(4)

2.4K 69 37
                                    

Bölüm müzikleri:mecnun-ilyas yalçıntaş

Sarılsak mı artık? - sezer sarıgöz&tekir

Don't let me down

İyi okumalarke!

Yn...

Sabah uyandığımda üzerimde sadece pijama takımımın olması beni mutlu etti.

Sol tarafıma baktığımda, çağanın sırtı bana dönük bi halde uyuduğunu gördüm.

Gülümsedim. Ama sonra bişey fark ettim.

Çağanın üzerinde tişört falan yoktu. Hala üzerinde tişörtü yoktu, dün geceden beri böyle mi yatıyodu yani?

Ay bi dakika.

Baya kaslıydı valla. Ov, ben hayatımı kimle birleştirdim böyle!

Yataktan yavaşça kalktım ve üzerime bişeyler almak için giyinme odasına geçtim. Çok büyüktü bu oda ve baştan aşağı ben ve çağan için alınan kıyafetler bulunuyodu.

Gidip kendime tişört, siyah kot pantolon ve değişik ama çok hoş duran bi ayakkabı seçtim. Hemen üzerimi giydim ve bana aldıkları yeni telefondan saate baktım.

Daha saat 7ydi. Ve yine uyanır uyanmaz canım sıkılmıştı.

Bu giydiğim değişik ayakkabının fotoğrafını çektim ve internette arattım. İsmi jordan ayakkabıymış.

Can sıkıntım geçsin diye yeni telefonuma, eski telefonumdaki hesaplarımı ve fotoğraflarımı aktardım. Sonra aşağı indim ve hizmetliler olduğunu gördüm.

Yani benim yapmam gereken hiçbi iş yokmuş. Ama ben iş yapmadan duramazdım. Önceki yaşantımda bile çok iş yapardım. Burda da öyle yapacaktım yoksa can sıkıntısından burda patlayacaktım!

Kadın her en kadar çalışmamam için direttiyse onu zorladım. Her ne kaadar 'sen yeni gelinsin, sen artık ağanın eşisin' dese de umursamadım ve işlerin ucundan tuttum.

Kahvaltıyı ben hazırlamak istiyorum diye kadını zorladım. Onun dinlenmesi için odasına çekilmesini, her şeyi benim halledeceğimi söyledim.

Kadında da bi inat vardı bi inat! İkna edene kadar canım çıktı! Zaten ikna edene kadar saat 8.30 olmuştu.

Büyük yemek masasına dolaptaki her şeyi yerleştirdim. Biraz kızartma yaptım, tost hazırladım, kalem börek yaptım ve çay demledim.

Her şey hazır olunca yukarı çıktım. Sessizce ve yavaşça odanın kapısını açtım. İçerde kimsenin olmadığını fark ettim.

Banyodan su sesi geldiğini anlayınca tam odadan çıkacaktım ki çağana yakalandım.

Duş aldığı için vücudu hem açıktı, hem de ıslaktı. İstemsizce ellerimi gözlerime götürdüm ve sıkıca bastırıp görmemi engelledim.

Çağan:ya güzelim, sen niye bu kadar utanıyosun ki? Hem dün gece de beni böyle gördün, sadece ıslak değildim.

Utancımdan yanaklarımın kıpkırmızı olduğuna kalıbımı basarım.

Elleirmi yavaşça gözlerimden çektim ve çağana baktım.

Yn:şey, ben kahvaltı hazır olduğu için seni çağırmaya geldim.

Çağan:tamam, ben şimdi gelirim.

Gülümseyip saçlarını elindeki havluyla kuruttu.

Bana yaklaştı ve elimi tutup beni kendine çekti. Belimden sarıldığı için gövdesi belime çarpmıştı. Biraz canım yanmıştı ama umursamadım.

Zorla Evlilik | Ç A Ğ K I Z   K U R G U S U Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin