Bölüm Görseli: Eymen Aysar
~~~Önümde iki yol vardı.
Birinci yol, geçmişi unutup yeni bir geleceğe adım atmaktı. Kenan Aysar'ı, yaptıklarını, yaşadıklarımı, ailemi, her şeyi unutmaktı.
İkinci yol ise ateşlerle çevriliydi. Zalime zalim olduğum, her türlü riski almak zorunda kalacağım tehlikeli bir yoldu.
Ben ikinci yolu seçtim. Çünkü geçmişimsiz geleceğim bir hiçti, geçmişi olmayanın geleceği de olmazdı. Benim istediğim geçmişi unutmak değil, geleceğimi geçmişin pençelerinden kurtarmaktı.
Geçmişim karşımda dikilirken hiçbir şey olmamış gibi geleceğe adım atamazdım. İçimin soğuması, kötülerin cezasını bulması lazımdı. Sadece intikam hırsı değildi bu, yaşayabilmek için kullandığım son kozdu. Tamamiyle iyileşebilmem için o kötü ruhluları görünmez hayaletlerle boğmam şarttı.
Başımı saatimden kaldırıp karşımdaki manzaraya tekrar baktım: Kenan'ın playboy oğlu Eymen Aysar, arabasında gördüğüm gizemli adam ve dövülmekten kendinden geçen yerde yatan bir zavallı. Bir oyun kurmaya çalışırken oyunun içine düşmüş olmaktan korktum. Belki de esmer adam Kenan'ın adamıydı? Şu an her ihtimale hazırdım.
Adını bilmediğim o adam gözlerini bende sabitlemişken Eymen'in gözleri de bana döndü. Eymen Aysar'a baktım, bu ilk göz göze geldiğimiz andı.
Adını bilmediğim dengesiz adam bir Eymen'e bir bana baktı, yüzünde garip bir tedirginlik vardı.
Ya da sadece bana öyle gelmişti.Bu gizemli adam bana ve Eymen'e bakarken kollarından tutup yere çöktürdüğü kişi de bu boşluktan faydalandı, adama yumruk attı. Dövülmekten yüzü kan içinde kalmış bu kişi yumruğunun ardından kalan son gücüyle belindeki silahı çıkardı.
Ağzımdan ufak bir çığlık çıktığında elimle ağzımı kapattım. Silah görmek tüm vücudu ürpertmeye yetiyordu, silahlardan nefret ediyordum.
Eymen'in olduğu yere hızlıca yürümeye başladım. O ikisi ne yaparsa yapsın, ben Eymen'i de alıp buradan gitmeliydim. Belki de bu vesileyle Eymen'i kendime hayran bırakıp aşık edebilirdim.
Gözümü yerdeki ikiliye geri çevirdiğimde esmer adamın silaha hamle yaptığını gördüm, çelimsiz gözüken adama vuruşuyla adamın bilinci hepten kaymış gibiydi ve silah dövülen adamın elinden çıkmış, yerde yuvarlanmıştı.
Silahın yuvarlanış serüveni ayağıma çarpmasıyla durmuştu.
Benim ayağıma.
Silah, ayağımın dibindeydi.Olduğum yerde kalakaldım ve ayağımın ucundaki silaha baktım. Gözüm Eymen'e kaydı, dudaklarını okuduğumda ne yapacağımı hissetmişcesine "Sakın," dediğini fark ettim. Ama iş işten geçmişti.
İçimden gelen bir dürtüyle silahı elime aldım ve dövülen ile döven adama doğru tuttum. Dövülen adam hareket edemeyecek haldeydi ve 'Sen de nerden çıktın,' bakışı atıyordu, sabah karşılaştığım adamsa ayağa kalkıp bana doğru birkaç adım attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRETİN TOHUMLARI
RomanceO gün, "Bir insan kaç kere ölür," demişti silahın namlusunu koluma sürterken. Geçmişi düşünürken acıyla gülümsedim. "Bir insan kaç kere ölür, gece yüzlü adam?" Ve, titreyen ellerimle tetiğe bastım. •••• Yerde bir hançer. Ve Canavar'dan önce hançere...