OKUMADAN GEÇMEYİN! :)
Merhaba sevgili okuyucularım. Uzun bir ara verdiğimin farkındayım. Ama bu kadar ara vermemin yararlı olduğunu düşünüyorum. Kitabımı baştan okuma şansım oldu. Bazı yanlışları düzenledim ve bazı şeyleri değiştim. Bu arada bazılarınız okurken, annesinin ismini Derya olarak okumuş ola bilirsiniz. Ama, artık, Pınar diye değiştim. Zaman buldukça Kitabı tekrar düzenleyeceğim ve belki bölümlere eklemeler yaparak uzata bilirim. Şimdilik, gelecek bölüme tahmin yapa bilmeniz için küçük bir bölüm paylaşıyorum. Yeni bölüm hafta sonu gelicek inşAllah! Tahminlerinizi ve görüşlerinizi yazmağı unutmayın! ;)
İyi Okumalar!))
FlashBack
Amira Albokhair
"3-cü kere söylüyorum abi, merak etme. Hiç kimse fark etmeden yapacağım ".
" Umarım " diyen Enise görmese de gözlerimi devirdim. Bu kadar tembihlemesine gerek yoktu.
Ecrinin aramasıyla, ben bavulu, Enis'te hediye paketlerini alıp, otelden çıktık. Ecrin bizimle görüştükten sonra bagajı açtı. Enis bavulu ve hediye paketlerini yerleştirirken, ben de arabaya geçip oturdum. Enis her zamanki gibi, önde, Ecrinin yanında yerini almıştı. Ecrin arabayı çalıştırıp, oteli geride bırakırken, gideceğimiz yerden konuşuyorduk. Devrimi arayıp, yola çıktığımızı haber verdi. Konuşayı bitirip, kulaklıklarını çıkarmaya çalışınca " Sen dikkatini yola ver, ben çıkarırım " diyen Enise baktım. Ecrin kafasıyla onaylarken, bu hallerine gülümsedim. Daha önce abimi böyle görmemiştim. Çıktığı bir sürü kadın vardı. Ama, hiç birini benimle tanıştırmamış, ve hiç bu kadar uzun sürmemişti. Abimi ilk kez aşık ve bu kadar heyecanlı, huzurlu, mutlu görüyordum.
Çatalcada çok hoş bir restauranta gelmiştik. Her kes bizden önce oraya varmış bizi bekliyordular. Bizim dışımızda, yine bizim gibi gruplar vardı. Masaya geçip otururken, her kes bizim de anlamamız için ingilizce konuşuyordu. Uzun masada bayanlar yan yana oturmuş, beylerse karşımızda oturmuştu. Benim karşımda da Devrim vardı. Hepimiz konuşup, masamıza şen kahkahalar hakimken, çoğu kez beni gülümseyerek izleğen Devrimi farketmem beni daha çok mutlu ediyordu.
Gece sonunda anneler bizden ayrılmış, biz de toparlanarak, restaurantı terk etmiştik. 25 dakikalık yolun sonunda ormanın ortasında bir dağ evine gelmiştik. Evin içi, dışı çok güzel dekorasyona sahipti. Eve girer girmez, üzerimizi değişmek için, bizim için ayrılan odaya çıktık. Oda soğuk olduğundan, üşütmeden üzerimizi çabuk değişip aşağı indik.
Ecrinin hazırladığı tatlıyı yerken, Mafya oynamağa karar verdik. Ecrinle Enis oyunu kazanırken, lavabo bahanesiyle üst kata çıktım. Odaya girip, çantamdan Enisin verdiyi malafayı çıkarıp, Ecrinin aksesuarlarını koyduğu yere ilerledim. Yüzüğünü malafadan geçirip ölçüsüne baktım. Ölçüsünü aldıktan sonra, yüzüğünü yerine koyup, malafayı da çantama attım. Gecikmeden odadan çıkarken, Enise " Görev tamam! Yüzük ölçüsü 18 " yazarak mesaj attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oasis
RomanceBazı Aşk'lar Okyanus gibidir. Görmesen de, sonunun bir yerde bittiğini bilirsin... Oysa ki, Enis'in Okyanus gözlerinde gördüğüm, Sevgimin, Sevgimizin Sonsuzadek Bitmeyeceğiydi! Aşk sürprizlerle doludur. Kimin olacağı, ne zaman, nerede, nasıl olacağı...