Dün, dünde kalırken dünün acısı neden bugünle devam ediyor?
"Sen de kimsin!" Endişeyle kasılan yüzler, suçüstü yakalanmışcasına titreyen eller ve korkudan saklanacak bir yer arayan gözler...
Rahat bir şekilde ilerledim ve kendime bir sandalye çekerek oturdum."Kim miyim? Bunu az önce dile getirmemiş miydim?"
Elinde bir dosya tutan gözlüklü çocuk dosyayı endişeyle çantasına tıkmaya çalışırken neşeli bir sesle dosyayı işaret ettim.
"Aaa, bu dosyada yapacağınız suikastın ayrıntıları olmalı, ne hoş! Ben de tam olarak bunun hakkında konuşacaktım..."
Çocuk aniden buz kesti. Ortamdaki hava git gide değişirken ben neşeli halimden ödün vermiyordum. Dördü ne yapacakları konusunda birbirlerine bakarken uzun saçlı olan çocuk: " ne istiyorsun ," dedi ciddiyetini koruyarak. Ama her halükarda düştüğü bu durumun plana olacak etkisini hesaplamaya çalışıyordu.
Fazla dikkatsiz davrandılar...
Ellerimi birleştirerek yüzlerindeki korkuyu ciddiyetim ile körüklerken içindeki endişeyi ele vermeyen tek bir kişi vardı. Benimle konuşan uzun saçlı çocuk...Gözlerinin yeşilliği ve siyah saçları ona tehlikeli bir izlenim verirken bu beni hiç etkilemedi. Çünkü gereken korkuyu aşıladıktan sonra aslana bile boyun büktürebilirdiniz. Duruşundan ödün vermeyen tavırları daha önce bu gibi durumlarla karşılaştığı ve her halükarda tehlikeyi atlattığını gösteriyordu. Ancak olaydan sıyrılması ortadaki tehlikenin boyutuna bağlıydı.
Ve ben bu gibi durumlarda tedbirimi önceden almıştım.
Çocuk sakinliğini koruyarak gözlüklü çocuğa baktı. Aradaki bakışma sessiz bir konuşmayı temsil ediyordu. Saniyeler sonra bana döndü. O bana dönerken gözlüklü çocuk dosyanın ağzını bir kilitle kapatmıştı ki bu gözümden kaçmadı. Uzun saçlı, grubun lideri olduğunu tahmin ettiğim çocuk karşıma oturdu ve öbürlerine gitmelerini işaret etti.
"O kalacak," dedim gözlüklü çocuğu işaret ederek.
Diğerleri bir anda afallarken liderin dişlerini sıkarak kendini sakinleştirmeye çalıştığının bilincindeydim. Ancak sakin kalmak zorunda olduğunu ve şu anda benim ciddi bir tehlike arz ettiğimi biliyordu. Dört kişiye karşı bir kişi. Tek gelecek kadar cesaretli olamayacağımı düşünmüşlerdi. Ancak ben bu tehlikeyi göze almıştım bile. Ve arkamdan sayısını bilmedikleri kişilerin de bulunabileceğini hesaba katmışlardı.
Lider, gözlüklü çocuğa işaret verdi ve çocuk çantasını sıkıca tutarak benden en uzak köşeye sandalyesini çekti.
Diğer çocuklar gittiler. Tahmin ettiğim gibi fazla uzaklaşmayacaklardı."Ne istiyorsun," dedi lider. Gözlerindeki soğuk ifade beni korkutmadı. Çünkü ben zaten onlardan bin kat daha tehlikeli bir çeteyle iç içe savaşıyordum. Ve ondan daha soğuk, derin bir kuyuyu andıran gözlere sahip olan birini tanıyordum.
"Endişelenmenize gerek yok, isteğim çok basit," dedim kinayeyle.
"Bizi nasıl buldun? Kimden yardım aldın." Sesindeki sakinlik her ihtimale hazırlıklı olduğunu gösteriyordu. Muhtemelen diğerlerini de etrafı kolaçan etmeleri için göndermişti.
"Sizi bulmam çok basit oldu. Hiç bir sebep olmadan sınıf grubundan çıkmanız da şüphelerimi tetikledi," dedim ve telefonumdaki gruptan en son çıkanları gösterdim.
05*****4546 gruptan ayrıldı
05*****67 35 gruptan ayrıldı
05*****76 81 gruptan ayrıldı

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ OYUNLAR
Fiksi UmumBeklenmeyen bir ölüm... Acımasız, koyu yeşil gözleriyle zeki bir katil... Bir anlaşma... Ve felaketler... Abisinin esrarengiz ölümünden sonra yaşadığı tüm o çevreden uzaklaşmak uğruna bir örgütle anlaşma yapan Esin, Kayra Tekingöz olmayı göze alarak...