𝟛𝟚 𝔹𝕠̈𝕝𝕦̈𝕞 (ғɪɴᴀʟ)

6.5K 273 105
                                    

İşte son... böyle mi bitecekti hikayemiz... ağlayarak padişaha:

- Sen padişah değil misin? Elin kolun bağlı neden oturuyorsun!? Yardım etsene!

Padişah:

- Bu gölün sihrini bir ben bilirim. O aptallar Dihye'yi göle atarak kendi sonlarını getirdiklerini bilmiyorlar. Ben istersem kendi yardımcılarımı yardıma çağırırdım. Ama sabret az kaldı. Şimdi Dihye'nin gerçek gücünü göreceğiz.

- Yaaaaaa neyeee sabredeyim.... tamam anladık sizden biri olacak. Lakin şu an onun ayağı ağır taşlarla bağlı. Nasıl çıkacak!? Ya çıkamazsa?! Boğularak ölmesini mi istiyorsun!?

Padişah bunun karşılığında sadece gülümsedi.

Kaan ifritlere :

- Öldürün şu kadınıda bitsin bu iş.

İfritler onun emrini duyunca vakit kaybetmeden bana yaklaştılar. Padişahta:

- 3..........2.........1

Geri sayımı bitirince gölün içi fokur fokur kaynamaya başladı. Tam gölün dibinden siyah sıvı tüm gölü kapladı. İfritler beni bırakıp, göle doğru korkarak ilerlediler. Padişah bana bakarak:

- Hemen yanıma gel!

Korkuyla:

- Hı? Ne-neden?

- Hemen dediiim!!!

Yerde vücudumu zorla ona doğru sürükledim. Oda kendi kollarını hemen açıp, benim kollarımın halatını da çözdü:

- Vakit kaybetmeden saklan!

- Ne?

Tam o an göletin içinden bir şey fırlayıp ifritlerin önüne düştü. Kaanın göz bebekleri büyüyerek:

- Nasıl...

Bende bir padişaha birde ifritlerin önünde durana bakıp:

- Kontinuar mı o?

Padişah gülerek:

- Şimdi ayvayı yediler. Baksana ona!

- Bu yüzden mi bir şey yapmadın?

Padişah bana cevap verecekti ki, karşımıza o ifretlerin ölü cesedi düştü. Geri geri giderek korku dolu gözlerle Kontinuar'a baktım. Ama o sanki Kontinuar değil başka biriydi...Gözlerinden alev fışkırıyor, boyu olduğundan kat ve kat uzundu. Aynı onlar gibiydi...

Çok korkutucu görünüyordu. Önüne çıkan bütün ifritleri tek hamlede kemiklerini parça parça ediyor, onları acımadan öldürüyordu. Cuma cin padişahı dudağının kenarıyla gülümseyerek:

- Demiştim ama... O gerçekten güçlü...

- Ciddi misin?! Bu çok korkunç! Onu durdurmalısın!

- Evet...Böyle devam ederse Mihrez bana savaş açacak.... bekle, ben gidip dünyadan Mavi Yıldız Çiçeğini getireceğim.

- Ha? Mavi Yıldız Çiçeği mi?

- Evet. Onun kokusuyla anılarını yeniden hatırlar ve kendisi olur. Sana gelince, çalıların arkasına saklan, geri döneceğim...

- Ama dünyanın 1 saniyesi buranın 6 dakikası gibi...

- Hızlı olmaya çalışacağım...- dedi ve aniden ortadan kayboldu.

O gidince koca bir ağacın arkasına saklanıp olanları izledim. Büyük bir savaş vardı. İfriterin hepsi kocama saldırıyor ama o hepsiyle baş etmeyi çok iyi beceriyordu.

𝙴𝚜𝚊𝚛𝚎𝚝 𓆩ᥫ᭡𓆪Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin