"Hayat; siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir."
-John Lennon~~~~
Eksen'in salisesinde gözleri açıldı ve geri çekildi, ikimiz de etrafımıza baktık ama Eymen gözükmüyordu. Yine de her an bizi görebilirdi.Birden Eksen bileğimden tuttu ve karşıdaki lavaboya girdik, beni kapının arkasındaki köşeye sıkıştırdı ve karşıma dikildi. O kadar yakındık ki, vücutlarımız birbirine değerken nefeslerimizse birbirine karışacak gibiydi.
"Napıyorsun," diye fısıldadım duyulması zor bir ses tonuyla.
O da fısıldadı. "İlişkini kurtarıyorum."
Şaşkınlıkla "Az önce o haldeydik, şimdi nasıl bunu diyebiliyorsun," dedim afallayarak.
"Beni itecektin çünkü. Bir anlamı kalmadı yani, cevabımı almış oldum."
Bir şey söylemek istedim, ama Eymen'in sesini yeniden duyunca sustum. "Eksen, neredesiniz ya?" Kapının tam önündeydi.
Konuşmak için ağzımı açacaktım ki Eksen elini ağzıma kapattı. Yüzüm yanıyor gibi hissettim. Hissettiğim yoğun gerginlikle ve daha fazla saklambaç oynamanın yersiz olduğunu da düşünerek hızlıca Eksen'i arkada bıraktım, banyo kapısından çıktım.
Eymen beni görünce korkuyla geriye çekildi. "İki saattir lavaboda mısın sen, Eksen nerede?"
"Sevgilim işim biraz uzun sürdü özür dilerim, ayrıca Eksen'i görmedim o da mı lavaboya gitti?"
"Sen kalktıktan birkaç saniye sonra telefon konuşması yapacağım deyip eve girdi, ben de anlamadım. İkiniz de uzun süredir gelmeyince," bakışları hastalıklı bir endişe barındırıyordu. "Birliktesiniz sandım."
"Saçmalama," dedim gözümün yanındaki bandaj yapışkanına dokunurken. "Sen varken gözüm başkasını mı görür, aynada yüzümün haline bakarken zaman çabuk geçmiş sadece."
"Ya kıyamam sana," deyip beni kendine çekti. "Sen bu haldeyken bile çok güzelsin." Gülümseyecektim ki, sonraki cümlesiyle her şeyi berbat etti. "Odama gitsek mi?"
Kaşlarım çatılırken biraz geriye çekildim. "Ben dayaktan yarım görüyorum sen bana gelmiş ne diyorsun Eymen," dedim öfkeyle.
Öfke ona da bulaştı. "Sen beni hiç arzulamıyor musun? Hayır yani başlarda utangaçsın bu konularda diye düşündüm ama hep böyle davranman hoş değil."
Şu an keşke kusmuğum gelse de yüzüne kussam diye içimden dua ettim.
"O da nereden çıktı, arzuluyorum tabiki. Ama bugün değil, başka zaman gelirim yine evine." Seni bayıltıp evde rahatlıkla planımı uygulayabileceğim başka bir günde.
"Başka bir gün şartlar bu kadar elverişli olmayabilir ama, dediğim gibi babam tanımadığı arkadaşlarımın eve girmesini istemiyor. Önce bir seninle tanışmalı ama bu oğlunun sevgilisiyle tanışmalı olur tabi," dedi.
Ben bir yolunu bulup yeniden girerdim eve, dert değildi. Sonuçta Eymen'in kalbi bendeydi, bende de numaralar bitmezdi.
Konuya dönerek "Ayrıca Eksen de evde, biz odana gitsek ona ayıp değil mi," dedim.
Yüzünde gerginlik oluştu. "Eksen'i neden bu kadar umursuyorsun, benim arkadaşım sonuçta bırak bunu ben düşüneyim."
Afalladım. "Umursadığım falan yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRETİN TOHUMLARI
RomanceO gün, "Bir insan kaç kere ölür," demişti silahın namlusunu koluma sürterken. Geçmişi düşünürken acıyla gülümsedim. "Bir insan kaç kere ölür, gece yüzlü adam?" Ve, titreyen ellerimle tetiğe bastım. •••• Yerde bir hançer. Ve Canavar'dan önce hançere...