Geçen bölümde atladığımız ufak bir sahne vardı.
Hande ve Rüya'nın cesur hakkında konuştuğu sahne.
Bu bölüm o sahneyle başlayacak kafanız karışmasın. Ufak bir geçmişe gidip gelicez yaani
...
"Aslında şöyle ki.."
Lafa girdiğim an kafamda söyleyeceğim şeyleri kurguluyordum. Yalan söylemeyi pek beceremezdim. Gözlerimi Hande hanıma çevirdim. Umut dolu ifadesiyle ağzımdan çıkacak en ufak iyi bir şey duymak istiyordu.
Ona yardımcı olmayı bu kadar isteyen birine nasıl yalan söyleyecektim?
Nasıl kandıracaktım?
Üstelik bu Cesur'u seanslardan kurtarır, istediği olursa hiç bir şekilde ona fayda vermeyecekken.
Cesur'un ona böyle yardım etmek isteyen insanlara ihtiyacı vardı.
Ama o buraya zorla geliyordu. Ve bu şekilde ona aslında ızdırap gibi hissettiriyordu aldığı terapiler.
Kafam allak bullak olmuştu.
"Ee hadi anlatsana.."
Israrcı bir tavırla hala yüzünde ki umutla bekeleyen Hande hanıma döndüm.
Ağzımı açıp kurduğum yalanları söylemek için hazırlandım. Tam konuşacakken gözlerim Hande hanımın heyacanlı harelerinde takıldı. O kadar çok istiyordu ki iyi bir şeyler duymayı..
Aniden ağzımı geri kapadım. Derin bir nefes alıp verdim.
Üzgünüm..
"Cesur değil bir şeyler anlatmak buradan kaçmanın yollarını arıyor, üzgünüm!"
Gözlerimi yumup bir çırpıda bu cümleyi kurdum.
Yapamadım.
Yapamazdım.
Üzgünüm Cesur, yapamazdım.
Aniden söylediklerimle bir sessizlik oluştu. Tepkisini görebilmek adına yumduğum gözlerimi hafifçe araladım. Hande hanımın az önce ki ifadesinden eser yoktu. Hayal kırıklığına uğramış yüzünde sorgular bir ifadede bulunuyordu.
"Nasıl yani?"
Sessizliği böldü. Üzülmesi benide üzerken her şeyi tane tane anlatma kararını verdim bir anda.
"Bu gün okulda Cesur yanıma geldi. Behice hanımın seansa katılacağını söyledi. Ve eğer siz ona iyi şeyler söylerseniz bu terapiler kısa zamanda son bulur dedi. Yani iyi şeyler duyarsa buraya gelmesi için onu zorlamayacağını söyledi."
Kısaca duraksadım. O sırada Hande hanım hafifçe sinirlenerek konuştu. "Beyefendi iyi şeyler söyleyebilmem için bir çaba verdi mi ki iyi şeyler söylememi istiyor?"
Dudaklarımı ısırdım. Söyleyip söylememekte kararsızdım. Bir kaç saniye düşündükten sonra "şey işte asıl olay orda" dedim. Dahasıda olduğunu anlayan Hande hanım tüm dikkatini bana verdi yeniden.
"Sizin iyi bir şeyler söylemeyeceğinizi biliyor. Bu yüzden benim size gelip Cesur iyi bana her şeyi anlatmaya başladı falan filan bunun gibi şeyler söylememi istedi."
Hande hanımın tek kaşı havalandı. "Yani senden bana yalan söylemeni istedi. Böylelikle onun iyi olduğunu düşünüp bu şekilde lanse edecektim. Bu mudur?"
Söylediklerine olumlu anlamda başımı salladım. Yüzü düşen Hande hanım "neden" diye sormadan edemedi. "Ona yardım etmek istememiz onu neden bu kadar bizden itiyor? Böyle oyunlar çevirecek kadar." Yutkundum. Ardından "çünkü yardım istemiyor Hande hanım. O bundan kurtulmak istemiyor. Aksine daha çok bu batağa girip sonlandırmak istiyor her şeyi. Öyle ki bu istediğini yaparsam işte o zaman ona yardım etmiş olacağımı düşünüyor. Ama bunu yapamazdım. Yapsaydım onun istediği olurdu. Ama onu bu batağa kendi ellerimle itmiş olurdum. Mantıklı düşünemiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Narkotik || Yarı Texting (+18)
Novela Juvenil...Geçmişinin altında ezilen bir adamın hikayesi... CesurYurdkl: Bak bana CesurYurdkl: İyi bak CesurYurdkl: Fırsatın varken her detayımı incele CesurYurdkl: Çünkü bir kez daha bulamazsın CesurYurdkl: 'Yıkılışın portresi'ni bu kadar yakından CesurY...