◇ ☆○ Meets ○☆ ◇ ( Part 1 )

838 56 3
                                    

  Merhaba sevgili okuyucularım! ♡
  Çok çok yoğun olduğum için, bu gün için de size bölüm sözü verdiğim için, yazdığım ama bitiremediğim bölümün, bir kısmını yayınlıyorum! Kısa ve pekte sevmediğim bir bölüm oldu, ama, gelecek bölüm uzun ve güzel bir bölümle telafi edeceğim.  Vote'larınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin! Geçen bölümün sınırı daha bu gün geçti! Bu sefer Sınır yok! Yeni bölüm çabuk gelsin isteyen her kesin vote'larını ve yorumlarını bekliyorum! Yeni bölümün çabuk gelmesi sizin elinizde! ;) Medyadakiler, yeni karakterlerimiz! Uzun yorumlara ithaf var! İyi okumalar! 
   İthaflar! @yonca63  Ayselena-blink @koken1905 @SelinKoken @DlekSylmez @Deryanur6 @HiranurxFerda

   " Hazırmısın ? " diye sordu kolunu uzatan Enis.

Otelin açılış partisine gelmiştik. O kadar heyecanlıydım ki, beni giydiren Gizemin ne kadar zaman da, nasıl hazırlandırdığına dikkat edememiştim. Arabanın camındaki yansımama bakarak, yüzüme düşmüş perçemi alıp, kulağımın arkasına getirdim. Dağınık topuz yapmıştım. Kırık beyaz, dar uzun elbise giymiştim. Üzerinde de çok hoş işlemeli abayam vardı. Parlak topuklularımla çok hoş olmuştum. Abaya giymemin sebebini ben bile anlayamamıştım. Sadece birazdan bulunacağım yerde, çoğu bayanlar gibi aynı tarzda olmak istemiştim herhalde. Belkide, babamın beni ilk kez, böyle şekilde görmesini istemiştim... Enis te yine ona yakışan, kanduralarından birini giymiş, birlikte tam bir çift gibi gözüküyorduk. Enisin bana bakan parlak okyanuslarından, güzel gözüktüğümü sanıyordum. Ya da o, zaten her zaman bana öyle bakıyordu... Çok geçmeden, derin nefes alarak, uzattığı koluna girdim.

   Saat altıydı. Ve hava kavurucu sıcaklıktan çıkmış, daha ferah olmuştu. Otelin girişine uzun kırmızı halı serilmişti. Her adımımda daha da heyecanlanıyor, otelin giriş kapısında duran Adama daha da yakınlaşıyorduk. Otelin büyük havuzunu saran geniş bahçesi vardı. Bahçeye uzun ayaklı masalar yerleştirilmiş, otelin çevresine palmiye ağaçları sıralanmıştı. Otel binasının giriş kapısına, açılış için kırmızı kurdele çekilmişti. Tüm misafirler gelince, açılış olacaktı herhalde.

   Adamla aramızda bir kaç adımlık mesafe kalınca, nefesimi tuttuğumu, Enisin nefes al demesiyle hatırladım. Ve derin bir nefes alarak, aramızdaki mesafeyi kapattım. İlk Enisle görüşen adam, babam, bana dönünce, Enis beni kurtararak beni, benim yerime tanıttı.

   " Nişanlım Ecrin " sadece gülümseyerek adama bakarken, adam da bana karşılık gülümseyerek, elini uzattı. Elini sıkarken, gülümseyerek,

   " Memnun oldum. Ben de Said Al-Akhras " diye kendini tanıttı. Oysaki onu zaten isim olarak tanıyordum. Gizemin defilesinde karşılaştığım bayla, güzel bir bayan yanımıza geldi. Adam onları görünce, gözlerindeki ışıltı daha da artarak, bize onları tanıttı,

   " Oğlum Cumah ve kızım Pınar Al-Akhras "
Ben söylediği isimle şoka girerken, kız ve yanındaki bana ışıldayan gözlerle bakan abisi gülümsedi. Enis bakışlarını farketmiş olmalı ki, sahiplenircesine, kolunu belime doladı. O da duyduğu isime karşı şaşırmıştı. Enis onlarla biraz daha konuştuktan sonra, - otel için iltifatlarını, düşüncelerini söylerken - , ben de hala isme takılı kalmıştım. Enisin yönlendirmesiyle, bahçede boş duran masalardan birine doğru ilerledik.

   " Annemi sevmiş, hala unutmamış... " dedim kendi kendime. Ya da Enise bilemiyorum. Hatta, gerçekten sevmiş ve unutamamış... Acaba anneme, babamın hala onu sevdiğini söylesem nasıl hissederdi... Ve duyduğum isimle, o adamın, babam olduğuna emin olmuştum. Yanımızdan Pınar geçerken, bana bakıp gülümsedi. İstemsiz olarak ben de gülümsemesine karşılık verirken, üvey de olsa, kardeşlerimin olduğunun yeni farkına varıyordum. Artık yalnız çocuk değildim. Üvey de olsa kardeşlerim vardı.

OasisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin