ALIŞVERİŞ -25 derece

15 5 0
                                    

Bir kalp en fazla ne kadar kararır? Ne kadar körerir?

Duygularım sömürülür ve kalbimden tek tek koparılırken ruhumun derinliklerinde, kuytu bir köşede dizlerini kendine çekmiş olan küçük kız benim masumluğumdu. Üzerinde hayatın ondan aldıkları vardı. Yırtık ve kırışmış giysiler, saçlarının dağınıklığı ve görünüşü kendi benliğini yansıtıyordu. Bunlara zıt olan tek şey masumluğuydu.

Gözlerim aralanırken belli belirsiz bir silüet vardı bana bakan. Dudaklarımın kurusunu hissedebiliyorum. Konuşmayı denedim ama dudaklarımın arasından bir hırıltıdan başkası çıkmadı.

"Anne! Uyandı!" Diyerek bağırdı bir çocuk sesi.

*

Üzerimdeki ceketini fermuarını çekerken havanın keskin soğukluğu saçlarımın arasından geçti. Tüylerim diken diken olurken bana doğru seslenen kadına döndüm.

"Bir hastahaneye başvursaydın kızım?"

Kadına gerçek bir gülücük sunmaya çalışırken sesimin canlı çıkması için çabaladım.

"Böyle iyiyim ama hastahaneye uğrayacağım merak etmeyin. Yaramı iyileştirdiğiniz için teşekkürler," dedim kısa keserek. Uzun zamandır kimse benimle ilgilenmiyordu ve ben konuşurken bile nasıl hitap edeceğini bilmiyordum.

"Mutlaka uğra. Aman, bir ağrın sızın olursa ben her zaman buradayım. Kapım sana açık," dedi bastonunu yere dayayarak. Yüzündeki şefkat ve yumuşaklık ister istemez beni afallattı ve ne söylemem gerektiğini şaşırdım. Aslında ne söylemem gerektiğini bilmiyordum.

Sokaktan çıkarken beni takip eden arabadan habersizdim.

Saatlerce yürüdüm.

Tüm düşünceleri kendimden uzaklaştırmıştım. Gerek duymuyordum. O düşüncelerle uğraşmaktansa sokaktaki bu sessizliği hissetmek çok şeye bedeldi.

Tüm gerçeklerin altında ezilirken seni öldürmem için yalvaracaksın...

Beni tanıyordu. Kim olduğumu biliyordu ve amacı beni öldürmekti.

Bu bir yerlerden tanıdıktı.

Durum buysa ormanda yaşadıklarım neydi?

Tekingöz.

Bana böyle hitap ederken beni öldürmeye çalışan iki kişi vardı. İki suikastçı. Biri ormanda, biri ise o evde. Her seferinde kurtuluyordum çünkü o potansiyele sahiptim.

Peki ya o iki kişi tek bir kişiyse?

Yutkundum. Ortadaki gerçeğin keskinliği göğsüme bir yumru gibi otururken çok şeyin değişeceğini biliyordum. Çünkü Hakan'ın bana tuttuğu katil peşimdeydi. Ve beni tanıyordu...

Eve usulca girerken salondaki ışığın açık olduğunu farkettim. Midemdeki sargıyı kontrol ettikten sonra yavaşça salondaki seslere kulak kabarttım. Boğuk bir sesi andırıyordu. Muhtemelen televizyon açıktı. Yorgundum. Ve hemen uyumak istiyordum ama bundan önce Kira ve Batuhan'ı geldiğim hakkında bilgilendirmeliydim.  Ve de başıma gelenleri. Bir de peşindeki seri katili. Yorgun argın salona girerken hiç ummadığım bir görüntüyle karşılaştım.

Salon boştu.

Kira ve Batuhan burada değillerdi ve büyük ihtimalle beni arıyorlardı. Telefonumu çıkararak ikisine de eve geldiğim ile ilgili sesli bir mesaj çektim ve hemen sonra kendimi hiç düşünmeden koltuğa attım. Olanları sabah da anlatabilirdim.

*

"Biz deli gibi seni arayalım ve sen de uyuşuk uyuşuk hiç bir şey olmamış gibi davran!"

TEHLİKELİ OYUNLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin