Okumadan geçmeyelim sevgili okuyucularım!))
Yeni bölümün erken gelmesi, sizin elinizde, bunu unutmayın!) Geçen bölüm yaptığınız yorumlara çok mutlu oldum!) Bu bölüm sınır en az 40 vote ve 15 yorum!) Uzun yoruma ithaf var. Ve lütfen eleştirilerinizi, görüşlerinizi ve tahminlerinizi yazın! :) Sizleri çok seviyorum!) Şarkı olarak Don't Speak - Tragic Kingdom ve Feel - Robbie Williams dinleye bilirsiniz, ben onu dinleyerek yazdım) Eski ama güzel şarkılar) Bölüm ithafına gelirsek, @ayselena-blink @DlekSylmez @koken1905 @BeyzaKken , yorumlarınız için çok teşekkürler! :)
İyi okumalar!)) Xoxo ;)
Enis hayatıma girdiğinden beri, hayatım boyunca tatmadığım, yabancısı olduğum duyguları tattırmıştı bana. Kendisi bile farketmeden, hayatıma sürprizler getirmişti. Aşk nedir bilmezdim mesela. Sevmek nasıl olur, nasıl duygudur... Hep filmlerden izler, şarkılardan dinler ve kitaplardan okurdum... Hayattan mı? Hayatta "işte bu aşk" dediğim bir aşk karşıma çıkmamıştı. Şimdi her kes çıkar ilişkisindeydi...
Gençken bile maksatlarım için uğraşırken, yaşıtlarım sevgili bulup, nışanlanıp evlenirken, ben kariyerimde büyük adımlar atıyordum. Buna pişmanmıydım? Kesinlikle hayır! Doğru zamanlarda doğru kararlar verdiğime inanıyordum. O zamanlarda, belki ben de diğerleri gibi aşk peşinde olsaydım, şimdi Enisi tanımayacak, kariyerimi yapamayacak ve elde ettiğim başarıları kazanamayacaktım. Ve en önemlisi, belki de asla babam gerçeğini öğrenemeyecektim.
Enis hayatıma girdiğinden geçmişimi, hayatımı sorguluyordum. Asla yalnız olmamış, yalnızlık hissetmemiştim. Çocukken çok iyi hatırlıyorum, Okula ilk gittiğim gün, tüm çocuklar, anneleri ve babalarıyla beraber giderken, ben sadece annemle gitmiştim. Annemin üzüldüğünü görünce, elimden geldiğince mutlu gözükmeye çalışmış, tüm gün anneme gülümsemiştim. Ben daha çocukken olgunlaşmıştım. Babamın yokluğunu kabul etmiş, babamı sorgulamamıştım. Hep annem olmuştu hayatımda. Daha sonra okuldan arkadaşım Gizem. Daha sonra üniversiteden Devrim ve Bora. Hayatıma renk, mutluluk katan kişilerdi bu dört kişi...
Daha sonra hayatıma dahil olan Enis... Kendisiyle birlikte heyecan, güven, şefkat, mutluluk, duygu, aşk getirdi. Babamı bulmama yardımcı olmuştu. Buradaki mevkisinden dolayı da istediyi bilgileri, istediyi zaman elde ede biliyordu. Topladığı bilgilerden de, babama ulaşa bilmiştik. Yani, umarım sandığımız kişi, gerçekten babamdır. Bir hafta sonra babamı görecektim. Görünce ne hissedeceğimi, ne yapacağımı bilemiyordum. Annem hala onu severken, başkasıyla evlenip kendi hayatını kurmazken, babam başkasıyla evlenip, mutlu hayat yaşıyorsa, ne yapardım bilemiyorum. Yani onu affedemezdim. Sırf onların törelerine göre annemi bırakıp gitmişse onu affetmem zordu.
Bir yandanda babamı delicesine merak ediyor, onu görmek istiyordum. Baba duygusunu tatmak istiyordum. Yanında şımarık kız çocuğu olmak, küçükken bana masal okumasını, yaptığım yemekleri ona tattırmak, çizgi filmi izletip, beraber gülmek, eve geç geleceğimi söylediğimde, beni alacağını söylemesini, başarılarımla gururlanmasını, sevdiğim adamdan kıskanmasını, bana satranç öğretmesini ve daha saya bileceğim o kadar şey vardı ki... Bir çoğunun babası yanındayken, bunları her gün önemsiz bir şeymiş gibi yaparken, bazılarınında bunu delicesine arzulaması... Onlar babasızlık duygusunu tatmadıklarından, eve geciktiklerinde, babalarının merak edip onları aramasına sinirlene biliyorlardı... Biliyordum, bu saydıklarımı babamı bulsam bile yapamayacaktım. Ben zaten artık küçük kız çocuğu değildim. Ben artık çizgi film izleme yaşımı geçmiş, satrancı kendim öğrenmiştim... İçimdeki bu duygusallık, kızgınlık, kırgınlık kimeydi bilmiyordum... Babama mı? Annemi anlamsız törelere tercih edib, bırakıp gitdiği için... Anneme mi? Çok güçlü, gururlu kadın olup, ikinci eş olarak gitmediği, bu yaşıma kadar babamı benden sakladığı için... Hayata, Kadere mi? Anneme, babama güzel kader yazamadığı, onların karşısına zorlu seçimler koyarak, birbirlerinden ayırdığı için... Babamı ne kadar özlesem de, ne kadar sevsem de, baba duygusunu ne kadar merak etsem de, onu affede bileceğimi sanmıyordum. Affetmeyecektim de!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oasis
RomanceBazı Aşk'lar Okyanus gibidir. Görmesen de, sonunun bir yerde bittiğini bilirsin... Oysa ki, Enis'in Okyanus gözlerinde gördüğüm, Sevgimin, Sevgimizin Sonsuzadek Bitmeyeceğiydi! Aşk sürprizlerle doludur. Kimin olacağı, ne zaman, nerede, nasıl olacağı...