🌼 8

3.7K 133 15
                                    

~Bu gece, güzel bir gece~

Yavaşça merdivenleri tırmanan adımlarım ne kadar titrekse yeni doğmuş bir yavrunun ayakta durma çabası gibi arkamdan beni takip edenler bir o kadar güçlü ve sertti.

Korkuyorum.

O göz göze gelişimizin ardından hiçbir şey yokmuş, her şey normalmiş gibi devam etmiştik. Lakin ne zaman kesişse tekrar gözlerimiz annemle oran geçen onlarca cümle vardı, görüyordum. Fakat ne olduğunu kestirebilmek imkansızdı.

Korkuyorum çünkü... Çünkü bilmiyorum. Annem ne der, nasıl karşılar... Bilemiyorum. Tahmin edemiyorum. Daha önce de hiç düşünmediğim bir şeydi bu. Ben hiç ihtimal vermemiştim ki bir gün abim öğrenir, annem anlar hislerimi diye. Kabul, hep korkardım aslında. Ona olan sevdamı kağıtlara dökerken, onu aşkla izlerken bir gün birileri fark eder de sırrım ortaya dökülür diye. Ama ben bu korku varken dahi üstümde inanmadım ona. Çünkü bana göre ben, hep iyi oynardım. En zorlandığım anda dahi yüzüme yerleşen o gülümseme sanki hep gerçek olurdu. Dışarıdan bakan biri, benim içimi dökmediğim biri neyin ne olduğunu anlayamadız ki. Çünkü bana böyle bakmayı, duygularımı saklamayı babam öğretmişti. Bir asker. Kim ondan daha iyi saklayabilirdi ki düşündüklerini... İşte ben buna güvenmiştim her daim.

Şimdi arkamdan gelen adım sesleri beni olduğum yerde titretirken hem ne olacağını bilmemek hem de ne yapacağımı bilmemek beni sanki şu saniye tüketiyordu.

Korkuyorum.

"Hızlan biraz."

Sırtıma dokunan el ile yerimde sıçrarken adeta ayaklarımı hızlandırmaya çalıştım. Lakin bu çabam bacaklarımın birbirine dolanmasından başka bir şeye sebep olmadı. Ayaklarım dolandı ve ben kapı eşiğine kendimi zor atarken bir aceleyle dizlerimin üzerine çöküverdim. Ellerim tutunacak yer ararken dizlerimin önüne, yere yaslandılar. İşte şimdi başım önüme eğik, yerde - dizleri üzerinde bekliyordum. İşte şimdi gerçek bir suçlu gibiydim.

Belki de gibi fazlaydı. Belki de ben gerçekten bir suçluydum.

İğrenç bir suçlu...

Kafamın içinde yankılandığını duyumsadığım kelime ile acı dolu bir inleme sirayet ederken dudaklarımdan odanın içine belim büküldü içe doğru. Annem endişe ile bana uzanırken daha fazla kendime hakim olamayıp o kapı eşiğinde ağlamaya başladım. Hıçkırarak. Ellerimle saçlarımı yolarak. Büyük bir yaram varmış gibi inleyerek. Bağırarak.

Seslice.

İçim dışıma çıkmaya yemin etmiş gibiyken.

Annem ellerimi tutmaya, saçlarımdan ayırmaya çalışırken daha çok asılıyordum saçlarıma. Köklerinden çıkarmak istiyordum. Canım acısın. Acısın ki yüreğimdeki bu yangını bastırsın.

Ama olmadı. Olmuyor. Fiziksel acı canımın acısının önüne geçemiyor.

"Anne... Anne."

Sessizce inler gibi bir soluk.

"Anne! Anne!"

İsyan eder gibi bir sesleniş. Bir bağırış.

"ANNE!"

SESSİZCE #tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin