Quarante huit

3.4K 312 255
                                    

Herkese merhabaaa

Biraz geç geldi ancak 7000 kelimelik bir bölüüüm sizlerleee

Olayın olduğu gece Cesur gittikten sonra Rüya'nın cephesini izleyeceğiz şimdi de.

Boll yorum bekliyorum. Yorumlarınızı esirgemeyin lütfen.

İyi okumalar

...

Oturduğu yerde bacakları uyuşmuş vaziyette, dizlerini göğsüne doğru çekmiş ileri geri sallanıyordu Rüya.

Ağlamıyordu artık.

Ağlayacak hali kalmamıştı.

Hani olur ya göz yaşı bitmiş gibi hisseder insan. Öyle hissediyordu o da. İstese bile daha fazla ağlayamazmış gibiydi.

Telefonunun sesini duydu bir kez daha. Kapının önüne bıraktığı çantasının içinde olan telefon çaldı, çaldı, çaldı. Çağrı kendi kendine sonlanana dek evin içinde yankılandı zil sesi. Kılı kıpırdamadı Rüya'nın.

Dakikalarca yaptığı gibi saatlerce oturmaya devam etti düşüp kaldığı yerde.

Düşünmekten başı çatlayacaktı. Ama düşünmeye, içten içe haykırmaya devam etti.

'Nasıl ya Nasıl!'

Bağırıyordu.

Gücü yetse sesli bağırırdı. Ama ağzını açsa tek bir harf telafuz edemezdi.

Nasıl söylerdi öyle bir şeyi? Onun için bu kadar mıydı her şey? Böyle değersiz miydi? Böyle basit miydi yaşanan onca şey? Bu kadar önemsiz miydi Cesur için?

Gerçekten o mu kurmuştu bu cümleleri?

Hangi uyuşturucu ona söyleyebilirdi bunları?

Kafasından hiç geçmemiş olsa nasıl söyletebilirdi?

Tamam ama, Cesur böyle şeyleri nasıl düşünürdü?

Bir bir Rüya'nın aklından geçen sorulardı bunlar. Yediremiyordu, sindiremiyordu. Duyduğu cümlelerden öte hala Cesur'u aklamak için beyninde savaş veriyor olmasını kendine yediremiyordu.

Cesur'du o. Gerçek Cesur, bu dünyada ki en masum insanlardan biriydi. Anlayışlı, düşünceli, hatta gereğinden fazla düşünen biriydi o. Herkesi kendinden bile korumaya çalışan biriydi.

Öyle değil miydi?

Bunca zaman gerçek Cesur'u tanıdım diye içten içe sevinirken bildiği, şahit olduğu her şey bir yalan mıydı? Bir aldatmaca, bir oyun muydu?

Hayır demek istedi. İnanmak istemedi bu düşüncesine. Yapamadı. Elinde değildi.

Peki ya şimdi ne yapacaktı?

Uyuşturucu etkisinde söyledi her şeyi deyip tüm bu iğrençliği yutmak, sindirip sineye çekmek miydi yapacağı şey?

Bunu yapmak istiyor muydu?

İstese bile yapabilecek miydi?

Üç sorunun cevabı da hayırdı.

Ne yapacağı şey buydu, ne yapmak istiyordu ne de istese bile yapabilirdi.

Bu kez çok ağırdı hissettikleri. Bu kez diğerleri gibi değildi. Bu çok farklıydı. Hiç bu kadar kırmamıştı. Hiç bu kadar yaralamamıştı.

Çünkü lanet olsun ki o kriz anında bile karşısındakinin canını yakmayı amaçlamıyordu ki!
Onun kriz anında tek derdi 'beni bırak' oluyordu. 'Beni yalnız bırakta gidip içeyim' oluyordu. Bu yüzden bağırıp çağırıyordu. Bu yüzden kırıcı oluyordu. Ama amacı hiçbir zaman doğrudan birini kırmak olmamıştı.

Narkotik || Yarı Texting (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin