GECE -14 derece

28 15 2
                                    

Mert, hiç kimseye bir şey demeden  yumruklarıyla  odadan dışarı çıktığı sırada Kira bana bir yavru köpek edasıyla baktı. Mert'ten korkuyordu. Kira, Mert'in aksine küçük kalıyordu.  Yapabildiğim tek şey ise üzgünce, elimden bir şey gelmez, bakışı atmaktı.  Kira, sanki ona ihanet etmişim gibi kafasını aşağı yukarı sallayarak bakışlarını benden bir saniye bile ayırmadı ve ayaklarını sürüye sürüye odadan çıkmak için kapıyı açtı . Gitmeden önce tekrardan bana baktı ve hiç bir şey yapmayacağımı anlayınca kapıyı çarparak çıktı.
Derin bir nefes aldım. Şu anda elimden gelen tek şey Mert'in Kira'ya sataşmaması çünkü bunun sonunda kaybeden kesinlikle Kira olurdu. 

Kıza dönünce, kendisinin çoktan dolabımı karıştırdığını gördüm. Kaşlarını çatmış, tamamen işine odaklanmıştı ama bunu da söylemek gerekirse yüzünde hiç memnun bir ifade bulunmuyordu. Dolabımla geçirdiği bir kaç dakikanın sonunda giysileri yatağa fırlatmaya başladı. Ben ise kollarımı bağlamış, duvara yaslanarak onu izliyordum. Yatağım her milimine kadar giysilerle dolduğunda kız, acaba atladığım bir şey var mı, dercesine  kafasını geniş dolaba soktu ve içini aradı. Şaşkınlıkla bir kaç giysi daha çıkardığını gördüm. 

En sonunda bana döndü. Pembe saçları hafiften dağılmıştı, ki o bunu umursamıyordu. Kızgın bir ses ile: "sen hiç partilere gitmez misin? Ya da bara. Ya da en basitinden hiç renkli kıyafetin yok mu?" Diye sordu.

Umursamazca omuz silktim ve: " ihtiyaç duymuyorum," dedim.

Kaşlarını çattı.

"Ne demek ihtiyaç duymuyorum. Hangi kız her zaman tek renkle dolaşır ki?" Diyince bu sefer ben kaşlarımı çattım. Evet, şu anda dolaptaki giysilerin hepsini Gülşen ayarlamıştı ama zaten normal hayatta sadece siyah giyinen bir insandım ben.  Ve bu hiç de kötü bir şey değildi.

Kız: "tamam o zaman. Benimle geliyorsun," diyerek yere attığı elbiselerin arasından çıktı ve bana dönerek: "bu gece çok güzel olman gerekiyor," dedi. O bunu söylediği an aklıma Yasak geldi. O da aynı cümleyi gitmeden önce kullanmıştı. Kaşlarımı çatarak kıza döndüm.

"Neden seninle geliyorum? Farkındaysan arkanda tonca giysi var. Bir tanesini seçmek bu kadar zor olmamalı."

Kollarını göğsünde birleştirerek: "ne kadar çok giysin olursa olsun, aralarında tek, doğru bir elbise bile yok. Bu halde nasıl gece gelmeyi düşünüyorsun?"

Cevabım netti.

"Gelmeyeyim? Hem daha ne yapacağımızı bile bilmiyorum," dediğim sırada kız: " biz değil, sen yapacaksın," dedi.

Gözlerimi devirerek: "her ne ise ne. Bu giysilerin arasından da bir şeyler bulabiliriz," dedim bıkkınlıkla.Kız artık sinirlenmiş gibiydi. Hiç bir şey söylemedi ve beni çıldırtarak kapıya doğru ilerledi. Bu hareketine şaşırsam da tek yaptığı şey gitmeden önce sarf ettiği şu sözlerdi:

"Seninle başkası uğraşsın Bayan Kendini Beğenmiş."

Arkasından bakakaldım. Bu hareketiyle birlikte dişlerimi sıkıyordum. Ne demiştim ki şimdi? Yumruklarımı sıktım ve verdiği bu büyük tepki karşısında ne diyeceğimi şaşırdım. Yutkundum ve sadece sağ elimi saçlarıma geçirerek sinirle ofladım. Bu neydi şimdi? Sanki tutup boğmuşum gibi, oysaki tek yaptığım bir kaç kelime konuşmaktı. Sinirle odanın kapısını açtım ve Kira'yı aradım. Ama salonda yoktu. Mert'in'in zaten burada olmamasına şaşırmamıştım ama Kira'nın burada olmaması telefonumu çıkartarak Kira'yı aradım ve bir süre bekledim. Ama telefon meşgule atıldı. Parmağımı kulağıma götürdüm ve cihaza basarak Batuhan'a seslendim.

"Batuhan, az önce Çeteden Mert ve bir kız eve geldi. Akşam onların yanına gideceğim. Bunu sana anlatırım. Sorun, Kira'nın evde olmaması. Kira'ya ulaşamıyorum. Kira'nın nerede olduğunu biliyor musun? Ona ulaşmam gerek," dedim.

TEHLİKELİ OYUNLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin