Trente

5.5K 548 1.2K
                                    


Arkadaşlar!

Sanırım nazar değdi

Seri köz getirircesine bölüm yazıp atarkene hasta oldum🥺

Bu yüzden bölümü tamamlamam gereğinden uzun sürdü. Ama iyileşir iyileşmez tam gazz devam hacım.

Bu aradaa herkes işini gücünü bırakıp Narkotiği 200k yapabilir mi artık dndndmsm

Neysee yb ile karşınızdayımm

Ve boll yorum boll oy atmayı unutmayınız.

Şimdii herkese iyi okumalar

...

"Ve şu an ihtiyacım var."

Söylediği şeyle kalbimde ki hızlanmanın saatte 350 kilometreye çıkabileceğinden eminimdim. Kalp atışlarım bir çitayla yarışabilirdi. Yemin ederim yapabilirdi.

"İçeri gelebilir miyim?"

Sorduğu bu soruyla şok ifademi yüzümden temizledim. Ve ona tüm içtenliğimle baktım. "Soru mu bu? Tabi ki" dedim. Akabinde kapının aralığını açıp geçebilmesi için yana doğru kaydım. İçeri girdikten sonra kapının yanında ayakkabılarını çıkardı.

Bedenini bana döndürdüğünde yüzümde nasıl bir ifade olduğunun farkında değildim. Bana bakınca istemsizce kasılarak ciddi bir ifade bürüdüm yüzüme. Cesur sırıttı.

"Merak etme barda davrandığım gibi davranmayacağım."

Cümlesiyle duraksadım. Böyle bir şey söylemesini beklemiyordum tabii. Şu anda bir kaç saat önce ki halinden daha iyi görünüyordu. Ama hala ayakta zor duruyor gibiydi. Ben bir şey söylemeyince salona doğru adımlamaya başladı. Peşinden gitmek için bir adım attığında sendelediğini gördüm.

Aniden onu tutup kolunun altına girdim ve benden destek almasını sağladım.

"Dur, yavaş ol."

Uyarım üzerine yavaşladı. Ve başını eğip bana baktı. Yakın mesafemizin beni öldürdüğü yetmezmiş gibi bir de sırıttı tekrar.

"Hiç vazgeçmeyeceksin dimi" diye mırıldandı. Kaşlarımı çattım. Ve sormadan edemedim. "Neyden?"

Bu süreçte onu salona götürmüştüm. Koltuğun önüne geldiğimizde bedenini bıraktı. Oturduktan sonra sesli bir nefes verip hala ona doğru eğiliyorken yüzüme baktı.

"Bana yardım etmekten."

Verdiği cevaba bir karşılık vermeden doğruldum. Ardından kapıya doğru geri gittim. Kapadığım kapının gözündeki anahtarı iki kez çevirdim. Az önce kapının yanında ki küçük aynalı masaya bıraktığım bardağımla geri içeri döndüm.

"Şey ben kahve yapmıştım. İçer misin?"

Sorumu sorarken aynı zamanda elimde ki bardağı göstermiştim. Kapatmış olduğu gözleri aralandı. Ve kısık gözlerle bana bakarken kaşlarını çattı.

"Kahve mi" dedi beğenmez gibi bir tavırla. "Yok çarpıyor o beni, içmem" dedi. Söylediklerine hafifçe ağzımı açtım. Sanki alkol teklif etmişim gibi bir tavırla reddetmişti. Bu durum komiğime gidince gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

Karşısında ki koltuğa geçip oturdum.

"Peki neler olduğunu anlatmak ister misin?"

Onu buraya getiren şeyin gidecek başka bir yeri olmadığını biliyordum. Ama gecenin köründe onu evden çekip gitmeye iten olayı merak etmiştim.

Narkotik || Yarı Texting (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin