𝙴𝚜𝚊𝚛𝚎𝚝 𓆩ᥫ᭡𓆪

𝟙𝟠 𝕓𝕠̈𝕝𝕦̈𝕞

°• Yeni dostlar •°

.......Aynı gökyüzene bakan.......
...Farklı şehirler gibiyiz...

༺༻

Yere çöküp, sessizce duvara baktım. Elif yanıma gelip, beni sarstı:

- Sedaaa?

- Ona bir şey olursa ben ne yaparım?....

- Hani ona aşık olmadığını söylemiştin?

Ağlayarak:

- Elif anlasana o benim son umudum!

- Bak böyle yapma... Senyor gelmiş, seni böyle görürse anlar.

- Gelmiş mi? O herifi geberteceğim!

Odadan çıkacaktım ki Elif kolumdan tutup:

- Seda sakin ol! Sabırlı olman gerek yoksa tüm her şey boşa gidecek!

Yine yere çökerek elimle yüzümü kapattım:

- Peki ne yapabilirim?

Tam o anda odaya Senyor girdi. Geldiğini görünce göz yaşlarımı silip ayağa kalktım. Kafasıyla Elife çıkmasını işaret etti. Elif bir bana birde Senyora baktı ve sonra sessizce çıktı.

O çıkınca Senyor yüzümden saçlarımı çekti ve beni öpmek için yaklaştı. Geri çekilerek:

- Eee... şey... çok acıktım bir şey yiyelim mi?

- Tabi...gel...

İkimizde aşağı inip yemek masasına oturduk. Kontinuar hakkında bir şey öğrenmek için güzel fırsattı:

- Senyor... Nerdeydin?

Bana sinirle bakarak:

- Sana hesap mı sorucam be kadın?

Başımı aşağı salıp:

- Özür dilerim, sadece endişelendim...

- Kontinuara bir ders vermeğe gittim ama hazırlıklıydı. Bu yüzden öldüremedim. Sadece yaralaya bildim.

- Yarası derinse geberir....

- Hayır, mermi sadece kolunu sıyırdı malesef. Bu arada sen o kadın beynini bu tür şeylere fazla yorma.

Hizmetçiler yemekleri getirdiğinde, iştahla yemeğe koyuldum. Bardakta portakal suyu vardı. Onu içiyordum ki, Kaanın boynunda anahtar asılı kolyeyi fark ettim. Düşününce, bu anahtarın kasanın anahtarı olduğunu anladım.

Ne pahasına olursa olsun ben o anahtarı ondan almalıydım. Ama nasıl?
Yine düşüncelere dalmıştım. Bu yüzden Senyorun bana ne vakit yaklaştığını bile farketmemiştim. Kollarını boynuma dolayarak:

- Odamıza çıkalımmı?

Bir anda korkarak:

- Ha?

- Farkındaysan sana hiç dokunmama izin vermiyorsun. ( saçlarımı koklayarak) Bir gül gibisin...

- E-Evet ama akşam daha romantik olmaz mı?

- Evet doğru... Benim zaten bir kaç işim var.

" Git-Git... Yine kim bilir ne pis işler yapıyorsun..."

Iğrenç dudaklarını yanağıma bastırıp, öptü. Sonrada yanımda ayrıldı. O gidince hemen banyoya koştum ve yüzümü şampuanlayıp yıkadım.

- Iyyy...İğrenç... Amk evladı zeli gibi yapıştı...

Yüzümü güzelce yıkadıktan sonra banyodan çıkıp yüzümü kolonyayla bir kez daha temizledim. Bu gün zaten sıkıcı başlamıştı. Şimdi daha da içten içe canım sıkılıyordu. Yatağa oturup :