Aden
Sinirlerime hakim olamayıp bağırarak ayağa kalktığım zaman, gergin olan ortam daha çok gerilmişti ve delirmemek elde değildi.
En ufacık bir anlatımı bile anlamıyordu ve aptal aptal soruları ile insanı daha çok çileden çıkartıyordu.
Oturduğum yerden bir hışım ile kalkıp deli dana gibi ayakta sağa sola dolanmaya başladığım zaman Barbaros'un sesini duymamak için kendimi ortamdan soyutlamıştım.
Barbaros, eğer bu yaptığımız evliliği gidip Araz denen adama açıklarsa tam anlamı ile gümbürtüye giderdik ve sonumuz olurdu.
Araz'ı tanımıyordum ve nasıl bir kişiliği olduğunu bilmesem de kimsenin böyle bir şeyi kabul etmeyeceğini biliyordum ve bunu Araz da kabul etmezdi.
Kim, sevdiği birinin başka biri ile evlendiğini kabul ederdi ki? Tamam ben de aşkı tam olarak bilmiyordum ve sevmek nedir bilmiyordum ama benim başıma böyle bir olay gelseydi. Sevdiğim biri, 'ben evlendim' tarzı cümleler ile karşıma çıksaydı asla kabul etmezdim.
Kimse etmezdi.
Gerçi şu an kendimden örnek vermek biraz aptalca olmuştu çünkü adamın (Araz'ın) sevdiği (Barbaros) ile evlenmiştim...
Bunu şimdilik rafa kaldırsam da bu evliliği gizlememiz gerekiyordu, benim hâlâ askerlik olan bir mesleğim vardı ve ekibim her ne kadar beni öldü biliyorlarsa da bir gün karşılaşacaktık ve baş düşmanımızın oğlu ile evlendiğimi duyduklarında yıkılacaklardı...
Barbaros beni kolumdan tutup kendine çektiğinde anca kendime gelmiştim ve ne ara yanıma gelmişti ki?
"2 saattir sana sesleniyorum lan, neden deli gibi tur atıyorsun?" Barbaros, beni iyice kendine çektiği zaman ona çarpmıştım ve biz çok yakın duruyorduk.
-Ne?
Nefesi yüzüme çarptıkça aklım karışıyordu ve düşünmemi engelliyordu, az önceki aklımdan geçen bütün her şey şu an kafamın içinde yoktu ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.
Kolumu çekmek adına bir hamle yapacağım sırada Barbaros anlamış gibi bir adım atarak daha çok dibime girmişti.
Hemen hemen aynı boydaydık ve nefesi dudaklarımı yalayıp geçiyordu, bu hamlesi beni afallatırken kafamı çevirip başka bir tarafa bakıp nefesimi tuttum.
Şu an neden bu saçma olayın içindeydik ki?
*****
Barbaros
Aden ile daha çok yakınlaştığımız sırada bütün diyeceğim kelimeleri unutmuştum.
Beynim düşünmemi engelliyormuş gibi sadece Aden'in yüzüne odaklanmıştım ve o bana bile Bakmaya tenezzül etmemişti.
Hemen hemen aynı boydaydık ve bu garip bir şekilde hoşuma gitmişti, Araz benden birkaç santim daha kısaydı ve bazen kimyalarımız uyuşmuyordu ve bu yüzden sık sık kavga ediyorduk.
Aden de garip bir çekim vardı ve bunu pek anlamamıştım. Başlarda ona düşman kesilmem gerekirken anlamadığım bir türden ona kıyamıyordum.
Kafamı hafif öne doğru uzatıp kafamı boynuna koyduğum zaman irkilmişti ama geri çekilmemişti, bunu neden yaptığımı bilmiyordum ama içimden bir şeyler dürtüklemişti beni.
Birbirimize sarılmıyorduk ama benim kafam onun boynundaydı ve parfüm kokusunu çok net algılayabiliyordum ve hoş kokuyordu.
Onun geri çekilmemesi beni nedensizce mutlu etmişti ve şu an ikimizin kafasının da daha çok karıştığını biliyordum ama içimden geri çekilmek gelmiyordu.
Yakın durmamız çok hoştu ve sadece anın tadını çıkarmak istiyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aden / bxb ✔️
Aktuelle LiteraturTamamlandı. Aden, düşmanı Turgut Kara'ya esir düşen bir Teğmen'di. Esirlikten tek çıkış yolu Turgut'un oğlu, Barbaros Kara ile evlenmekti.