Masaya gelen kişi Hamdi idi ( Gizem'in dayısı). Yankı sandalye gelip oturan kişiyi görünce şaşırdı:
"Buyrun beyfendi sorun mu vardı?"
"Daha yeni konuştuklarınıza kulak misafiri oldum." Dedi Hamdi ondan beklenemez bir kibarlık ile.
"Yani!"
Hamdi telefondan bir fotoğraf açtı, Gizem'in fotoğrafını , Yankıya uzattı ve:
"Bence benziyorsunuz. Sizinki kadar olmasa da hafif sarı saçlı ve yeşil gözlü.". Yankı biraz şaşkın bir sesle:
" Kim ki bu kız. Kesin yabancıdır ama ben Türk istiyorum. "
"Merak etmeyesin kendisi Türk. Ayrıca benim yeğenim olur."
Yankı, Hamdi 'nin bu söylediği ile daha bir şaşırır. Kim kendi öz yeğenini birine kardeşi olarak veririki:"Kendi öz yeğenini bana niye veresin ki?!"
"Tabi ki bedava verecek değilim beyfendi. Siz kızı alırsınız ben para" dedi ben Yankı'nin ne zamandır elinde tuttuğunu bilmediği içkisinden bir yudum aldı.
"Sen ne kadar şeref yoksunu haysiyetsiz birisisin. Tamam Allah'ın cezası istediğin para olsun kızı alıcam. En azından senden kurtulur. " Yankı son söylediği cümleyi fısıldamıştı. Cebinden bir çek çıkardı imzaladı ve Hamdiye uzattı , sinirli bir ses ile:
"Al! Ne kadar istersen yaz. Ama önce beni kızın yanına götür. Haa bu arada ismi ne?"
"İsmi .... Gizem"
Yankı ve Hamdi Gizem'in yanına gittiler. Hava kararmak üzeri olduğu için ve Gizem dayisindan korktuğu için eve erken gelmişti. Hamdi:
"Çabuk git ve eşyalarını topla! Gidiyorsun" dedi ve yüzüne iğrenç bir sırıtış ekledi.
Gizem dayısını daha fazla kızdırmamak için hemen odasına çıktı. İçinden acaba yanındaki adam kim diye düşünüyordu . O sırada eşyalarını toplayıp salona gitti. Adam sarışın ve mavi ile yeşil karışımı bir göz rengine sahipti:
"Memnun oldum küçük hanım ben Yankı" adam elini uzatmıştı ama Gizem vurucak sanıp geri kaçtı. Adam ilk şaşırsada toparladı:
"Hadi gel dışarıda ki araba bizi bekliyor." Dedi. Buraya gelirkenki arabası bozuldu diye adamlarından yeni bir araba istemişti. Gizem'in bavulunu aldı ve beraber çıktılar.
Güzel ve bayaa büyük bir villa ya geldiler. Bahçesi de kocamandı. Yankı hemen adamlarına söyledi ve Gizem'i kardeşi olarak göstermek için işlemlere başladı. Gizem ilk bir kaç gün çekiniyordu. Ayrıca Yankı her elini kaldırınca yada sesini yukseltince geri kaçıyordu. Ama en sonunda ondan zarar gelmeyeceğini anlamıştı. Hatta Yankı ya abi demeye başlamıştı. Yankı için bu çok güzel bir duyguydu. Abi olmuştu artık. Kız abisi. Kendine bir söz vermişti Gizem'i tüm her şeyden koruyacaktı. Hele ki o şerefsiz dayisindan.
Yankı artık tüm düzenini Gizem'e göre ayarlıyordu. Mesela artık eve 1 gr içki girmiyordu, onun sönmeyen ışığını asla karanlığa bulaştırmayacak idi. Gizem'in hoşuna gideceğini düşündüğü için bahçenin bir köşesine minik bir park yaptırmıştı. O artık Gizem Ariel idi , abisinin sönmeyen ışığı.
