Barbaros'un bana telefon almasına izin vermek ile hata mı etmiştim , doğrusu emin değildim. Kendimi onun parasını sömürüyormuş gibi hissetmem doğru muydu? Bunun içinde kafamda birçok soru işaretleri vardı ve Barbaros'a ne zaman bunun konusunu açsam sürekli bunun benim kafamda kurduğum düşünceler olduğunu söyleyerek beni öpüp durmuştu.
Eskisi gibi öpücüklerinden rahatsız olup kendimi geri çekmiyordum, evet irkildiğim zamanlar olup bazen geri çeksem de hazırlıksız yakalandığım içindi.
Çalışma konusuna da değindiğim zaman babası gibi buna şiddet ile karşı çıkmıştı. Askerliğimin yandığını ve bir daha asker olamayacağımı biliyordum. Öyle bir şansım olsa bile Barbaros'un babası buna engel olmak için çabalayacaktı.
Askerlik hayatım bittiğine göre yapabileceğim doğru düzgün bir iş yoktu çünkü ben görevleri daha çok severdim. Yine garsonluk falan yapabilirdim buna karşı hiçbir sıkıntım yoktu ama Barbaros buna izin vermiyordu.
Benden nasıl bu kadar çok çabuk hoşlandığını anlamasamda güzel seviyordu. Araz'ı hâlâ bir tık kıskanıyordum çünkü onlar daha düne kadar sevgiliydiler ve biz birbirimizi yakından tanımıyorduk.
Tamam ben babası hakkında araştırma yapmak için onu da araştırmıştım ama karşısına çıkmamıştım.
Beni ilk gördüğü zaman 'ben sevgilimi seviyorum' ayaklarına yatsada şu an durumumuz ortadaydı ve ben hayatımda olan ilk defa bir şeye itiraz etmiyordum.
Evet arakdaşlarımla, ailem dediğim kişiler ile de aram bozulmuştu ama bunu sabah ki gibi pek dert etmiyordum.
Maalesef ki Eren pek anlayışlı bir kafa yapısına sahip değildi.
"Bugün için teşekkür ederim." Barbaros bana doğru yaklaşıp dudağımın kenarından öptüğü zaman onu belinden tutup kucağıma doğru oturmasını sağlamıştım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hep o mu temas edecekti?
Sürekli Barbaros bana yakın davranıyordu ve ben gereksiz bir biçimde kendimi ezik gibi hissediyordum. Evet daha önce sevgilim olmamıştı ama kitaplardan okuduğum kadar sevilmek güzel bir şeydi ve ben de Barbaros'a karşılık vermek istiyordum.
"Aden?" Barbaros şaşırmış sesi ile konuştuğu zaman burnumu burnuna sürtüp mıroldandım, "Efendim?"
Sesim biraz boğuk ve tahrik edici çıktığı zaman Barbaros titreyen ellerini gömleğimin yakalarına çıkartıp tutmuştu.
"O kadar güzelsin ki bu haline sabaha kadar miyavlasam kesilmem. Ayrıca bugün için yeterince teşekkür ettim biliyorum ama tekrar etmek istiyorum, teşekkür ederim bebeğim, iyi ki varsın." Barbaros da benim gibi yapıp geri çekilmişti. Tek fark o dudaklarımızı birbirine sürtmüştü.
-Sen seme değil misin? Miyavlamak da ne demek duymamış olayım?
Sahte bir kızgınlık ile konuştuğum zaman Barbaros kucağımda sürtünüp hırlamıştı.
Kendi kendini gaza getirip azdıran ilk kişi benim kocam olabilirdi...
Onun bu davranışına gülümseyip kucağımdan kaldırdığım zaman dudak büzerek bana bakmıştı.
Hafif hafif flört deneyimlerimiz olsada henüz birbirimizi 'Tam' anlamı ile tanımıyorduk ve onun bana birden bire alışması bana garip geliyordu.
