🌼17

2.9K 100 25
                                    

"Fotoğraflarını çekmek istedim."

🌼

Sol elimde börek tepsisi varken sağ elimle de telefonu sağ omzuma koyup başımla orada sabitledim ve boşalan elimle kapıyı çekip kilitlerken bir yandan da telefon numarasını geçen gün aldığım Buse ile konuşmaya devam ediyordum.

"Geldin mi Buse? Neredesin?"

"Sanırım geldim, konumun gösterdiği yerdeyim. Hatta bir tane kafe var burada. Masal Kafe."

"Heh! Doğru yerdesin. Ben de merdivenlerdeyim. İniyorum şimdi."

Adımlarımı biraz hızlandırmaya çalışırken telefonu tekrar elime alıp bir süre eğik durduğu için hafiften ağrıyan boynumu esnettim. Gece yine geç bir vakte kadar ders çalışmıştım. Biraz da ondan sebep boynum ağrıyordu.

"Tamam canım. Bekliyorum. Acele etme sen." diyerek o telefonu kapatırken ben neredeyse bitirmiştim merdivenleri. Sonunda dış kapıya ulaşınca hala düzelmemiş dış kapı beni bir miktar zorlasa da açmayı başarıp kendimi dışarı atabilmiştim. Gözlerim etrafı tararken karşı kaldırımda duran Buse'yi görmem de çok uzun sürmedi. Beni fark etmesi için ona el sallarken neyse ki çok uzun sürmemişti beni fark etmesi de benim yanıma adımlamıştı yola dikkat ederek. Karşı karşıya gelince küçük bir sarılma gerçekleştirip nasıl olduğumuzu sorduk birbirimize kısaca.

"Ben sen biliyorsundur diye hiç ev adreslerini istemedim ama sanırım sen de bilmiyorsun ... " dedim buraya gelmek için bile sabah benden konum istediğini hatırlarken.

"Bu ilk gelişim. O yüzden bilmiyorum ama konum atmışlardı. Hallederiz bence. Olmazsa ararız. Alırlar bizi. "

"Doğru diyorsun. Yakınlar buraya diye biliyorum."

Buse sağ elindeki poşeti sol eline alırken telefonunu cebinden çıkarıp mesajlardan atılan konuma girdi. Onun önderliğinde ilerlerken çok da sürmemişti konumun gösterdiği yere gelmemiz. Benim oturduğum binanın hemen bir sokak gerisinde ve birkaç ev ilerisinde kalıyordu koordinat olarak. Buse yine de emin olmak için abisini ararken önünde beklediğimiz mor renkli apartmanın - bu semtteki her apartman renk renk boyanmıştı - ikinci katından bir ses duyunca oraya döndü ikimizin de bakışları. Buse gülümseyerek telefonu kapatıp el sallarken onun abisi olduğunu anlamam çok sürmedi. Sonra birlikte açılan apartman kapısından geçip ikinci kata çıktık. Bizi kapıda bekleyen iki adama hafifçe gülümsedim .

"Hoş geldiniz." derken onlar biz de "Hoş bulduk." dedik ve ayakkabılarımızı çıkarıp içeri girdik. Buse abisine sarılırken hemen ben de Kerem ile göz göze geldim. Ne yapacağımı bilemezken bana doğru adımlayınca ben de ona doğru ilerledim sanki buna programlanmışım gibi. Aramızda bir iki adımlık mesafe kalana kadar ilerleyip durduk. Kerem bir an gözlerini benden çekip etrafa baksa da çok sürmedi , sol elini hafiften belime doğru uzatıp bana eğildi. Ben de sağ elimle bana uzanan koluna dokunurken yanakları yanaklarıma değdi, hafiften sürtündü. İki yanağımızın arasında sanki bir kıvılcım oluşurmuş gibi hissettiğimizde ikimiz de hafiften gülerek birbirimizden uzaklaştık.

"Tekrar hoş geldin Papatya."

"Hoş buldum."

Gülümseyerek ona bakarken sağ taraftan gelen sesle oraya döndüm. Fatih tebessümle bana bakarken elini uzatıyordu.

"Ben Fatih. Tekrar hoş geldin."

"Papatya. Hoş buldum."

Kısa bir tanışmanın ardından Kerem ve ben mutfağa ilerlerken Buse ve Fatih hemen geleceklerini söyleyip yanımızdan ayrıldılar.

SESSİZCE #tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin