Bölüm 26

34 5 2
                                    

Merhaba sevgili okur🤩😍

Sizi çok çok özlediiiimmm.

Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur. Bu bölümde bir önceki bölümün aksine geçmişi anlatmaya devam ediyor. Kitabın bitmesine sadece birkaç bölüm kaldı bu nedenle çok heyecanlıyım. Yakın zamanda yeni bir bölüm daha yükleyeceğim. Şimdilik hoşça kalın , Allah'a emanet olun ❤️

Mutluluk nedir?
Kavuşma mı?
Sarılma ya da dokunma?
Sürekli bir huzur hali mi?
Sessizlik mi ya da ?
Bir yolun sonunda bekleğine ulaşmak mı?
Belki de olan ya da olması beklenen şey değil. Yani yolun sonu değil de yoldur belki. Ya da dokunma değil de dokunma arzusu? Sürekli huzur içinde olan biri bir süre sonra sıkılıp huzur bozacak şeyler yapamaz mı? Peki huzuru bozduğunu varsayalım. Bunu mutsuz olmak için mi yaptı?
Ya da farklı bir soru sorayım. Kötü bir şey olmazsa iyinin kıymetini yine bu denli bilebilir miyiz?
Peki iyinin kıymetini bilelim diye illa kötü bir şey mi olması gerekir?
Bir de sizce birine yardım etmek için yardım çağrısını beklemeli miyiz? Sırf o kişi/kişiler olan duruma alıştı, kabullendi diye sessiz kalmalı mıyız?

Burada bir dipnot düşmek istiyorum. Kalın harfler ile yazdıklarımın net ve herkesçe kabul edilmiş yanıtları yok. Yani göreceli kavramlar. Asla sizi ya da başkalarını yargılama derdim yok. Zaten bence kimsenin kimseyi yargılama haddi yok. Sadece biraz düşünelim, beyin fırtınası yapalım ve kendimizi, hayatımızı, çevremizi kısacık bir gözden geçirelim istedim. Hepsi bu😅Aslında yazmak istediğim birkaç soru daha var ancak kitaba geri dönme vakti sanırım.
Sizi seviyorummmm😍
İyi okumalar 🤗

- Daha makyajın bitmedi ve mezuniyet balona sadece 1 saat var. Acele etmemiz lazım.

- Tamam tamam.

Burcu yeterince güzel olduğumu düşünene kadar beni süslemeye devam etti. Baloya gittiğimde sessizce bir köşede oturmak için dirensem de arkadaşların zorlaması ile oyunlara eşlik ettim. Ancak dans etmek isteyenleri kibarca reddettim.

Eve döndüğümde şişen ayaklarımı rahatlatmak için önce topuklu ayakkabılarımı çıkartıp ayaklarımı koltukta uzattım. Aslı ve annem yetmiyormuş gibi sorgu için bekleyen Burcu'yu görünce gözlerimi devirdim. Bazen yalnız kalmak istesem de kabul etmeliyim ki yanımda sevdiğim insanların olması beni mutlu ediyordu.

Üstümü değiştirip balo gecemi onlara anlattım. Aslı'nın magazin sorularının ardından Burcu ile odama geçtik. Bana Can' ı anlattı. Ahhh nasıl da parlıyor gözlerinin içi. Kısacık sürede nasıl da bağlanmış öyle.

O anlattıkça ben mutlu oluyordum onların adına. Can çok iyi biriydi bunu o adada tanıştığımız ilk gün anlamıştım ve Burcu da en az onun kadar mutluluğu hakediyordu.

Burcu her şeyi anlattıktan sonra kısa bir sessizlik oldu.

-Burcu sana bir şey söyleyeceğim. Ama şimdilik aramızda kalsın.

-Söyle Gülom.

-Şeyyy. Ben sanırım işten ayrılmak istiyorum.

- Saçmalama Gülşah. Anladık Selin gitti. Sana terapi için başka birini bulmalıyım.

- Yapma kanki. Biliyorsun onunla bir ilgisi yok. Hem o gittiyse gitti. O orada mutlu. Ayrıca terapi filan ne ya? Benim psikolojim gayet iyi.

-Sorun ne o halde?

- Mezun oluyorum artık. Belki bir süre öğretmenlik yapmayı bırakmak bana iyi gelir. Sosyal hizmetten ilerlerim.

-Sen yine projeler düzenle tabii. İnsanların yaralarını sar. Buna lafım yok ama öğretmenliği bırakmak da neyin nesi? Bizim kurum projelerine kızmaz aksine destek olur biliyorsun.

Tam Tahıllı MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin