Vote ve yorum yapmayı unutmayın 🥰
Sizce hikaye nasıl ilerliyor? Bununla ilgili yorum yaparsanız çok sevinirim 😘🕊
Dondurucu bir rüzgar vardı. Şiddetlenen rüzgar yerdeki yaprakları ve saçlarımı savuruyordu. Nedensizce ormanda koşuyordum, peki ben neden koşuyorum? Durdum etrafıma bakındım koca koca ağaçların ortasındaydım. "İmdat... kimse yok mu." Diye bağırdım, Ormanda sadece benim derin derin nefes alışverişlerim ve rüzgarın etkisiyle savrulan yaprakların sesi vardı. Tekrar koşmaya başladım buradan çıkmam gerekiyordu. İki uç adım atıp arkama bakıyorum belki birini veya bişey görürüm diye. Koştum koştum ve bir anda durdum bir uçurumun kenarına gelmiştim. Yolun sonu geri dönmem gerekiyordu arkamı döndün ve dönmemle bir kurtla göz göze geldik. Bir ağıcın önüne oturmuş beni seyrediyordu. Buradan uzaklaşmam gerekiyor ona bakmadan bir adım atım ve bir anda ayağa kalktı. Şu an bacaklarım titremeye başladı korkudan. Galiba birazdan bu sevimli ve tatlı kurt'un öğlen yemeği olacağım. Tam yanıma doğru koşmaya başladı ki bir anda kurt'un arkasında Ateş belirdi ve " ATLA" diye bağırdı. Atla mı nasıl atla. "Nehire atla." Diye tekrar bağırdı Ateş ve hiç beklemeden kendimi suya bıraktım.
🕊
Gözlerimi açtığımda odamda olduğumu fark ettim nasıl yani her şey bir rüya mıydı? Her zaman sehpanın üzerinde duran bardağa uzandım ama boştu, boş bardağı aldım ve yataktan kalkıp aşarı mutfağa doğru adımladım. Merdivenlerin başına geldimde aşarda ışıkların yandığını fark ettim ama ben yatarken hepsini söndürmüştüm. Merdivenlerin başında duran vazoyu aldım ve merdivenleri teker teker inmeye başladım. Biri mutfakta konuşuyordu hırsız mı girdi yoksa eve? Ama bu imkansız burası çok güvenilir bir siteydi buraya öyle elini kolunu sallayarak bile kimse giremezdi hata Ateş evimin önüne adamlarını diktiğini söylemişti. Off acaba Ateş'i mi arasam yok canım onca olanlardan sonra bana bir açıklamada bulunmadan beni abimle beraber postalamıştı evinden. Zaten o zamandan beri konuşmuyoruz kendisiyle daha doğrusu o günden sonra beni 100 kere aramıştı ama ben telefonlarına cevap vermiyorum, biraz naz yapsam sorun olmaz herhalde. Mutfağın kapısına geldiğimde vazoyu yukarıya kaldırdım ve bağırarak hızla mutfağa girdim lakin gördüğüm yüzle kala kaldım. " Ateş." Dedim şaşkın bir şekilde. Ateş ise "Güzelim." Dedi yüzündeki saçma gülümsemeyle. Hızla kendime gelip " Senin ne işin var burada." Diye sordum.
"Seni görmeye geldim güzelim. Fena mı yapmışım?" Dedi Ateş yanıma gelirken.
"Yaklaşma bana."
"Neden?" Diye sordu Ateş.
"Çünkü ben sana küstüm ve seninle konuşmuyorum." Diye cevap verdim ve hızla yanından geçip oturdum ve bakışlarımı Ateş'e diktim. Sağ eliyle anlını ovaladı ve bana doğru döndü.
"Hımm peki gönlünüzü nasıl alabilirim küçük hanım?" Diye sordu Ateş.
"Benden ne gizlediğini veya abimle aranızdaki meseleyi bana anlatarak başlaya bilirsin mesela." Dedim net bir şekilde.
"Hazan güzelim."
"Bana güzelim deme hem sen içeriye nasıl girdin."
"Beni hafife alıyorsunuz galiba kucuk hanım."
"Pardon bir mafya bozuntusu olduğunu unutmuşum." Diye cevap verdim Ateş'e
"Tamam sor bakalım ne soracaksan." Dedi Ateş yanımdaki boş sandalyeye kurularak. Nasıl yani her şeyi anlatacak mıydı?
"Benimle bir gelecek düşünüyor musun Ateş?" Diye sordum Ateş'e
"O ne demek Hazan tabiki seninle bir gelecek düşünüyorum. Senin bir KARAKURT kadını olduğun gün var ya deve kesecem deve."
"Eğer benimle bir gelecek düşünüyorsan bişeyleri benimle paylaşman gerekiyor Ateş."
"Tamam işte güzelim sen bir KARAKURT olduğunda seninle hayatımı paylaşacağum da daha ne isteysin".Diye cevap verdi Ateş. Gülmemek için kendimi zor tuttum Ateş benimle ilk defa Karadeniz şivesiyle konuşuyordu.
"Öyle degil, mesela abimle düşmansızınız ama beni seviyorsun abimle düşmanken biz..." dedim ama cümleme Ateş'in yüzümde gezinen parmakları yüzünden devam edemedim.Önce yüzümü okşadı ve daha sonra yüzüme gelen saçlarımı geriye atırdı.
"Evet biz değiyordun güzelim sen devam et ben seni dinliyorum" dedi Ateş ve parmaklarını üst pijamamın düğmelerine indirdi.
"Bence sen her şeyi....." Dedim lakin Ateş'in vücudumda gezinen parmakları sayesinde cümlem yarıda kesildi.
"Evet güzelim." Dedi ve düğmelerimi teker teker açmaya başladı.
"Ateş yapma." Dedim
Ateş oturduğum sandalyeyi tutu ve kendine doğru cekti hızla." Bence biz konuşmamıza yukarıda devam edelim hımm ne dersin?" Dedi ve pijamamın üstünü bir çırpıda çıkartıp yere fırlattı. İçime sütyen giymedim için şu an göğüslerim tamamen onun gözlerinin önüne serilmişti.
"Hani konuşacaktık." Diye bildim sadece.
"Konuşuruz güzelim konuşuruz."
Beni kucağına aldı ve yukarıya yatak odama çıktı ve biz bu gece tekrar birlikte olduk. Nedense ben ondan kaçtıkça kendimi onun koynunda buluyorum.
🕊
Başımı Ateş'in göğsüne koyup gözlerimi kapadım ve kokusunu içime çektim. Biraz önce tekrar onun olmuştum Ateş'in küçük kızı. Ben parmaklarımla onun o muhteşem kaslarını okşarken oda benim saçlarımla oynuyordu. Nerdeyse 10-15 dakikadır böyle duruyorduk hiç konuşmadan. Sonra biraz önce gördüm saçma rüya geldi aklıma acaba bu olucakların bir göstergesi miydi?"Ateş." Dedim
"Söyle yavrum." Dedi Ateş
"Biraz önce saçma bir rüya gördüm ben o yüzden uyandım."
"Nasıl bir rüya?"
"Karışık bir rüya. Şimdi boş verelim benim rüyamıda biz aşardaki konuşmamıza devam edelim." Dedim ve Ateş'in göğsünden kalktım ve o an Ateş yalandan esnemeye başladı.
"Sabah konuşalım güzelim çok uykum geldi." Dedi Ateş yatağa gömülürken.
"Ateşşşş."
"Bende seni seviyorum güzelim."
🕊
Uzun bir aradan sonra yeni bölüm geldi.
Bu gece veya yarın sabah bir bölüm daha gelecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKINTI/Ara verildi kısa bir süreliğine
ActionAteş KARACAOĞLU Türkiye'deki yer altı dünyasının sahibi. Her istediğini elde eden önündeki bütün kapıları aça bilen bir adam. İki yıldır tek bir şeye sahib olmak istiyordu Hazan Akbulut ... onu iki yıldır kendi göz hapsine mahkum etmişti ama küçük...