Batuhan'ın az önce söylediklerini anlamaya çalışarak: "Siz ne aletlerinden bahsediyorsunuz?"
Gülşen ve Batuhan bana döndü ve o anda Batuhan'ın yüzündeki acı dolu ifadeyi ve Gülşen'in gözlerindeki parıldama içime büyük bir korkunun yayılmasına neden oldu.
*
"Esin Tekingöz," diyerek parmağını bağlandığım koltuğun etrafında gezdirerek dolanmaya başladı.
"Aslında güzelsin. Ama benim de katkımla daha da güzelleşecek, o çeteyi etkileteceksin," diyerek elindeki keskin bıçağı yüzümde gezdirmeye başladı.
Dur bir dakika? Neden ben etkiliyormuşun?
O sırada yüzümün her bir hattını inceliyordu. Gözleri, gözlerimde takılı kaldı. Bıçağı yavaşça gözlerime doğru yaklaştırdı. Bıçağın her ilerleyişinde, her derime sürtülüşünde, içimde büyük bir ürperti oluşuyordu. Kadının bana iyi şeyler yapmayacağı aşikârdı. Hele ki o bıçak. Kesinlikle bu işi yaparken o bıçaktan fazlasıyla yardım alacaktı.
Bıçağın ucu, gözlerimin hemen altında durdu. Yavaş yavaş göz kapaklarıma doğru ilerledi ve durdu. Gülşen'in o an gözleri parladı. Ve kolunu omzuma dolayarak, bir yılan misali bana yaklaştı. Dudakları kulağıma kadar ilerledi.
"Biraz acıyacak. Ama inan bana, seninle işim bittiğinde eski senden eser kalmayacak," dedi.
Yutkundum. Ne yapmayı düşünüyordu? Bütün vücudumu bıçaktan mı geçirmeyi?
"Bana ne yapacaksın?" Dedim. Sesimin rahat çıkmasına özen gösteriyordum çünkü bir kere bu işe bulaşmış, Klan ile bir anlaşma imzalamıştım. Ne vazgeçebilirdim, ne de geri dönebilirdim. Bana her ne yapacaksa bunu başta kabullenmiş, işi onlara bırakmıştım. Ve şimdi yapacakları hiç bir şeye karşı çıkamazdım. Bunun için bedenimden ve benliğimden vazgeçecek olsam da.
Gülşen, bir makinenin hemen yanında durdu. Makine bütünüyle siyahtı ve içinde küçük bir kapsül bulunuyordu. Uzun tırnaklarıyla kapsülün kapağında ritim tutarak:
"Sadece, seni Esin Tekingöz'den ayıracak, Kayra Özdemir'e dönüştüreceğim," dedi ve gülümsedi.
Yutkundum. Kayra Özdemir. Esin Tekingöz'den tek bir şey bile kalmayacak ve bütünüyle Kayra'ya dönüşecektim. Bu demek oluyor ki uzun bir süre bıçak altında yatacak ya da bana her ne yapacaksa buna katlanacaktım.
"Esin Tekingöz. Tekingöz ailesinin tek ve istenmeyen varisi. Hmm, babanın senden nefret ettiğini zaten biliyordum. Gerçi bunu zaten tüm dünya biliyor. İstenmeyen, küçük varis. Ama artık o da yok. Olmayacak. Seni değiştireceğim Esin. Sen artık eski, dışlanmış Esin olmayacaksın," diyerek elindeki, ne olduğu hakkında tek bir fikrimin olmadığı küçük şeyi çıplak omuzlarıma yerleştirdi. O şey anında omzuma yapıştı ve ben o anda büyük bir rahatlama hissettim.
"Sen, Amerika'nın küçük bir semtinde doğan Kayra Özdemir'sin. Baban bir Türk ama annen bir İngiliz. Babanın isteği ile sen küçükken Türkiye'ye geldiniz. Burada eğitimine devam ettin. Anneni bir trafik kazasında kaybettin. Va yaşamını babanla devam ettirdin. Baban zamanla işlerinde daha da kötüleşti ve iflas ettiniz. Babanın zamanla bir kadın ile tanışması ve onunla evlilik kararı alması ile hayatın değişti. Kadın zengindi ama seni istemiyordu. Bunun üzerine bir yetimhaneye verildin. Pisikolojik nedenlerden ötürü okuduğun lisede kötü alışkınlıklar edindin. Bir gün okulun spor salonunda koluna uyuşturucu enjekte ederken yakalandın ve okuldan atıldın, " diyerek karşıma geçti. Parmaklarını omuzlarında gezdirirken:
"Ve böylelikle Katiller Okul'una girmeye hak kazandın. "
Kısık bir sesle: "Katiller Okulu?" Diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ OYUNLAR
General FictionBeklenmeyen bir ölüm... Acımasız, koyu yeşil gözleriyle zeki bir katil... Bir anlaşma... Ve felaketler... Abisinin esrarengiz ölümünden sonra yaşadığı tüm o çevreden uzaklaşmak uğruna bir örgütle anlaşma yapan Esin, Kayra Tekingöz olmayı göze alarak...