Kira yediği sert darbe ile yere çakılırken, kafası zemine çarptı ve hareketsiz kaldı.
Kalabalık tezahüratları arttırdı acımasızca. Herkes daha fazla kavga istiyor, hatta Kira'ya küfürler savunuyorlardı. Donduğumu hissettim. Sanki zaman benim için durmuştu. Etraftaki uğultular artarken Kira'ya vuran kişi ona doğru bir kaç adım attı. Kapüşonluydu. Siyah bir ceket giyiyordu.
Çeteden biri...
Ellerimin titrediğini, kulaklarındaki seslerin birer uğultuya döndüğünü farkettim. Hareket edemiyordum. Oysaki yanımdakiler kavganın kızışması için tezahüratlara devam ediyordu. Gözlerim Kira'ya takıldı. Hareketsiz yatıyordu. Bir şeyler yapmak istiyordum. Kapüşonlu kişi ise acımasızca Kira'nın önünde durdu. Yumruklarını sıkıyordu. Boynundaki damarlar belirginleşmişti.
"Vur! Vur! Vur!"
Her şey etrafımda dönüyordu. Bir yandan Kira'nın hareketsizliği, bir yandan da geçmişimdeki izler.
Elinde bir zincir vardı. Geliyordu...bana doğru geliyordu.
Kulaklarımda zincir şakırtıları bir yılan misali bana tıslıyordu. O an yaşadığım korku geçmişimde yaşadıklarıma karışıyordu. Ellerimi kulaklarıma tıkadım sanki onları susturabilecekmişim gibi. Kalabalık ortamlar bana hep çektiğim ezziyeti anımsatırdı. Bana zincir seslerini hatırlatırdı.
Bu durumdan kurtulmak için o kadar çok uğraşmıştım ki ama hiç bir faydası olmamıştı. Şimdide etkisini gösterdiği gibi.
Sadece uzaklaşmalıydım. Bu durumu sık sık yaşamazdım çünkü bugüne kadar bir çok kavganın içinde bulunmuştum ama şimdiki çok ama çok farklıydı. Kira'nın yerdeki hareketsiz vücudu bütün her şeyi karıştırmıştı. Duygularım birbirine karışırken sanki hareket etme yeteneğim de etkisini yitirmişti. Korktuğumu hissettim. Evet, şu anki durumumu dile getiren tek duygu buydu. Korku. Kira için korkuyordum. Ona bir şeyin olma ihtimali beni korkutuyordu. Ve hareket edemiyordum. Çünkü bugüne kadar hep düşüncesizce kavga etmiştim çünkü düşündüğüm kimse yoktu ama şimdi Kira için endişeleniyordum ve düşündüğüm biri vardı. Çünkü yaptığım yanlış bir hareketin ona zarar vereceğinden korkuyordum. Bu durum o kadar karışıktı ki nasıl ifade edeceğimi bilmiyordum.Kahretsin. Sanırım Kira benim için Baran'dı.
Etrafımdaki kalabalığı ittim. Hiç düşünmeden Kira'nın önüne geçtim ve çocuğun suratına sert bir yumruk geçirdim.
Uğultular kesildi.
Salon sessizliğe gömülürken Mert, hiç etkilenmemesine karşın bir kaç adım geriledi. Attığım yumruk Mert'i bir gram olsun etkilemezken yumruk yaptığı ellerini biraz daha sıktı. Şimdi kol kaslarındaki damarlar biraz daha belirginleşmişti. Kimse tek kelime etmiyor, konuşmaya cesaret edemiyordu. Ben ise Kira'nın önünde, ona bir kalkan oluşturmuştum. Bunu neden yaptığımı bilmiyordum. Sadece...sanki onun acı çekişini görmek istemiyordum. Sanki Baran'ı kurtaramamamın etkisi Kira'da canlanmıştı. Şu anda kafama taktığım tek şey Kira'nın tek başına çıkamayacağı bu kavgadan onu çıkarmaktı.
"Sen canına mı susadın!" Diyerek haykırdı Mert.
Yumruklarımı sıktım. Benden iki kat iri olmasına rağmen ona korkumu belli etmeyecektim. Kira hâlâ hareketsizdi ve sağ yanağındaki şişliği şimdi farkediyordum. Gözlerim çeteyi bulduğunda hepsinin hareketsiz bizi izlediğini farkettim. Hiç bir tepki göstermiyor ve hatta Mert'in alışık olduğu kavgalarından birini izliyorlardı. Rahatça.
Mert: "dilini mi yuttun yoksa küçük?!" Dedi giderek üzerime gelirken. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bir anda her şey birbirine girmişti. Bir kaç dakika içerisinde. Herkes bize bakıyordu. Öğrenciler her ne kadar sessizliğini korumuşlarsa bile içten içe bu durumla eğleniyorlardı. Çünkü nereden geldiği bilinmeyen yeni kız, çeteden birine bulaşmıştı. Ama şu anda kimse aklından geçenleri bilmiyordu. Yapacaklarımı da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ OYUNLAR
General FictionBeklenmeyen bir ölüm... Acımasız, koyu yeşil gözleriyle zeki bir katil... Bir anlaşma... Ve felaketler... Abisinin esrarengiz ölümünden sonra yaşadığı tüm o çevreden uzaklaşmak uğruna bir örgütle anlaşma yapan Esin, Kayra Tekingöz olmayı göze alarak...