26

27 5 0
                                    

mynameisILGIN yaseminabvaa canım takipçilerimm

"Değerli izleyiciler... Yıllar önce gözleri sebebiyle 'Ela' lakabını alan seri katilin kurbanlarından olan BİÇEM ailesinin kızları aldığımız haberlere göre geçirdiği trafik kazası sonucu ölmüş bulunmakta. E.B nin abisi H.B de daha bir kaç yıl önce ölmüştü. Ve bunlarda akıllarda soru işareti bıraktı... H.B ve E.B nin ölümü kumpas mı? Yada BİÇEM ailesinin ölmesi planlı mı? Peki o zaman neden aralıklarla öldüle? Diğer yandan yine kaza yapan arabanın içinde bulunan
G.D nin de öldüğü bildirildi-"

Yunus elinde tuttuğu kartlara baktı. Kimlik kartlarına... Dudaklarında bir sırıtış peydah oldu.

Alaca Şifa Erek...
Ayperi Gizem Asilzade...

Bir hafta geçmişti... Ama ne geçmek... Kızlar hastaneye kaldırıldıkları gibi müdahaleye alınmışlardı. İkisinin de vücudu ağır hasar almıştı küçücük yaşlarına rağmen... Ateş ve Arda için bu olay son nokta olmuştu.
Tüm tehlikeleri göze alacaklardı artık. Oysa en tehlike yanı başlarındaydı...

Kızlar şimdi yataklardaydılar. Bu bir hafta çok yoğun geçmişti. Kızların önceden seçtiği mobilyalar yeni evlerine yerleştirilmişti. Ateş'in en çok üzüldüğünü şey ise küçük Ayperi'nin bebek odasıydı. Şüphesiz yanında Yunus ve Arda başta olmak üzere arkadaşları (tim) olmasa altından kalkamazdı. Ayperi ve Alaca içinde aynı şey geçerliydi. İkisi birbirine olan destekleri ile duruyorlardı.

Arda kardeşini kendi soyadı altına almıştı. Aldığı, aldıkları en büyük risk de bu olmuştu. Yanı başlarında Korkut vardı... Ve Ayperi Gizem, Asilzade olmuştu. Öncelikleri belliydi artık. Her şey ama her şey düzene girecekti. Korkut için delil lazımdı. Ve deliller sadece günlüklerde vardı. Biri Ateş'deydi. Diğeri ise büyük ihtimalle Yankı da... Yankı nasıl öğrenmişti günlüğü onu da bilmiyorlardı. Yıllar evvel Ateş ile iletişime geçen de Yankı olmuştu zaten. Belli başlı şeyler anlatmıştı, Yankı. En başta ise Ayperi... Ateş küçük kızın isminin Ayperi olacağını Yankı sayesinde öğrenmişti mesela...

Yunus, hareketlenen Alaca'ya baktı. Alaca dün gece ki gibi yine kâbus görüyordu... Dün çıkmışlardı hastaneden. Tedavileri evde devam edecekti. Burak hastalandığını öne sürerek izin almıştı. Ateşler ile kalıyordu. Bir cerrah, bir askerî doktor bir de psikiyatrist olan evde kızların durumunun kötüye gitmesi engelleniyordu. Yunus da tıp bitirmişti sonuç olarak...

Yunus, Alaca'nın yatağına oturdu. Dağılan dalgalı saçlarına baktı. Küçücük kalmış yüzünü daha çok küçük gösteriyordu hacimli saçları. Elini kız kardeşinin başına götürdü ve okşadı. En çok yıpranan Alaca olmuştu son olayda. Yunus kabul etmek istemese bile Rapunzel alışkındı... Patlamalara... Daha nicesine... Böyle olmaması lazımdı ama olmuştu. Alışmıştı işte... Bu sebeple Alaca kadar kâbus görmüyordu... Arda ve Ateş ile de bunu konuşmuştu. Ve iki kardeş ilk defa o kadar çok ağlamışlardı... Küçük kız kardeşleri için... Kurtaramadıkları için...

Alaca açtı gözlerini. Önce algılayamadı. Sonra güvende olduğunu anlamasını sağlayan o koku geldi burnuna. Abisinin kokusu... Alaca en çok iki yerde kendini güvende hissetmişti. İlki ablasının yanıydı. Ablasının gözleriydi. İkincisi ise abisinin kollarıydı... Kendini güvenliğine bıraktı. Yunus, kolları arasında ağlayan kardeşine sarıldı. Öptü saçlarını...

BÜYÜK OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin