The weekend - Moth to a flame ile yazılmıştır.
Sessiz bir aşık olabilirsin ama herkes sırasını bekler.
🌼
Bundan yıllar önce bir anın içindeydim. Yine bir kapı önünde , canım sökülüyormuş gibi hissediyorken yüzüme en güzellerinden bir gülümseme koymaya çalışıyordum. Zordu. Benim şimdi hatırladığımdan dâhi çok zordu o an.
Yine bir kapı önünde birileri birileri ile tanıştırılıyordu.
Hatırlıyorum. Yüzümdeki gülümseme kaybolmasın diye uğraşırken kollarımın arasına bir beden atlamıştı. Sevgi ve coşku ile. Ne olduğunu anlayamadan ben ise o zamanlar onsuz yaşayamayacağımı düşündüğüm adam zaten paramparça olmuş kalbime bir darbe daha vurmuştu. Demişti ki: Benim sevgili müstakbel eşim.
Şimdi ise yine bir kapı önünde hemen hemen aynı kişilerdik. Ben, Rüzgar , abim. Melisa yoktu. Ama artık Kerem vardı.
Bir an şaka gibi geldi bu an. Sanki , sanki bir şeylerle küçücük oynasak birebir o günü yaşayacaktık.
Korkunçtu. Çok korkunç. Düşüncesi bile...
Beni günden güne çürüten o acıyı çektiğimi hatırlıyorum. Zaten ölsem de unutamazdım herhalde o günleri. Ama bu ne her şeyden habersiz o adamın ne de kalbine söz geçiremeyen benim suçumdu.
Melisa ise bu noktada anılması gereken son insan bile değildi.
Bu hikayede bir suçlu bulmak çok zordu. Imkansızdı hatta. Ama yine de bir şey diyecek olsam tüm o yaşananlara ilişkin tek bir şey derdim herkesin bildiği: kader. Kader bizim için bu günleri yazdığı gibi o günleri de yazmıştı sadece. Kimimiz acı çekerken kimimiz mutluydu. Kimimiz acı çekerken kimimiz de acı çekiyordu o an.
Ve şimdi kimimiz mutluyken kimimiz de mutluydu.
Her insanın kaderi daha doğmadan bellidir, derlerdi. Ve biz de sadece yazılanları oynuyorduk.
Ne kadar sessiz ve suçsuz olursak olalım ne kadar inançlı olduğumuzun da bir önemi yoktu. Sen sessiz bir aşık olabilirdin. Ama herkes sırasını beklerdi.
Tüm mesele de buydu işte. Kader bizim için planlara sahipti ve biz sadece onun yazdıklarına göre ilerleyebilirdik.
Avucumdaki eli daha sıkı tutup yanımdaki adama baktım. Beni o günlerden çıkarıp alan ve bana yeni bir hayat vaadeden adama.
Dediğim bir iki kelimeden sonra çatılı kaşları düzelmişti, bakışları bana dönmüştü. Gözlerindeki yeşilleri parlayarak bakarken orada onunla birlikte bir gelecek görüyordum sanki.
Biraz masalsı bir gelecek. Masallardaki kadar güzel ve mutlu belki de.
Gülümsedim, hemen karşılık vereceğini bilerek.
Gülümsedi.
" İlk. " diye fısıldadı.
" Evet." dedim onun gibi fısıldayarak. Devam ettim.
" Sevgilim."
Bir an nerede olduğumuzu unutmuş gibi tuttuğu elimi kaldırıp bir öpücük kondurdu ama ardından etrafa kayan bakışları ile kısaca öksürüp yüzündeki melül ifadeyi düzgün bir hâle getirdi.
Bu haline içten içe kıkırdarken Rüzgar'a geri döndüm. Sanki zaten bu anı bekliyormuş gibi bakıyordu. Yüzünde bir şaşkınlık ifadesi yoktu aksine mutlu olduğu belli oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZCE #tamamlandı
Roman pour AdolescentsO gün benim doğum günümdü ve o şu sözlerle kutladı beni. " Baba oluyorum, hala oluyorsun Papatya! " Doğum günün kutlu olsun Papatya. ° Sessiz bir aşık olabilirsin ama herkes sırasını bekler. by:rose_roar Başlangıç: 26.06.2022