdi. Ben de gecikmek istemiyordum, ama, Odak ders boyunca bir şeyler karalamıştı. Bunu ciddi anlamda merak ediyordum. Merakıma en büyük sebepse, arada bi bana inceler gibi bakmasıydı. Benim ona baktığımı görünce de, hemen bakışlarını kaçırıyordu. Kim olsa ilgisini çekerdi. Üstelik bu kişi Odak'sa.
Odak bizden üç yaş büyük, gizemli biriydi. Hiç kimse onun hakkında pek bir şey bilmezdi. Derslerinde başarılıydı. Bu kadar başarılı olup, neden üç sene geç üniversiteye girdiği, neden hiç kimseyle konuşmadığı ve bir çok şey, onu daha da gizemli yapıyordu.
Sınıfın tam boşaldığına emin olunca, az önce onun oturduğu masaya doğru ilerledim. Bir kaç defteri masanın altındaydı. Resmi çizdiyi kağıtı onlardan birinin arasına koymuştu. Etrafı tekrar kontrol ettikten sonra, hemen defterlerini karıştırdım. İkinci defteri de karıştırınca, aradığım resmi bulmuştum. Resimde sadece gözler vardı. Bunlar benim gözlerimdi. Çok güzel çizilmişti. Çizim yeteneği olduğundan haberim yoktu. Gerçi onun hakkında ne biliyordum ki. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Derse yetişmem gerekiyordu. Resmi yerine koymak istemiyordum. Çalan zille de, telaşa kapılıp, resmi çantama, defterleri de az önceki yerlerine bırakıp, sınıftan koşarak çıktım.
Giremeyecektim derse. Eminim. Sınıfın kapısına beş altı adım kala, daha bir kişinin geç kaldığını ve sınıfa adımını atamadan, dersten çıkarıldığını gördüm. Haksızlık ama bu, daha bir dakika bile olmamıştı. Ben de adımlarımı durdurup, geldiğim yönün aksine doğru yürüdüm. Sınıfa girmem anlamsızdı. Zaten derse almayacaktı. Seneyi Roma Hukuku dersinden devamsızlıkla bitirmesem iyi olurdu.
Sabahta bir şey yemediğimden, kantine inip, kahveyle tost alarak, ücra bir köşeye çekildim. Her keste derste olduğundan, kantinda üç dört kişi vardı. Tostumdan büyük bir ısırık alıp çiğnerken, resim aklıma geldi. Tostumu tepsime bırakıp, çantamdan resmi çıkardım. Sadece gözlerim vardı. Ciddi sert bakışlar. Laurenin de dediği gibi, hep kaşlarım çatık, suratımdaysa ciddi ifade oluyordu. Yalnız ders dinlerken olsa iyiydi. Yolda yalnız başına yürürken de, hep kaşlarım çatık olurdu. Bunun içinde çoğu bana, "sert kız", "asabi kız" gibi, anlamsız lakaplar takardılar. Oysaki kaşlarımı çatdığımdan kendimin bile haberi olmazdı. Roma Hukuku dersinden sonra Medeni Hukuk dersimiz vardı. Son dersti o da. Sonra da üniversiteden çıkıp eve gide bilirdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oasis
RomanceBazı Aşk'lar Okyanus gibidir. Görmesen de, sonunun bir yerde bittiğini bilirsin... Oysa ki, Enis'in Okyanus gözlerinde gördüğüm, Sevgimin, Sevgimizin Sonsuzadek Bitmeyeceğiydi! Aşk sürprizlerle doludur. Kimin olacağı, ne zaman, nerede, nasıl olacağı...