İkiside gün geçtikçe birbirlerine daha çok alışıyordu. Gizem ilk defa arkadaşları hariç sevildiğini hissediyordu. Ayrıca artık Yankı Ariel'in mirasını bırakacak şirketine sahip çıkacak dünyalar güzeli bir varsisi vardı. Ayrıca bu Ariellerin soyunda bir ilk olacaktı. İlk defa miraslarının vârisi kız idi. Gizem abisinin izni ile arkadaşlarıyla sık sık görüşebiliyor idi. Herşey çok güzel gidiyordu. Tabi ki o güne kadar.(o gün tanıştıktan 6 ay sonra)
Ariel holding düşmanı Kozan holding ile bir anlaşma yapmaya karar verdiler. Ama Yankı anlaşmayı beğenmedi. Çünkü anlaşma onları zararı, karşı holdingin yararına göre düzenlenmişti. Bu yüzden anlaşma yapılmadı. O gün hafta sonuydu. Gizem bahçede masada oturmuş resim yapıyordu. Tam o sırada silah sesleri geldi. Gizme başını dış kapıya çevirmiş, Yankı evden çıkmıştı. Zaten ne olduysa o anda oldu. Dış kapı açılmış Kozan holdingin adamları girmiş ve evden dışarı çıkan Yankıyı vurmuştu. Yankı 'nin adamları da karşı atak yapıyordu. Silah sesleri Gizem'in çığlığına karıştı. Gizem etrafından geçen onu sıyıran kurşunları umursamadan abisinin yanına geldi , yerde kanlar içinde yatıyordu:
"A-abi n-no-nolur ÖLME. Beni hih bırakma hih.-
Yankı son gücü ile Gizem'in ay gibi parlayan su yeşili gözlerine bakti ve saçını okşadı:
"Gizemim canım ağlama nolur. B-ben artık devam edemiyicem"
"Ha-hayir abi, dayan! Ambulansı arayın !"
"Üzme kendini ışığım. Sakın kendini o adama hatta kimseye ezdirme. H-hoş gerçi sen bunu asla yapmazsın. Se-seni çok seviyorum. Benim güzel kardeşim." Dedi ve bunlar son sözleri oldu. Minik bir tebessüm ile gözlerini yumdu. Silah sesleri durmuştu etrafta ki tek ses abisi için ağlayan Gizem'in sesiydi:
"Abiiiiiiii hih be-beni bırakıp gittin sende hih hih hih"
O gün Gizem abisini kaybetmişti. Ayni zamanda da Ariel holdingin yöneticisi olmuştu. Kendisinde yüklü bir meblağ kalmıştı. Gizem reşit olana kadar o şirketi Yankı 'nın sağ kolu olan İbrahim yöneticek idi. Gizem kendisine kalan ne mirastan ne de holdingden dayısına bahsetti. Eğer bahseder ise büyük ihtimalle hepsi kumar ve içkiye giderdi. '
Gizem olanları hatırlayınca gözünden bir damla yaş düştü. Ama abisi ona kendini üzme demişti. Gizem de o yüzden hemen göz yaşını sildi ve evden çıktı.
ARDA Komutanın ağzından
Baskına gidecegimiz yer Çolak 'ın mekaniydi . Aldığımız istihbarata göre yurt dışından gelen silahlar oradaymış. Bizim amacımız ise hem o silahlara el koymak hem de Çolak 'ın yerini öğrenmek. Planın üstünden son kez geçtim:
"Kamp alanının etrafını sarıcağız.
Demir sen herkesi görebileceğin bir yere yerleşiceksin. A planı;
İlk önce etrafta nöbet tutanları etkisiz hale getiricez. Sonra içeri taraflara saldırıcaz. B planı; eğer fark edilirsek direk saldırıya geçicegiz. Zaten daire şeklinde yerleşiceğimiz için yavaşça daireyi kapatarak ilerliyoruz. Unutmayın ele başlarını canlı istiyorum. C planı; eger ola ki bir durumda muhpir yakalanırsa öncelik onun hayatı unutmayın.
Anlaşıldı mı Gökyüzü timi!?"&"Anlaşıldı komutanım"
"Dagılabilirsiniz, gidip iyice dinlenin Salı günü hepinizi dinç bir sekilde bekliyorum iyi akşamlar "
Dedim ve çıktım. Bugün yine Haldun dayının büfesine gidicem . Gizem'i görmek için. Ama saat daha 4 yani daha 3 saat vardı. Bu yüzden önce eve gittim soğuk bir duş aldım. Daha 2 saatimin olduğunu görünce alarm kurdum ve kestirmek için yattım.
GİZEM 'in ağzından
Güzel bir kahvaltı yapmıştık. Ardından yakan top , voleybol ve saklambaç oynamıştık. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Üstüm biraz toz olmuştu. Eve gidince kapıyı itekledim nasıl olsa kapanır diye. Sonra odama gidip duş aldım ve giyindim. Telefonumun olmadığını fark edince etrafı aradım. Sanırım çok yüksek bir ihtimal ile girişteki vestiyerde unutmuştum. Kapımın kilidini açıp girişe gittim tam telefonu aldım ki ne görüryüm!?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK OYUN
Acción*Spoi isterseniz yada konuyu tam anlamak Peri Kızı bölümüne bakın Bir bebek vardı;Ay. Babası asker... Ailesi 2.5 yaşındayken kaçırıldı, öldü... Kendisi kayboldu, öldü sanıldı... Babası ölmeden önce onu devresinde Arda'ya emanet etti... Arda Ay'ı...