" İnanamıyorum ! O kadar yakınlaştınız, o kadar romantik ortam ! Ve o sana sevgisini itiraf etmedi ! " Gizemin bağıra bağıra konuşmasını, elimle ağzını kapatarak susturdum. Çılgına dönmüştü. Sabah uyanınca Fuara gitmiş, bitince de eve dönmüştüm. Devrim de ordan evine geçmişti. İşler de tatile girdiğinden rahattık. Gizem de akşam yemeğine bize gelmiş, annemle yemek yiyerek vakit geçirmiş, sonra da odama çıkmıştık. Enisle olan, dünkü gece hakkında konuşurken, çılgına dönmüştü. Ağzını kapatıp, bağırmalarını annemin duymaması için zorla susturdum. Sakinleşince elimi ağzından çekerek
" Lütfen yüksek sesle konuşma. Annem duyacak " deyince kafasıyla onaylayarak, devam etmemi bekledi. " Evet hiç bir şey demedi. Bir şeyler söylemek istiyordu aslında. Çok kararsız gibi gözüküyordu. Nasıl Seni Seviyorum der ki. Daha 20 gündür tanışıyoruz. Bu kadar kısa sürede sevemez " deyince
" Sen seviyormusun ? " diye konuşmamı kesti. Sorunun cevabını ben de bilmiyordum. Daha önce hiç sevgilim, sevdiyim olmamıştı. Yanımda hep arkadaşlarım olmuştu. Üniversiteye girene kadar tüm dikkatimi derslerime, üniversiteye girince de mezun olmak için tüm dikkatimi, yine, derslerime vermiştim. Mezun olunca da şirket sahibi olmak için uğraşmıştım. Kendime iş hayatı dışında hiç zaman tanımamış, hiç kimseye şans vermemiştim. Ta ki Enis gelene kadar. O farklıydı. Diğerleriyle, yani, iş için görüştüklerimle en fazla 2 kere yemeğe çıkmıştım ki, onlarda da Devrim bana eşlik etmişti. Enisle ama, 20 gündür neredeyse her gün konuşuyor, görüşüyorduk. Ve onda, beni ona çeken bir şey vardı. Ondan uzak durmağa çalışırken, daha da yakınlaşıyordum. Hiç bir zaman kekelemeyen ben, dün onun yanında, onun yüzünden kekelemiştim. Hiç kimsenin yanında heyecanlanmadığım kadar, onun yanında heyecanlanıyordum.
" Bilmiyorum Gizem. Uzak durmağa çalışıyorum, ama alınmıyor. Biliyorsun, Dubainin en çapkın iş adamı. Onun yeni hedefi olmak istemiyorum. Ama, o kadar farklı ki. Bana yaklaşımı o kadar güzelki. Kendimi onun büyüsüne kaptırıp, kendimi kaybetmek istemiyorum " dedim kendim bile bu düşüncelerimi ilk defa itiraf ederek. Ben onu seviyordum. Ama onun sevmemesinden, diğerleri gibi görmesinden korktuğumdan, kendimi ondan uzak tutuyordum. Ya da tutmağa çalışıyordum.
" Bence şans ver. Seni kandırmağa cüret edemez. Kendin dedin, şimdi de projenizi aldı, iş ortağınız olucak. Üstelik Amiranın arkadaşısın. Seninle de arkadaş oldu, vakit geçirdi. Bence, seni tanıması için bu kadar zaman yetti ona. Senin diğerleri gibi olmadığını anlamıştır " dedi. Haklıydı. Eğer ki benim diğerleri gibi olduğumu düşünseydi, benimle uzun vadeli iş anlaşması yapmazdı. Eğer ki sevgisini itiraf ederse, şans tanıyacaktım.
" Boradan bahset sen. Çok yakışıyorsunuz. Baloda çok uyumlu gözüküyordunuz " dedim gülümseyerek. Utanınca kızaran yanakları kendilerini belirttiğinde, keyifli şekilde sırıttım. O da daha da kızardı
" Gıcık. O kadar gıcık ki, baloda kendimi zor tuttum. Egoist, öküz, çapkın offf... " diyerek nefesini sesli şekilde dışarı verdi. Her zaman böyle oluyordu. İkisi bir araya gelince Gizem o ortamdan kızgın, Bora da keyifli şekilde ayrılırdı
" Yine ne yaptı ? Seni bu kadar kızdırdı ? " diye sordum, içimde kahkaha atarak. Bayılıyordum onlara. İkisi de bir birine delice aşıkken, bunu göremiyor, bir birlerini çıldırtıyorlardı. Bir defasında geçen sene, birlikte yemeğe çıktığımız gece, Gizeme yakınlaşmağa çalışan çocuğu uzaklaştırmış, uzaklaşmayınca da çocuğu dövmüştü. Çocuk sadece Gizeme Merhaba demişti. Boraya göreyse asılmışmış, kötü çocukmuş, falan filan. Bora da diğer masada oturan kıza göz kırpınca, Gizem kızmış, bana Merhaba diyene sarkmış diyorsun ama, senin yaptığın da, düpe düz benim yanımda asılmak, demişti. Ondan sonra Devrimle ben, Boranın Gizeme, Gizemin de Boraya karşı boş olmadığını anlamıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oasis
RomanceBazı Aşk'lar Okyanus gibidir. Görmesen de, sonunun bir yerde bittiğini bilirsin... Oysa ki, Enis'in Okyanus gözlerinde gördüğüm, Sevgimin, Sevgimizin Sonsuzadek Bitmeyeceğiydi! Aşk sürprizlerle doludur. Kimin olacağı, ne zaman, nerede, nasıl olacağı...