ÖNEMLİ OKUYUN LÜTFEN
Merhaba arkadaşlar. Bölümün geç geldiğinin farkındayım. Ama daha sınırı geçmeden yeni bölüm yayınlıyorum. Bölüm kısa oldu. Daha da geç gelmemesi için, ara bölüm gibi bir bölüm yazdım. Daha uzun ve yeni bölümün çabuk gelmesini istiyorsanız, oylamayı ve yorum bırakmayı unutmayın. Hikayemi okuyan gözleriniz, Yorum bırakan ve oylayan parmaklarınız dert görmesin :D Şimdiden teşekkürler. İyi okumalar.
P.S _ Sınır 35 vote)
İma ettiği şeyden sonra, mutfaktan iki tabak alarak, salona geçmişti. O masayı hazırlarken, ben de bir yandan biberleri ekleyip kavururken, bir yandan da kendime gelmeye çalışıyordum. Bu, gün içerisinde ikinci imasıydı. İlki arkadaşına beni nışanlısı gibi tanıtması, diğeri de, evlilik konusunda ailesine katıldığını belirtmesi. Ben henüz böyle şeylere hazır değildim. Sonuçta neredeyse iki aydır bir birimizi tanıyorduk. Bu kadar kısa zamanda sevgili olmamızı bile yeni yeni kabullenirken, başka şeyler için çok erkendi.
Şimdilik dediklerini unutmaya çalışıp, hazır olan makarnayla, makarna için hazırladığım tavuklu sosu servis kabına aldım. Ben onları içeri salona götürürken, Enis'te mutfağa ilerliyordu. Dört kişilik masada beni yanıltmayarak, oldukça düzenli bir masa hazırlamıştı. Tabaklar, çatal bıçaklar, kadehler, peçeteler, tuzluk biberlik o kadar düzgün yerleştirilmişti ki, elimdeki tabakları düzensiz koyup, masanın düzenini bozacağımdan korkuyordum. Enis elinde meyve suyu sürahisiyle gelip, onu da masaya yerleştirip, elimde tuttuğum yemek tabaklarını alıp, masaya bıraktı.
" İnanılmaz lezzetli olmuş " dedi makarnasını iştahla yerken. Makarna basit, hazırlanışı kolay yemek olsa da, makarnayı lezzetli yapmak zordu. Yemeklerimizi yedikten sonra, saatin geç olmasından ve Gizemin yarım saate falan eve gideceğinden, ben de Enisle masayı topladıktan sonra, birlikte evden çıktık.
Sessiz araba yolculuğundan sonra, Amiranın evine varmıştık.
" Yarına bir plan yapmayın. Sizi bir yere götüreceğim "
" Nereye ? Saat kaç gibi" diye sordum ben de.
" Safariye. Öğleden sonra " diye karşılık verdi. Kemerimi çözüp arabadan inerken, onun haraket etmediğini görüp
" Sen inmiyormusun? " diye sordum.
" Hayır. Eve gideceğim, misafirlerimiz de varmış. Yarın sizi almaya gelirim. İyi geceler " Diyerek, uzanıp yanağımdan öptü. Ani haraketiyle donup kalmıştım. Çabuk kendimi toparlayıp, -ne kadar becere bildiysem,- beceriksiz bir gülümseme atıp, arabadan çabuk çıktım. Ona dönüp " Tamam, sana da iyi geceler " derken, bu gün neredeyse suratından eksilmeyen gülüşüyle bana bakıyordu. Kızardığıma yemin ede bilirdim.
" Geldin mi? Nasıl geçti günün? " diye kapıda karşıladı beni Amira.
" Kapı önünde sohbet etmeyi bırakın da, kızlar gecesi yapalım bu gece. " diye salondan seslendi Gizem. Bu haline Amirayla birlikte kıkırdayıp salona geçtik. Yemek için masa hazırlamıştılar. Yeni yediğim için, kendime sadece meyve suyu aldım. Kızlar masaya yerleşir yerleşmez konuşmaya başlamıştılar. Yarınki programı söyleyince ikisi de razı olmuştu. Defileye çok az kalmıştı. Yarın son tatil günümüz sayılırdı. Diğer günler yorucu günler olacaktı. Devrimle Bora da ay sonu geleceklerdi. Açılışa gelemeyeceklerdi galiba. Yemekten sonra Devrimi aramayı aklıma not ettim. Yemek bittikten sonra birlikte mutfağı toplamış, biraz dedikodu yapmış, sonunda uyumaya karar vermiştik. Hepimiz odalarımıza geçince, direk Devrimi aradım
" Prenses? Sen beni ararmıydın? " diye alaylı tonda sordu Devrim
" Üzüyorsun beni. Sadece 2 gündür konuşmuyoruz. Üstelik sen de aramadın. Allahtan Amira var da arada senden haber ala biliyoruz " diyerek, ben de onunla alaylı tonda konuştum. Küçük tatlı kahkahasından, eylendiğini anlıyordum. " Barselona nasıl? Defileden sonra mutlaka uğrayacağım oraya. " dedim iş konuşmalarına geri dönerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oasis
Storie d'amoreBazı Aşk'lar Okyanus gibidir. Görmesen de, sonunun bir yerde bittiğini bilirsin... Oysa ki, Enis'in Okyanus gözlerinde gördüğüm, Sevgimin, Sevgimizin Sonsuzadek Bitmeyeceğiydi! Aşk sürprizlerle doludur. Kimin olacağı, ne zaman, nerede, nasıl olacağı...