Selam sevgili okur🤩
Bölümü severek ve eğlenerek okuman dileğiyle...Fotoğraftaki Seğmen değil ama Seğmen'in temsili ruh hali ☝️
Adam ağlıyordu
Sessiz sedasız, kimsesiz
Öylece hıçkırıklara boğularak...
Kadın izliyordu
Sessiz sedasız, nedenini bilmeden
Öylece gözünden yaşlar süzülerek...
Aklında tek soru "Neden?"İkinci alarmın ardından henüz gözlerimi açamasamda ağzımı açmış söyleniyordum.
Neden devlet okulları gibi bizimde sömestr tatilimiz 2 hafta değildi ki ?
Allah'ımm neden yani neden biz ikinci sınıf muamelesi görüyoruz ki ?
Parmak ucunda yürüyerek elimi yüzümü yıkamaya gittim.Çünkü namaza kalktığımda sabah ezanına kadar çekirdek çitleyip film izleyen cadı kardeşim Aslı ve arkadaşları defalarca "Sessizce hazırlan ve git ! " diye uyarmışlardı beni.
Hazırlanıp okula gittim.Öğrenciler ve haliyle dersler yoktu ama toplantılar vardı.Toplantı odasına gitmeden kantine çıkıp bir çay almaya karar verdim.Asansör geldiğinde içinden Burcu çıktı.Elinde iki çay vardı.Biri benim sanarak kaptım hemen yüzümde memnuniyet ifadesiyle.
-O Hale'nin. Çek ellerini hemen !
Burcu sözünü bitirmeden ben çayı yudumlamıştım bile.
-Ama artık benim.
-Ne çektim ben sizden yaa! Neyse tamam ben içmeyeyim de bunu ona vereyim.Tekrar yukarıya çıkmak istemiyorum.
-Günaydın bu arada datluuum.
-Günaydın mı? Sence tatil günü bu saatte burada gün aymış olabilir mi?
Duraksadı bir an ve ardından kaldığı yerden devam etti konuşmasına.
-Bu arada tatil sana yaramış, enerjiksin bakıyorumda...
-Uyanırken zorlandım ama iyiyim şuan.Sizi özlemiştim zaten iyi oldu gelmemiz.
"İyi mi oldu gelmemiz? " diye sordu iç sesim ve ekledi "Sanki isteseniz herhangi bir saatte güzel bir kafede buluşamazmışsınız gibi. Sus Gülşahcım sus! Sen yine düşünüp konuşmak yerine önce konuşup sonra düşünmeye başladın."
"Kes sesini" diye fısıldadım kendi kendime.Bende bu iç ses varken düşmana ihtiyacım yoktu gerçekten...
Toplantı odasına girdiğimizde Hale ve Canan el salladılar masanın sol kısmının uç tarafından.Seğmen de yanlarındaydı.Onunla göz göze geldik.Hiç bir şey duymamış görmemiş gibi her zamanki enerjisiyle gözlerinin içi parlayarak kafasını hoşgeldiniz anlamında salladı.
İç sesim hemen Seğmen'e övgüler yağdırmaya başlamıştı bile. "Şu çocuktaki inceliğe bakar mısın ? Ne kibar ve naif biri.Sen olsan hemen kıkırdamaya başlardın ya da onu görünce o şarkıyı mırıldanırdın ama o sen incinme utanma diye hiçbir şey çaktırmıyor."
Kendi kendime yine kendimi savunarak " Hayır asla öyle yapmazdım.Tamam belki azıcıcık mırıldanırdım ama başkalarının yanında değil teke tekken !"
İç sesim alaylı alaylı kahkaha attı...Ahh beni kesinlikle Ruh Sağlığı hastanesine yatırmalılar ! Mümkünse tek kişilik oda olsun ki kimseye zarar vermeyeyim.
Kendi kendime söylenmeyi bırakıp Seğmen'e hoş buldum anlamında kafamı salladım.
Herkese selam verip onların yanına geçtik.Çok kalabalıktı içerisi. Neyseki öğleden sonraki toplantılara benim girmem gerekmiyordu diye düşünüp az da olsa mutlu oldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tam Tahıllı Mutluluk
Novela Juvenilİki şey hayat boyu pişmanlık duymaya neden olabilir; -Düşünmeden yaptıkların, -Düşünüp yapamadıkların... Hele bir de ikisi de hayatlarında koca koca yerler kaplıyorsa ...!!!