19. Bölüm 'Rekabet'

43.1K 3.2K 3.4K
                                    

🔱
'Gelecekse beklenen, beklemek güzeldir.
Özleyecekse özlenen, özlemek güzeldir.
Ve sevecekse sevilen;
O hayat her şeye bedeldir.'
-Özdemir Asaf-
🔱

Sezen Aksu - Şanıma İnanma

🔱
Yine upuzuun bir bölüm. 8000 kelime kadar. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar...

"Oldukça emin gibiydin teklifimi reddederken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Oldukça emin gibiydin teklifimi reddederken. Ne oldu da değişti fikrin?"

Ne olmuştu da değişmişti fikrim?

Fotoğraf makinem çalınmıştı.

Paraya ve kısa sürede bulabileceğim, bir süre sonra bırakırken zorluk yaşamayacağım bir işe ihtiyacım vardı.

Olumsuz sonuçlanan onlarca iş görüşmem vardı elimde yalnızca.

Sıkıntılı bir nefes verdim yanmaya devam eden sigarasının ucundaki kızıllığa bakarken.

"Annemler merak etmeden nişana dönmem lazım. Sen teklifin geçerli mi değil mi söylersen ona göre hareket edeceğim. Hâlâ geçerli mi teklifin?"

Cevap vermedi Ömer. Yüzümde gezinen bakışlarını alıp yeniden karşı duvardaki çatlağa çevirdiğinde fazlaca derin bir nefes aldı sigarasından.

Kollarımı gergince birbirine sardım cevabını beklerken. Art arda aldığı iki derin nefesin geriye bıraktığı gri dumanları izledim sessizce ve sabırsızca.

Az sonra ben hâlâ merakla Ömer'e bakmaya devam ediyorken onun sessizliğini sokağın başında kavga eden iki kedinin sesi doldurduğunda irkildim.

Yaşadığım ani korkunun da verdiği agresiflikle, "Konuşacak mısın bugün?" diye patladım en sonunda.

Bir kez mimlenmiştim zaten Oya teyzeye. İkincisi olmadan gitmem gerekiyordu nişana.

Sigarasından son bir nefes alan Ömer sakince yere attı izmaritini, ayakkabısının ucuyla söndürdü yanmaya devam eden ateşi. Gözlerini bana çevirdi sonunda.

"Eflatun'u biliyor musun?"

Kısa bir düşünmenin ardından kafe olan Eflatun'dan bahsettiğini anladım. "Büyük sinemanın arkasındaki, üst katı bilardo salonu olan kafe mi?" diye sordum.

Kafasını sallayarak onayladı beni. "Aynen o. Gittin mi daha önce?"

Birkaç kez gitmiştim bahsi geçen kafeye. Bir keresinde de doğum günümü kutlamıştık orada abim ve arkadaşlarımla.

"Gittim neden ki?" diye sordum istemsizce çatılan kaşlarımla.

Ellerini ceplerine yerleştirirken ağır bir hareketle dudaklarını ıslattı Ömer. "Yarın öğlen iki gibi orada olabilir misin?"

AdelyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin