Kalbim gümbür gümbür atıyor, göğsüm hızlı hızlı yükselip alçalıyorken nefes nefese geriye attım başımı. Kapıya yasladığım başımı ona yer açmak ister gibi sola eğdim, "Kızgınım sana." dedim kulağıma yabancı gelen arzulu bir sesle.
Boynumdaki dudakla...
🔱 'Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok...' -Oğuz Atay/Tutunamayanlar- 🔱
Konuya Fransız - Hallice Halim
🔱 100 Bin mi?! Sizi nasıl seviyorum biliyor musunuz? Hikâyemizi okuyan, beğenen ve yorumlarıyla bana destek olan herkese teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. Çok seviyorum sizi ❤ Upuzun bir bölümle geldim yine size. Keyifli okumalar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Ne oldu? Okuldan atıldığını mı söylediler? Uzaklaştırma mı aldın? Dönem mi uzatacaksın? Projeni mi yaktılar? Gerçi daha proje fotoğrafını çekemedin ama... Ne dediler, sen ne dedin Adelya? Sırıtıp duracağına çatlatma da söyle!"
Fakülteden çıkan beni gördüğü gibi yanıma gelip sorularına başlayan Kumru'yu, ağzına elimi kapatarak susturdum.
"Tane tane sor sorularını, tane tane..."
Hınzır bir ifade takınan Kumru ağzını kapatan elimi ısırdığında hissettiğim acıyla elimi kendime çektim birden.
Resmen vampir gibi dişlerini geçirmişti canım elime.
Yüzümü buruşturarak Kumru'nun hemen yanında yer alan Altay'a döndüm. "Sen bu köpek dişli, susmak bilmeyen meraklı melahatla evlenmek istediğine emin misin gerçekten?"
Kumru'yu kolunun altına çekerken sırıttı Altay. "Oldukça."
Ona doğru eğildim, "Seni zorla tutuyorsa iki kere göz kırpman yeter." dedim kısık ama Kumru'nun da duyabileceği kadar yüksek. "Abim asker, onun seni korumasını sağlarım. Bana güvenebilirsin..."
Altay güldüğünde Kumru yalandan bir yumruk attı omzuma. "Uzak dur nişanlımdan. Geri bas, yolu yarılamışken aklını karıştırma."
Sahici olmayan abartılı bir inlemeyle tuttum omzumu. Gözlerimi büyüterek, "Görüyorsun değil mi?" dedim Altay'a. "Önce ısırdı, şimdi de yumruklamaya başladı! Bak, yol yakınken uzaklaş bu şiddet yanlısından. Hâlâ abime söyleyebilirim, hâlâ kurtarabiliriz seni çok geç olmadan..."
Bu defa ufak oyunuma ayak uydurdu o da. "Sizi de tehlikeye atamam Adelya, anla beni." dedi yüzündeki sahte elimden bir şey gelmez ifadesiyle. "Bir ömür kurtuluşum yok o dişlerden, katlanacağım mecburen."
Kumru bir an için öldürücü bakışlarla baktı Altay'a. "Tehlikeyi de, kurtuluşun olmayan o dişleri de göstereceğim ben sana uygun bir zamanda."
"Görmek için sabırsızlanıyorum bir tanem..."
Bir anda sesinin tonu bile yüz kırk derece dönmüştü Altay'ın.
