"Ablacım," Duyduğu naif ses ile kafasını tatlısından kaldırdı. Anlattıkları yormuştu, Ela'yı. En zoru ise kardeşinin babasının aynı zamanda dayısı olduğu kısmını söylemekti.
"Efendim abla?"
"Sana 'Ela' demem rahatsız ediyor mu? " Bu merak ettiği başlıca şeydi.
"Hayır! Alaca Şifa isimlerimi çok seviyorum abla. Ela ismimi ise bir tek sen söyleyince hoşuma gidiyor. Hem kimliğimde de yazmadığı için sana özgü bir ismim." Gülümsedi genç kız. Kardeşinin kendini açıklarken büründüğü hal hoşuna gitmişti.
"Ela... Mutlu musun? Onların yanında."
"Mutluyum abla! Tamam bazen çok anormal olaylar olabiliyor ama mutluyum. Ailemleyim en önemlisi."
"Hep mutlu ol, ablacım. Ayperi'den sakladığın sır için de kendini yiyip bitirme sakın. Eğer Yunus Bey ve diğerleri tepkilerini kontrol edebilseydi öğrenmeyecektin zaten. Suç onların, Ela. Tepkilerini kontrol etmek zorundaydılar."
"Başkasını suçlamak ne kadar doğru abla?"
"Birincisi başkasını değil, abilerini suçluyorsun. İkincisi ise suçlamıyorum, Ela. Zaten suç onların." Şimdiye kadar gülümserken gördüğü simalar ile gülümsemesi soldu. Daha önce kendisinin de karşı karşıya geldiği bu herifler Yunus Bey ile uğraşan kişilerdi. Düşmanları değildi çünkü Yunus Bey'in düşmanı olamazlardı. Anca Yunus Bey'in küçük kız kardeşine güçleri yeterdi.
"Abla? Nereye daldın?"
"Ela, kalkmamız lazım. Sanırım Yunus Bey'in düşmanları burada." Bilerek düşman demişti ki kız kardeşi Yunus Bey'e derken 'senin düşmanların' desin ve onu sinirlendirsin.
"Abla..."
"Bir şey yapamazlar zaten. Amaçları sadece kaçırmaktır. "
"Abla, sakın kendini kaçırtacağını söyleme!" Ablasını tanıyordu ve böyle bir şey yapacak kadar uçuktu.
"Senden sonra arkadaşım ile buluşacağım, o sebeple hayır."
"Aaa kim bu arkadaş? Sevgilin mi?"
"15 yaşımı doldurmadan yapmam ben, Ela. Hele teklif almadan katien... Bizi görmeden önce kalkıyoruz, Ela. Haydi." Kızlar aynı anda ayağa kalktılar ve belli etmemeye çalışarak ilerlediler.
Ta ki genç kız mağaza camlarından birinde onların kendilerini işaret eden yansımalarını görene kadar. "Ela, koşuyoruz. Beni takip et." Der demez koşmaya başladı genç kız. Ardından ise Ela...
Ela'nın astım hastası olduğunu elbette biliyordu. Ama koşmaya dayanacağınıda biliyordu.
"Afedersiniz, afedersiniz, pardon, geçebilir miyiz?" Hızla ilerlerken aynı zamanda insanlara dikkat etmek çok zordu. Çıkışa vardıkları zaman biraz soluklanabildiler. Lakin uzun sürmedi.
Genç kız buraya gelmeden önce etrafı araştırdığı için sokaklara hâkimdi. Ve insanların daha az olduğu yerlere doğru koştular. Yunus Erek'in kız kardeşini kimse vuramazdı. Belki bir ihtimak kendisine vurabilirlerdi ama ilk defa da vurulmayacağı için de sorun yoktu. Eğer kalabalık yerlerde olurlarsa insanların vurulma ihtimali fazlaydı. Bunu göze alamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK OYUN
Ação*Spoi isterseniz yada konuyu tam anlamak Peri Kızı bölümüne bakın Bir bebek vardı;Ay. Babası asker... Ailesi 2.5 yaşındayken kaçırıldı, öldü... Kendisi kayboldu, öldü sanıldı... Babası ölmeden önce onu devresinde Arda'ya emanet etti... Arda Ay'ı...