38. BÖLÜM

824 133 13
                                    

Ben geldim, herkese keyifli okumalar.

Oy ve satır aralarında yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar.

Alıntılardan haberdar olmak istiyorsanız Wattpad ve Instagram hesabımı takip edebilirsiniz.

Instagram: misi_deny

'SOSYAL MEDYA?'

Bakışlarım ağaçlarla kaplı bir orman resminin üzerindeyken arkamdan geçen birinin kokusu burnuma doldu. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım, bu onun kokusuydu...

Birkaç saniye kaldım öyle, ardından hızla arkamı döndüğümde sırtı bana dönük olan kişinin birkaç adım ilerimde öylece durduğunu gördüm. Sanki o da kokumu hissetmiş gibi durmuştu. Gözlerimi bile kırpmadan soluğumu tutmuş, dikiliyordum. Arkasını dönmeliydi, yüzünü görmeli ve o olduğunu idrak etmeliydim. Bana dakika gibi gelen birkaç saniyenin ardından hızla arkasını döndüğünde gözlerimiz buluştu. Nefesim kesildi. O da afallamış ve oldukça şaşkın bir halde bana bakarken kaskatı duruyordu. Aramızdaki altı, yedi adımlık mesafe ondan gelen sevdiğim kokuyu almamam için bir sebep değildi.

Kartal Gediz Zarat tam karşımdaydı...

Kalbim..

Çok hızlı atıyordu, buradaydı. Gerçekten tam karşımdaydı. Ben ki onu bir daha görmeyeceğimi düşünüp unutmaya çalışıyordum. Aklıma geldiği an kendimi meşgul edecek şeyler buluyor, zihnimi ondan uzaklaştırıyordum. Unuttum, demiştim herkese. Fakat buradaydı, beni alaşağı ederek yine karşımdaydı işte. Unutmamıştım, kalbim hâlâ böylesine hızlı çarparken unutamayacağım da ortadaydı. Uzamış olan kirli sakalları, gözlerinin altındaki koyu halkalar, zayıflamış hâliyle soluk teni iyi olmadığını gösteriyordu. Neden böyleydi? Bu kadar zayıflamış olmasının nedeni neydi? Üstündeki siyah takım elbisesinin içinde yıkılmaz duruşuylaydı yine. Kravat takmamıştı, gömleğinin iki düğmesi açıktı. Hâlâ beni etkileyebiliyordu. Onca şeye rağmen...

Ne o bana doğru bir adım attı ne de ben. Sadece... Burada, birbirimizi görmenin şokunu ve etkisini atlatmaya çalışıyorduk. Son gördüğümde omzumda ağlayan adamın şimdi sert yüz hatlarıyla bana bakışı sarsmıştı bedenimi. Yine de unutmamış gibi bakıyordu gözlerime, sanki aradığı benmişim de sonunda bulmuş gibi. Eğer bu kadar şaşırdığını görmemiş olsam bilerek karşıma çıktığını dahi düşünürdüm.

Bir adım attı, bana yaklaşmak için attığı o bir adım anında durdu. Hemen sonrasında yanımda dikilen bedeni fark ettim. Timur da buradaydı. Hafifçe eğildi sarılmak için, beni rahatsız edecek derecede değildi bu sarılış neyseki. "Bir süredir görüşemedik, özlemişim." dedi gülerek. Her zaman söylediği şeylerden biri olduğu için takılmadım. Gözlerim yeniden Gediz'e döndü. Çenesini sıkmış, kaskatı bir ifadeyle bana ve Timur'a bakıyordu.

Sesini dahi özlediğim halde konuşmadı. Birkaç saniye daha baktı öylece. Hazmetmeye çalışır gibiydi, anlatmak istedim. Düşündüklerin yanlış, demek istedim ama tek kelime çıkmadı dudaklarımdan. Başımı iki yana sallarken bana baktı. Dudaklarında buruk bir tebessüm oluştu ve arkasını döndü. Hızlı adımlarla uzaklaştığında ayaklarım benden bağımsız iki adım attı ona doğru. Öylece bakmakla yetindim as ardından. Ne diyecektim sahi?

SÜVEYDA 'ZEYREK' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin