🌼26

2.1K 107 55
                                    


Sen nereden çıktın?”






🌼

Deliriyordum.

Mutluluktan deli oluyordum.

Bu adam, beni mutluluktan deli ediyordu.

Bana bakarken bile gözlerine yansıyan hisleri zaten beni deli etmeye yetiyordu ona karşı. Hissediyordum. Hissettiklerini hissediyordum bir bakışı ile bile. Dokunuşları vardı bir de. Çok nadir, ürkek ama çokça da hevesli... Dokunuşları, hislerinin altına kondurduğu birer imza gibiyken karşısında sakin kalabilmek çok zordu ve ben deliriyordum. Hisleri bana bulaşıyordu, karşımdaki kıpır kıpır bedenle ben de coşuyordum.

Sevgisi bulaşıcıydı onun.

Seviyordu, seviyordum.

Tutuyordu elimden, tutunuyordum ellerine.

Götürüyordu peşi sıra bir yerlere, geliyordum ardından.

Dans edelim , diyordu; elimi boynuna doluyordum.

Aslında o, bana bulaşıyordu.

" Şarkı bitti." diyen bendim. Biteli birkaç dakika oluyordu sanırım. Yahut daha uzun ya da kısa... Bilmiyordum. Aslında ne zaman fark etmiştim bunu, onu bile bilmiyordum.

Şarkı sona ereli biraz oluyordu ama biz hâlâ birbirimize dolalıydık. Hafif hafif sallanıyor, sırılsıklam olmuş halimize rağmen huzurun tadını çıkarıyorduk.

Huzurum oydu.

Huzuru bendim.

" Bitsin." dedi sadece. Sesinde gülümser, yayvan bir hava vardı. Sarhoş gibiydi. Sadece dans ediyorduk deli gibi yağan yağmurun altında ama o sarhoş olabiliyordu. Deliydi.

Şapşal.

Gülümsedim onun bu şapşal haline. Alnıma dayalı olan alnından uzaklaşırken gözlerimi açıp yüzüne baktım yağmurun izin verdiği kadar. Çok fazla yağıyordu ve görüşümü kısıtlıyordu. Yine de ona bakmaya devam ettim. O da gözlerini açtı zaten bekletmeden beni , yeşillerini gözlerimin önüne serdi.

Dudaklarında bu gece hiç eksik etmediği gülümsemesi hâlâ bakiydi. Bana bakıyor, gözlerime. Dudaklarıma. Dudaklarını birbirine bastırıp gökyüzüne bakıyordu bir de. Ama tabii çok duramıyordu o hâlde , sinesine barındığımız yağmur kesiyordu bakışlarını.

Yine öyle oldu.

“ Deli. ” dedim gülerek ona.

“ Sana deli.” diye hemen karşılığını verdi o da tabii. Çok hazır cevaptı. Bunu okuldaki konferanslardan biliyordum. Müsabakalardan. Kolay kolay asla susmazdı ve zaten kazanamayacağı yarışa da girmezdi. Herkes bilirdi bunu. Herkese göstermişti çünkü.

Sağ elim ile hafifçe göğsüne vurdum ne yapacağımı bilemeyerek. Boştaki eli hemen elimi avucu içine alırken farkındaydım ki biraz daha böyle durursak hasta olmamak işten bile değildi. Elleri buz tutmuş gibiydi.

“ Kerem. Biraz daha böyle durmaya devam edersek hasta olacağız.”

Bir anda , sanki ne hâlde olduğumuzu yeni kavrarmış gibi irkilen ifadesine bakarken elimi tuttu hemen ve beklemeden peşi sıra bizi kapalı alana doğru ilerletmeye başladı. Arkasından ona ayak uydururken dediklerine gülümsemeden edemiyordum. Yağmur yağıyordu, sırılsıklam idik. Büyük ihtimalle hasta da olacaktık. Dahası gecenin geç saatlerinde ikimiz de herkesten habersiz bir havaalanındaydık. Yaptığımız, yapacağımız... Birçok insana göre mantığa aykırı idi. Ama tüm bunların arasında ellerimi tutan adam hâlâ cümlelerinde bana güzel yerler vermek için uğraşıyordu. Cümlelerinde bana da yer vermek...

SESSİZCE #tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin