🌼 9

3.7K 128 19
                                    


Dua Lipa - Homesick ile yazılmıştır.

🌼

~Kırmızıya boyanan beyazlar~

Güneş bulunduğumuz cepheye doğru yükselirken gözlerime gelen ışıklarından beni çepeçevre saran kişiye sığınmıştım. Güneş'in yakıcılığına karşı etrafımızda raks eden hefif bir esinti vardı bizi daha da yaklaştıran. Birkaç kuş cıvıltısı kulaklarıma doluyor, içimi huzura buluyordu. Sanki bahar bu bahçeye bu sabah erken gelmiş gibi bir his vardı o an içimde.

Göz kapaklarımı zorla araladığımda ilk gördüğüm şey onun boynu olmuştu. Adem elması. Beni tüm gece sinesine saklamış, sinesinde uyutmuştu. Onun yamacında, onun kokusuyla uykuya dalmak... Huzurun diğer adı gibiydi. Hiç olmadığım kadar rahattım. Belki buna sebep o idi belki de geceki vedam idi. Bir şeylerin an azından kafamda yerine oturmuş olması. Bilmiyordum da o an çok da umrumda olmamıştı. Sadece o uyanana kadar biraz daha ona sokulmuş, doya doya kokusunu doldurmuştum ciğerlerime.

Bazı vedalar bunu hak ederdi. En azından etmeliydi.

Son kez.

Çok da uzun sürmeyen bir zamanın ardından gözlerini açmıştı melül melül. Gözlerini kırpıştırıp uyanmaya çalışıyordu. Bir eli yere yaslı iken diğer eli saçlarında kafasını kaşırken o kadar salak duruyordu ki... Ve o, okadar güzel, o kadar tatlıydı ki... O an onun o görüntüsünü kaydetmek isterdim bir telefonla. Zihnimde ilelebet yer edecekti elbet lakin o an o kadar çok ihtiyaç duymuştum ki ona yanımda bir telefon olmadığı için ağlayabilirdim. Lakin bu da onun sonunda kendine gelebildiği ilk an neşeyle 'Günaydın bir tanem.' demesi ile... Yok olmuştu. Unutuvermiştim. Sadece onun neşesine kapılıp ona aynı neşenin bir tık büyülenmiş hali ile cevap vermiştim.

Bahçe kapısında bize seslenen Melda Teyze ile doğrulup örtüleri, yastığı toplanıp ayaklanmıştık. Sonrasında kahvaltıya kalmam için ne kadar surat edilse de onlara 'Anneme gece geleceğim demiştim. Ama ben uyuyakalmışım. Beni göremezsem endişelenir.' diyerek bu tekliflerini ret etmiştim yarı doğru yarı yanlış.

Ben tam dış kapıyı açmış dışarı adımlıyorken bana seslenildiğini duyunca olduğum yerde durup Rüzgar'ın bana ulaşmasını beklemiştim.

"Papatya senden bir şey rica etmek istiyorum. Bugün benimle eve bakmaya gelir misin? Ne eksik ne değil diye bir bakmak istiyorduk Melisa ile aslında. Ama işte... Hamileliğinden dolayı kendisini yormasını istemiyorum."

Son cümlesini bana yaklaşıp kısıkça kurarken kafamda dediklerini tartmaya başlamıştım. Dün geceden sonra bunu yapabileceğime inanıyordum aslında. Yine de bir es vermek zihnimin kazandığı bir alışkanlıktı. Onu daha fazla bekletmeyip teklifini kabul ederken tekrar kapıya yönelmiştim ki sağ bileğime dolanan parmakları ile önce bakışlarım birleşen tenlerimize sonra da onun benimkilere çok benzeyen elalarını bulmuştu. Ve o an henüz yeni fark ettiğim şeyle karşı karşıyaydım. Gözleri bugün her zamankinden çok daha parlaktı. Cam gibi ışıl ışıl.

Çok güzel.

"Bir de şey... Melisa'ya sürpriz yapmak istiyorum, bebek odasını hazırlamayı düşündüm. Yani her şeyi tam odanın. Sadece ayrıyeten boyanması ve eşyaların yerleştirilmesi lazım."

Sadece 'bebek' derken bile heyecanlanıp ne yapacağını bilemeyen, bir eli ile ensesindeki saçları yolmak istermiş gibi çekiştiren, gözlerindeki bir çocuk masumiyetindeki isteği olan bu adam gerçekten çok seviyordu. Çok çok güzel seviyordu ki sevgisi sanki gözlerinden dışarı akın edecekmişçesine şimdi gözleri sulu sulu, kocaman açılmış beklenti ile bana bakıyordu. O an dün gece de ettiğim vedama güvenip onu da kabul etmiştim. Yıllarıma sahip bu güzel kalpli adam için, onun mutluluğu için tabii ki de ona yardım ederdim ben. Onunla birlikte bebeklerinin odasını düzerdim. Üstelik bunu bir kez bile kendimi üzmeden yapardım. Bir kez bile 'Ne idi şu yüreğimdeki ağrı?' diye düşünmez, en iyisi olsun diye uğraşırdım ben. Çünkü bu adam da dün gömdüğüm o sevda da çok güzeldiler. Biliyordum. Hak ediyorlardı.

SESSİZCE #tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin