🌼20

3K 115 27
                                    

Son kısım Soner Avcu - Sol Yanım dinleyerek yazılmıştır.

Kerem

🌼

Yağmurun giderek arttığı anlarda adımları da bir o kadar yavaştı ona zıt. Ne yaptığını düşünüyordu, nasıl birden o cesarete sahip olduğunu... En çok da dediklerini düşünüyordu ya şimdi, şaşkındı kendine.

Bakışları dümdüz karşısında, bakıyor ama gördüğünden emin değildi. Adımları sarsakça da olsa ilerliyordu, nereye gittiğini bilmiyordu lakin.

Sokak lambalarının aydınlattığı yolda tek tük de olsa arabalar geçip gidiyordu, o yürüyordu bir kaldırımda öylece.

Islaktı. Sırılsıklam.

Sırılsıklam.

Saçları alnına yapışmıştı, gözlerine iniyordu. Bazen de batıyordu hatta gözlerine. O zamanlar kırpıyordu gözlerini. Bazen de saçlarının uçlarından durmadan akan yağmur taneleri giriyordu gözlerine, o zaman kapatıp açıyordu hafifçe.

Çenesinden aşağı ince bir ip boyutunda sular süzülüyordu.

Bir süre öylece ilerledi onu bıraktığı binadan uzağa.

Onu.

Adımları durdu sonra bir an. Bıçak kesiği kadar hızlı ve net.

Sonra kendi kendine gülümsedi. Gülümsemesi sırıtmaya döndü. Bir süre öyle kalsa da karşıdan koştur koştur gelen şemsiyeli bir adamla kaldırımın ortasında öylece durduğunu fark edip ilerlemeye başladı o da. Şimdi daha hızlıydı adımları. Ve  yönünü biliyordu artık.

Ilerlediği yönden sağa saptı. Geriye döndü. Zira gittiği yön evine ait değildi.

Mırıldandı kendi kendine bu hatasına.

" Aşık mısın oğlum ? "

Şu üç kelime dudakları arasından dökülür dökülmez ayakları birbirine dolandı ancak. Neredeyse düşüyordu yere boylu boyunca ama o mırıldandığı cümleyi düşünüp kahkaha attı eli ile yandaki binanın duvarından destek alırken.

" Evet. " diye söylendi kendine.

" Aşığım. "

Sonra haline baktı. Paçalarından akan sulara ve ekledi.

" Sırılsıklam. Sırılsıklam aşığım hem de. "

Sırıtmaya devam etti bir şapşal gibi. Biraz daha ilerledi. Evine yaklaşmışken pencereden onu izleyen arkadaşından habersiz tekrar olduğu yerde durdu. Kaşları çatılmış, hafif sinirli idi ifadesi şimdi. Arkadaşı yağmurun şiddetinden dolayı onun yüz ifadesini seçmekte zorlansa da, o da kaşlarını çatıp onun bu yağmurun altında öylece durarak ne yaptığını düşündü.

Deli miydi bu çocuk...

Sırılsıklamdı. Hasta olacaktı, görmüyor muydu...

" La! " diye birden kendine hiddetlendi Kerem de o sırada.

" Haberin olsun , ne? Haberin olsun , ne demek Kerem?! Salak mısın sen? "

SESSİZCE #tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin