Will You Marry Me ?

71 20 0
                                    

   Merhaba Sevgili okurlarım! :) Bölüme başlamadan önce burayı okursanız mutlu olurum! Hepinizin devamlı yeni bölüm istediğini biliyorum. Hafta içi işte olduğumdan yazmağa zamanım olmuyor. Hafta sonlarını da takdir ederseniz dinlenmek için kendime ayırmak isterim. Bu tabii ki yazmayacağım anlamına gelmiyor. Eğer sizden kitaplarıma karşı ilgi görürsem, yeni bölüm yazacağım. Yeni bölüm isteyen her kesin oylamasını ve kısa da olsa yorum bırakmasını istiyorum! :) Şimdiden teşekkürler! Sınır yok! Kısa da olsa bölümü yaynlamak istedim! Gelecek uzun bölümde görüşmek üzere! İyi okumalar! :) xx


    Araba bahçenin demir kapılarından çıkar çıkmaz, " Nereye gidiyoruz? " diye sordum.

   Enis'se yoldan gözünü ayırmadan, " Sürpriz " diye kısaca yanıtladı. Sesinden sabırsızlık, heyecan, stres akıyordu resmen. Ve bu da beni heyecanlandırıyordu. Nereye gideceğimizi ve neden söylemediğini merak ediyordum.

   Araba yolda ilerlerken, ikimiz de sessizce oturmuştuk. Enis'e dikkat edince, hiç konuşmaması, araba kullanırken dizini sallaması, parmaklarıyla direksiyonun üzerinde ritim tutmasından, yanılmadığımı, gerçekten heyecanlı olduğuna emin olmuştum. Arabadaki sessizliğin canımı sıkmasından, ve Enis'in bir nebze olsun rahatlamasını sağlamak istediğimden radyoyu açtım. Şansıma, Madonna'nın Frozen şarkısı yeni başlıyordu. Eski olmasına rağmen çok sevdiğim şarkıydı. Ve şimdiki yolculuğumuza kesinlikle uyuyordu. Enis'in şarkı sayesinda stresi azalırken, nakarat kısımlarını sadece kendimin duya bileceği şekilde tekrarlayarak babamı ve ailesini düşünüyordum.

   Araba Dubai Mall'un önünde durunca, soru sormadan arabadan indim. Sürprizi neydi delicesine merak ediyordum. Abaya'ların olduğu mağazaya doğru ilerlerken, ben de onu takip ettim.

   " Camiye gideceğiz, burdan beğendiyini giy çıkalım gecikmeden " diye kısaca bilgilendirdi. Dediğini sorgulamadan uygulayarak, mağazaya girip, üzerimdeki siyah tül elbiseyi örtecek, siyah, bej detayları olan işlemeli abaya ve baş örtüsünü denedim. İlk denediklerimi beyenerek, çıkarmadan, Enis'in ücreti ödemesiyle oradan çıktık. Ben arabaya ineceğimizi düşünürken, Enis beni asansöre yönlendirmiş, en son kata tuşlamıştı. Asansör son kata ulaşıp, kapıları açılınca, geçen defa bindiğimiz helikopter karşıladı bizi.

   Gökteki bulutları turuncuya boyayan Güneş, batmaya yüz tutmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

   Gökteki bulutları turuncuya boyayan Güneş, batmaya yüz tutmuştu. Şeyh Zayed Camii'nin minareleri uzaktan kendini belirtirken, bu saatte, buraya neden getirdiğini ve neden heyecanlandığına anlam veremiyordum. Enis çok farklı biriydi. İş yerindeki soğuk sert görüntüsünün aksine, sıcakkanlı ve duygusal biriydi. Sevdiği insanlara değer ve önem veriyor, onların hep yanlarında olup, elinden gelen desteği yapıyordu. Daha Gizeme söylemeden, babamı Enis'e söylemiştim. Bu kadar kısa zamanda güvenip onu sevmeme hayret ediyordum. Bu zamana kadar hayatımda hep annem, Gizem, Devrim ve Bora olmuştu. Onları senelerdir tanıyordum. Enis ama, hayatıma birden girmiş ve kısa sürede hayatımın en önemli parçalarından biri olmuştu. İyi ki hayatıma girmişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 24, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

OasisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin