12. BÖLÜM

1.1K 127 30
                                    

Herkese selam. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar.

Alıntılardan haberdar olmak istiyorsanız hesabımı takip edebilirsiniz.

İnstagram: misi_deny

Bölüm şarkısı: Dedublüman, Çözemezsin.

Çözemezsin yok, bu düğüm kördür.
Bak şu gönül tutuşuyor yine,
Son birkaç gündür.
Çürüyoruz bak, nefretimi gömdüm.
Bil ki bugün yanıyor, soluyor ömrüm...

'GÜÇLÜ KADIN'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'GÜÇLÜ KADIN'

İnsan 'asla' kelimesini kullanırken dikkatli olmalıydı. Zira en kötü tecrübelerimi böyle kazanmıştım ben. Bunca zamandır yapmam dediğim ne varsa yapmıştım. Babam ölürse asla yaşayamam, demiştim yaşıyordum. Asla annemin yeni biriyle evlenmesine izin vermem, demiştim. Asla birini öldürmem, asla doktorluğu bırakmam, asla birine aşık olmam diyerek kendime söz vermiştim ancak lanet olsun ki hepsini yapmıştım.

Yatağımda uzanırken ifadesiz yüzümün aksine akan gözyaşlarımı izledim karşımdaki dolabın aynasından. Omuzlarıma binen yükleri kaldıracak gücüm kalmamıştı. Artık boğuluyorum. Dipteydim ve beni çıkaracak kimse yoktu, bir yardım eli dahi uzanmıyordu. Bana ancak ben yardım edebilirdim. Derin, titrek bir iç çektiğimde kapım tıklatıldı ve içeri Tuğba girdi. Elindeki tepsiyi komodine bırakırken bana baktı dikkatle.

"Yemeyeceğim Tuğba, lütfen götürür müsün?"

Başını iki yana salladı. "Açsın Kader, bir şeyler yemen lazım."

Alayla güldüm. "Yeterince doydum zaten."

Omuz silkti. "Kartal Bey'e ne bakıyorsun sen? O böyle arada git gelli. Biraz sonra eminim ki gelecek ve yemek yemeni isteyecek." dedi kendinden emin bir ifadeyle.

"Sorun yemek yemem mi sence? Sorun bana hakaret eden adamın söyledikleriyle hareket etmesi!" ağzımın içinde öfkeyle konuşurken omzumu sıvazladı.

"Ne dedi ki sana Pars Bey?"

"Boş versene." dedim yerimden doğrulduğumda. "Hakaret etti işte ama ben daha ona gününü göstermedim." ağzımın içinde bir küfür savurdum. "Piç kurusu!"

Sinirlerim tekrar tepeme çıkarken tersçe Tuğba'nın getirdiği tepsiye baktım. Gördüğüm yemeklerle bütün hıncımı oradan almak ister gibi tepsiyi kucağıma çekip yemeye başladım. "Ama bak demedi deme, o masadaki herkesin haddini bildireceğim. Başta Pars denen herif, sonrasında Gediz ve adını zerre taşıyamayan o Şirin denen kadın!"

SÜVEYDA 'ZEYREK' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin