Bölüm 28

14 4 1
                                    

Veda ederek gitmek o kadar da kolay değildir.
Arkada kalana acı, gidene sancı bırakır.

Eveeet canım okur. Size yazarını bilmediğim bir yazı bırakıyorum. Sizde benim gibi yazana hak vereceksinizdir.

Bu arada bir ya da ki bölüm sonunda kitabı bitiriyorum. Şimdiden söylemek istedim.

Keyifli okumalar dilerim.

Tramvay durağında karşılaşmamızın ardından saatler, günler hatta haftalar geçmişti ama gözlerinin içi gülen yârimden ses çıkmamıştı. Nasıl bir ses çıkabilirdi ki zaten? Ne diyecekti ki arayıpta yaşananlar daha doğrusu yaşanamayanlar için?

Telefonum çaldı.

-Bebeğim selaaam. Nasılsın?

-İyiyim hamd olsun Selom. Sen nasılsın?

-İyiyim. Bizim Kadıköy'deki kafe varya hani şu senin sandalye ile alt kata inmek için otu...

-Kapa çeneni Selo . Eee nolmuş oraya?

-Arkadaşım İstanbul'a geliyordu. Senin için bir şey gönderdim onunla. Sonra sizin evi tarif edersem bulamaz diye oranın adını verdim. Şimdi aradı beni. "Gülşah'a söyle, müsaitse gelsin" dedi.

-Ah Seloo. Ne gönderdin yine?

-Git ve gör bebeğim. Şimdi kapatmam lazım. Akşam konuşuruz.

-Sel.. Aloo...Alooo..

"Yüzüme kapatmak da neyin nesi. Yeni yeni adetler çıkarıyor bu kız" diye söylenen iç sesimi susturup kafeye doğru yola çıktım.

-Selam Barış abi ben geldim. Nasılsın?

- Oo kardeşim hoş geldin. Seni gördüm daha iyi oldum. Nerelerdesin bakayım sen uzun zamandır yoksun.

-Bu aralar biraz halsizim abi hiçbir yere gidesim yok.

-Hayırdır inşallah. Ne oldu?

İç sesim kıkırdadı. " Haydi söyle. Anlat tramvay olayını. Aa bir de şu şehirden gitme hayalini de anlat! Belki o bir şeyler söyler de aklını başına getirir."

Sanırım iç sesimi annem ele geçirdi.

-Uzun hikaye abi bir ara gelirim dertleşiriz biraz. Aslında ben buraya bi kız için geldim. Selin bana bir şey göndermiş.

-Tamam şimdilik susuyorum o halde. Kız hangi masada oturuyormuş? Masa numarası, adını vs söyledi mi? Ya da fotoğrafı filan var mı?

-Bu Selo iyice aştı kendini abi. Anlatmadan yüzüme kapattı telefonu. Ben de belki paketi sana bırakıp gitmiştir kız diye düşündüm. Ama anlaşılan bırakmamış.

- Sen geç şu köşedeki masaya ben çalışan arkadaşlara bir sorayım. Bana değil ama belki onlara bırakmıştır.

-Tamam abi teşekkür ederim.

Söylene söylene sandalyeye oturdum. Bir yandan Selin'i arıyor bir yandan da telefona bakmadığı için söylenmeye devam ediyordum.

Ayak sesleri eşliğinde "Gülşah hanım size ne ikram edeyim" diyen kıza yüzümü çevirdiğimde şok olmuştum.

-Seloooommmm

-Gülooooommmm.

Çığlıkla ona sarılmam bir olmuştu.

-Sen.. Ama nasıl...Delisin kızım deli deli.

-Senin delinin Gülomm.

Barış abi arkamızda sırıtıyordu.
Öyle özlemiştim ve öyle sohbet etmeye ihtiyacım vardı ki Selin'le saatlerce konuştuğumuz halde hala konuşacak ne çok şeyimiz vardı.

Tam Tahıllı MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin