*****
Araz
Olayların üzerinden koskoca 1 ay geçmişti ve ben bütün başıma gelen şeylere yeni yeni alışıyorum ama hâlâ bütün bu olanlara bir imkan/ sebep veremiyordum, Barbaros cidden evlenmişti ve Aden'in yanında gözlerinin içi gülüyordu.
İster istemez Barbaros'un mutlu olması beni de mutlu ediyordu.
Onların ilişkisine karışmak haddime değildi ya da onların evliliklerini bozmak için hiç çaba harcayamazdım çünkü beni sevmeyen, beni hiç sevmemiş bir adam ile bu saatten sonra daha fazla vaktimi harcamak istemiyordum.
Barbaros'un beni hiç sevmediğini geç de olsa da ciddi anlamda fark etmiştim ve benim için asıl yıkım süreci buradan sonra başlamıştı. İçten içe onun beni sevmediğini hep bilsem de asla ihtimal vermek istememiştim çünkü böyle bir şey çok ağırdı ve ben düşüncelerini bile kaldıramazken, gerçeğini asla kaldıramayacağını hep hayal etmiştim.
Bal gibi de kaldırabilirmişim...
Hastaneye Aden'in arkadaşları gelip gitsede bana sadece dövecek gibi bakış atmaları ile yetinip kalıyorlardı. Osman adında vurulmuş bir asker arkadaşları vardı ve o benim tam anlamı ile elimin altındaydı ve bana belki de bu yüzden bir şey yapmamışlardı?
Bilmedikleri bir şey varsa da Osman tam anlamı ile yavşağın önde gideniydi ve ne hastanede kaldığı zaman yanına gitsem sürekli bana iltifatlar edip depar atmış gibi koşuyordu.
Böyle iltifat görmek benim garibime giderken, biri tarafından beğenilmek elbette hoşuma gidiyordu ama tekrar kırılma düşüncesi bedenimi ele geçirirken kendimi sürekli geri çekmiştim.
Yani demek istediğim şey şuydu, onlar benden değil ben onlardan korkmalıydım çünkü Osman da benim kim olduğumu bilmesine rağmen hasta halinde yürüyorsa, iyi olunca kim bilir neler yapacaktı?
Gerçi iyileşip taburcu olalı çok olmuştu ama çarşı gününde sürekli benim yanıma gelmesi beni açıkcası mutlu ediyordu.
Ben hastanede olmasam bile gelip durması beni bir tık üzmüştü çünkü ben yokken yanıma gelmesi ve gününün boşa gitmesi benim kendimi suçlamama sebep olmuştu.
Daha önceden yanıma geleceği zaman haber vermesi için ona telefon numaramı vermiştim ve artık geleceği zaman sürekli haber verip hastanede olup olmadığımı soruyordu.
Sanırım biz flört ediyorduk?..
Benim bu bütün olaylardan en şaşırdığım şey ise, Aden'in hastaneye gelip benimle konuşmasıydı.
1 hafta önce hastaneye gelip hem Osman'ın hakkında bilgi almış hem de benimle Barbaros hakkında konuşmak istemişti. Başlarda onunla bu konuşmayı yapmayacağımı söylesem de onların evli olduğu gerçeği yüzüme her defasında tokat gibi çarpılmıştı.
Barbaros, Aden'in eşiydi ve Aden'in gelip benimle bu konuşmasını bayağı mantıklı bularak konuşmayı kabul etmiştim. Anlamıştım onun da biraz endişeleri vardı, benim önceki gibi Barbaros'a yapışacağımı düşünüyordu ve insan gibi gelip bu konu hakkında konuşmak istemişti.
Onun bu düşüncesi cidden beni çok etkilemiş ve mutlu etmişti. Barbaros'a ciddi anlamda değer veriyordu ve Barbaros, benimle bulamadığı mutluluğu onunla bulmuştu.
Bunun için ikisine nefret kusacak biri değildim çünkü Barbaros'a olan takıntılığım bir süre sonra ikimize birden, güzel gittiğini sandığım ilişkimize zarar vermeye başlamıştı. Aslında olaylar hiç de göründüğü gibi değildi ve ben sadece kendimi kandırmaktan ileriye gidememiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aden / bxb ✔️
Aktuelle LiteraturTamamlandı. Aden, düşmanı Turgut Kara'ya esir düşen bir Teğmen'di. Esirlikten tek çıkış yolu Turgut'un oğlu, Barbaros Kara ile evlenmekti.