Polisler Beni Kandırmayı Başardıklarını Sanıyordu. Ama Aslında Başaramıyorlardı. Bu Çok Gülünçtü. Ama Zorlada Olsa Eve Gelmiştim. Bazı Çekmeceleri Karıştırmakla Meşguldüm. Elime Bir Kağıt , Zarf Ve Kalem Geçtiğinde Boş Kağıdı Yazılarla Doldurmaya Başladım.
Emreye,
Öncelikle Her Şey İçin Çok Özür Dilerim. Senin Hayatına Girdiğim İçin... Benimle Tanıştıktan Sonra Başına Bir sürü Olay Geldi. Ve Benim Sayemde Tabii Ki. Ne Kadar Özür Dilesem Az. Benim Yüzümden Gençliğini O Lanet Hapiste Yaşayacaksın. Eskisi Gibi Özgür Olamayacaksın. Ben Özgür Olsam Bile Hep Vicdan Azabıyla Yaşayacağım. Her Olayın Suçlusu Bendim. Tekrar Özür Diliyorum Seni Sümsük.Bu Mektubu Yazmam Kısa Sürmüştü. Fakat Yazarken Gözlerim Dolmuştu. Emrenin Kaza Yapması, Hapislerde Çürümesi... Hepsi Benim Suçumdu. Kendime Lanet Okuyordum.
*****
Akşam Olduğunda Tamamen Hazırdım. Buradan Gidecektim. Emrenin Yüzüne Bir Kez Olsun Daha Nasıl Bakacaktım? Yüzüne Her Baktığımda Utançtan Yerin Dibine Girecektim. Kaçmak En İyisiydi. Fakat Emreyi Çok Merak Ediyordum. Edecektimde...
*****
Teyzemlerin O Lanet Evinden Geçerken Çok Öfkelendim. Hep Eniştemin Suçuydu. Aniden Evin Kapısı Açıldı. Aldırmayarak Yola Devam Ettiğimde Saçımın Çekildiğini Fark Ettim. Çok Büyük Bir Çığlık Attım. Evin Kapısına Kadar Sürüklendim. Evin İçine Fırlatıldım. Ve Kapının Kilitlenme Sesini Duydum. İçimden Küfür Ettiğimde Bana Yaklaşan O Ayakları Gördüm. Saçlarımdan Çekerek Beni Ayağa Kaldırdı.
"Hiç Akıllanmayacak Mısın Sen?! "
"AKILLANMAYACAĞIM! " Diye Bağırdığımda Yüzümde Bir Avuç Hissettim. Ve Tekrar Bağırdım.
"ANCAK VURMASINI BİLİRSİN. BAŞKA HİÇ BİR BOK BİLMESSİN. "
Dediğimde Çok Fazla Kaçtığını Fark Ettim. Beni Yerden Yere Atıyordu. Cidden Böyle Bir Enişte Olabilir Miydi? 'Nasıl Enişte Olunamaz? ' Sorusuna Örnek Bir Adamdı.
Beni Bir Odaya Kilitlediğinde Hala Aklıma Emre Geliyordu. Orada Ne Yapıyordu Kim Bilir? Her Neyse Benim Buradan Çıkmam Gerekiyordu. Salak Eniştem Pencereden Çıkacağımı Düşünmeyecek Kadar Aptaldı. Camı Araladığımda İçerden Ses Duydum. Kapıya Yöneldim. Eniştem Telefon da Konuşuyordu.
"Çıkarın Çocuğu Hapisten. Ben Amacıma Ulaştım. Ve Mümkümse Bir Daha Bu İkisini Görüştürmeyin. Şimdi Şu Çocuğu Telefon a Ver. " Dediğinde Sevindim. Emre Hapisten Çıkıyordu. Tekrar Eniştem Denecek Adamın Sesi Duyuldu.
"Yağmur Bundan Sonra Teyzesiyle Ve Eniştesiyle Yaşayacak. Kendi İsteğiyle Geldi Buraya. Anlaşılan Senin Yanında Rahat Değil. Sana Hayatta Başarılar. "
Ne? Nasıl? Resmen Emreye Yalan Konuşuyordu. Ben Buraya Kendi İsteğimle Gelmedim. Şimdi Camdan Kaçma Vaktiydi İşte!
*****
Sonunda O Evden Kurtulmuştum. Cidden Eniştem Salak Bir Adamdı. Ama Bu Kadarına Da Pes! Adam Pencere ' yi Kilitler Bi. Beyin Çalışmıyor İşte.
Hızla Emreyle Kaldığımız Eve Adımlarımı Attım. Eve Vardığımda Emre Evde Değildi. Onun Olabileceği Her Yere Baktım. Yazdığım Mektup Hala Yerinde Duruyordu .Ama Emre Yoktu İşte. İnşallah Başına Kötü Bir Şey Gelmemişti. Son Çarem Karakola Gitmekti.
Yorulduğumdan Dolayı Ağır Adımlarla Karakola Vardım.
"Emre Akgün Hapisten Çıktımı Acaba? "
"Çıkması Gerekiyordu. Fakat Çıkmadı. "
"Nasıl Yani? Onunla Görüşebilir Miyim? "
"Sadece 10 Dakika. "
"Tamam. Teşekkür Ederim. "
Yanına Doğru İlerlediğimde Kendimi Garip Hissediyordum. Nihayet Oraya Varabildim. Emreninde Yüzü Bana Döndü.
"Neden Çıkmadın Buradan? " Kekeliyerek Söylemiştim.
"Asıl Sen Neden Eniştenlerin Yanına Döndün? "
"Ben Kendi İsteğimle Dönmedim. Gerçekten. O Adam Sana Yalan Konuştu. "
"Bende İnandım Sana. "Dedi Alaylı Alaylı Bakarak.
"Yemin Ederim. " Dedim. Ağlamaya Başlamıştım.
"Sana İnanmıyorum! " Diye Bağırdı.
Sözcükler Bulamadım. İnanmıyordu İşte Bana.
"Peki. Ama Her Şeyi Anladığında Çok Pişman Olacaksın. Bu Sefer Sana Alayla Bakan Yüz Ben Olacağım. " Dediğimde Koşarak Karakoldan Çıktım. Fakat Ona Sorduğum Sorunun Cevabını Alamamıştım. Ama Artık Umrumda Değildi. Ben İstanbula Geri Dönecektim.
*****
Hızla Yürürken Arkamdan Benim Gibi Hızla Yürüyen Ayak Seslerini Duydum.
"Yağmur! "
Bu Emrenin Sesiydi. ÇIKMIŞTI!
Yağmur Başlamıştı. Çok Yağıyordu.
"Bak Emre Sana Yüz Vermeyeceğimi İkimizde Biliyoruz. İnat Etme! Sırılsıklam Olduk Zaten. "
"Ne Güzel Yağıyorsun. " Dediğinde,
"Bunu İltifat Olarak Aldım. " Dedim.
Gülümsedi. Yanıma Daha Çok Yaklaştı.
"Biraz Yürüyelim Mi? "
"Olur."
Bu Havada Eve Kadar Yürüyüş Yaptık. Demin Küstük. Ama Şimdi Barışmıştık. Mutluydum.
Eve Geldiğimizde Masanın Üstünde Mektup Duruyordu. Bunu Buradan Almam Lazımdı. Emre Okumamalıydı. Mektubu Hızla Elime Aldığımda;
"Ne Var O Mektupta? " Diye Sordu.
"Hiç. " Diye Ekledim.
Hızla Elimden Çekip Aldığında Bir Şey Yapamadım. Ve Okumaya Başladı. Bitirdikten Sonra Kahkaha Attı. Açıkçası Mektupta Komik Bir Şey Yoktu.
"Duygusallık Sana Ayrı Bir Budalalık Katmış. "
Dediğinde Bende Kahkaha Atmıştım. Artık Mutluyduk. Üzerimizdeki O Kara Bulutlar Kalkmıştı.
"Emre Bir Şey Soracağım. "
"Sor. "
"Neden Hapisten Çıkmadın? "
"Sen Olmayınca Burada Sıkılırdım. En İyisi Hapiste Kalmaktı. Ama Artık Sen Varsın. " Dediğinde Gülümsedim.
Kapıya Çıktım. Yağmur Hala Yağıyordu. Yere Oturdum. Yanıma Oturarak "Üşüteceksin. " Dedi. "Sende. " Dedim.
Biraz Yağan Yağmuru İzledik. İkimizde Üşüdüğümüzden Dolayı İçeri Girmek İçin Ayağa Kalktık. Tam Kapıdan İçeriye Girecekken Beni Kendisine Çekti. Çok Yakınlaştık. Ve Daha Çok Yaklaşıp Beni Dudağımdan Öpmeye Başladı.
Not: Multimediada Yağan Yağmur Var.