𝟠 𝕓𝕠̈𝕝𝕦̈𝕞

9.3K 311 181
                                    

Çiçek açmak için, önce gömülmek gerekir.

Dihye geri geri gidip, bir mezarın yanında oturdu. Sanki donup kalmıştı. Yaklaşıp ellerini tuttum ama o ellerini geri çekti. Mihrez El Ahmer bana bakarak:

- SEDA BIRAK, ONUN YALNIZ KALMAYA İHTİYACI VAR. (Elini bana uzatarak) GEL SENİ AİT OLDUĞUN YERE GÖTÜREYİM.

- DOKUNMA ONA!

Dihye sinirle yerinden fırlayıp beni arkasına sakladı.

- Birlikte gideceğiz!

Sonra Dihye beni kucağına alıp ışık hızında yine bir yere gittik. Gözlerimi açtığımda kocaman eski bir şatonun önündeydik.

Bu görüntü tüylerimi diken diken ediyordu. Korkarak Dihyenin boğazına sarıldığımda o bana ciddi bir tavırla:

- Burası eskiden benim şatomdu. İçeri girdiğimizde kardeşlerimizle yüzleşeceksin ama korkma ben yanındayım.

- Ne kardeşi be?! Dihye sen benim abim falan değilsin!

- Öyleyim!

- Değilsin! Kanlar karışması neyi ispat eder!

- Senin onun kızı olduğunu!

- Siktir ya! Aşkın bu kadarmı senin! Babanın komplosu bu! Neden anlamıyormusun mal kafalı!? Ben sizin kardeşiniz falan olamam!

Sinirle onu itip yere indim. Sonra Dihyeyle kocaman şatodan içeri girdik. İçerisi çok korkunç görünüyordu. Duvarlarda ve yerde siyah sıvılı sarmaşıklar vardı. Ürküp Dihyenin kolunu tuttum ve birlikte geniş bir alana geldik.

Korkuyordum ama belli etmiyordum. İçerisi ifritlerin ves vesesiyle doluydu. Kulaklarımı onları duymamak için kapadım ama onlar benim zihnimin içindeydiler. Dihye bunu fark ettiğinde bağırdı:

- YETER! ONU İNCİTİYORSUNUZ!

Dihyenin sesi salonda yankılanınca vesveseler kesildi. Bir anda ifritler birer birer ortaya çıktı. Hepside iğrenc sıfatlarıyla bana bakıyorlardı.

İfrit El Ahmer sözde babam bir anda ortaya çıkınca herkesin gözleri ona yöneldi. Iğrenç sesiyle:

- EVLATLARIM, SIZI BURAYA ÖNEMLİ BIR KONU IÇIN TOPLADIM. 19 YIL ÖNCE SİZE ÖLDÜ DEDİĞİM KARDEŞİNİZ YAŞIYOR VE TAM KARŞINIZDA! TANIYIN, ONUN  İSMİ SEDA!

İçlerinden biri uzun tırnaklarıyla yüzünü çizerek:

- EVET BABA, DUYDUK İSMİNİ. DİHYE ONUNLA EVLENMEDİ Mİ?

Bu sözleri duyan diğer varlıklar hepsi aynı anda iğrenç kahkalar atmaya başladı. Dihye onlara bir şey demeden kafasını aşağı salmıştı.

Zavallı kocam... Kardeşi olduğumu sandığı için çok köt hissetmiş olmalıydı.

Sakince onun elinden tutup:

- BANA BAKIN İFRİTLER! BENİ DİĞER İNANLARLA KARIŞTIRMAYIN! HADDİNİZİ BİLİN!

- YOKSA NOLUR? OUUU İBLİS AŞKINA ÇOK KORKTUK!

Hepsi yine kahkaha atmağa başkayınca sinirden gözüm döndü. Onlara doğru bir adım atmak isterken ayağım taşa takılıp yere düşdüm ve onlar bana yine güldü ler.

- Yeter! ( bana elini uzatarak) Hadi gidelim.

Yavaşca ona elimi uzattığımda, elimi sıkıca tutup beni kaldır dı. Sonra peşinden beni bir yere götürdü.Şato büyüktü ama bir yerden bir yere işınlanmıyordu.

𝙴𝚜𝚊𝚛𝚎𝚝 𓆩ᥫ᭡𓆪Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin