35. Bölüm 'Mecruh'

25.9K 2.3K 1.2K
                                    

🔱
'Acıyan yerlerini öpecek biri varsa hayatında, önemli olmaz düştüğün yerler, atıldığın kuyular, aldığın yaralar, yalan çıkan bildiğin bütün doğrular.
Sıyrılan, kanayan ve acıyan tüm yerlerini öpen biri varsa eğer, korkma düşmekten.
Bırak kanasın dizlerin, ağla ağlayabildiğin kadar.
Öper ve geçer...'
-Banu Yaşar-
🔱

Kaan Boşnak - Yorgunum ve Ağrılar

🔱
Hızlıca gelen bir bölüm daha. Bu hıza yakışır sayıda oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar...

"Rahat mısın Adelya? Yatağın başını biraz daha kaldırayım mı?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Rahat mısın Adelya? Yatağın başını biraz daha kaldırayım mı?"

Boynumu hareket ettiremiyordum. Gerekmedikçe konuşamıyordum da boynumu hareket ettiremediğimden.

Kaşlarımı kaldırarak reddettim babamın sorusunu.

Babamdan yalnızca iki dakika sonra, belki de ellinci defa, "Su vereyim mi abicim?" diye sordu abim. Onu da geri çevirdim aynı yöntemle.

Kısa süre sonra da Ahu belirdi başımda. "Ağrın var mı kuzum? Annemi çağırayım, yeni ağrı kesici yapsın mı?"

Doğrusu ağrım vardı kolumda ve başımda. Göğsümün sol alt tarafı da ben nefes aldıkça batıyor, canımı acıtıyordu. Ağrılarımın azaltılmasına hayır demezdim.

"Olur."

Odada bir telaş hakim oldu ben ilk kez bir şeye onay verince, verdiğim bu ilk onay da ağrı kesiciye yönelik olunca.

Ahu telaşla odadan çıkıp annesini bulmaya gitti. Abim başımda bitti, annemin hıçkırık sesleri artık başımı ağrıtacak seviyeye yükseldi.

Garip bir donukluk sarmıştı duygularımı. Annem içinde bulunduğum, hatta bizzat yatağında yattığım hastane odasının köşesine çekilmiş ağlıyordu ben gözümü açtığımdan beri. Kumru, Altay'la birlikte sessizce dikildiği diğer köşede durmuş dolu gözlerle bakıyordu bana. Babam, abim ne kadar duygularını bana göstermek istemeseler de halim içlerini acıtıyor gibi bakıyorlardı.

Fakat ben hiçbir şey hissedemiyordum. Hâlâ şokta olmalıydım ki ne üzgün hissediyordum ne şaşkın ne de korkmuş.

Ağlamak, gülmek, konuşmak yahut sızlanmak istemiyordum.

Oysa bu gibi tepkiler vermeliydi yerimde yatan herhangi başka biri. Neden duygusuz ve tepkisiz olduğum hakkında bir fikrim yoktu.

Kapı açılıp da Oya teyze mor formasının içinde hızla odaya girdiğinde ona baktım.

"Ağrın mı var fıstığım?" diye sordu yumuşak, anlayış dolu bir sesle.

Gözlerimle onayladım. Ayak ucumdaki masada dosyama bir şeyler yazmasını, formasının cebinden çıkardığı ampulü kırıp enjektöre çekmesini izledim.

AdelyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin