1.bölüm - Mucize -

23.1K 1.1K 175
                                    

1.BÖLÜM

Asya, Ay'ın yansımasını gördüğü denize çevirdi bakışlarını. Gecenin alaca rengine rağmen ışıl ışıldı. Her daim öyleydi zaten. Güzelbahçe'de değişmeyen yegâne şeylerden biriydi bu. Mevsim ne olursa olsun dilek fenerleri eksik olmazdı. Muhteşem görüntüsüne bir de şarkılar eklenirdi. Hasan Amca'nın bağrı yanık sesi, orada bulunan herkesi başka diyarlara sürüklerdi. En çok da bu yüzden gidiyordu oraya Asya. Bir parça da olsa yalnızlığını unutabiliyordu kalabalıklar arasında. Ve döküyordu içini engin mavilere.

" Hadi git artık eve geç kalma. Merak eder seni Ayşe Hanım. "

" Biraz daha kalayım Hasan Amca. "

Hasan Amca'nın saati tutmuştu yine. Her akşam ezanından sonra aynı şeyi söylerdi ta ki gidene kadar. Ayşe Sultan'ın merak ettiğini elbette biliyordu ama ayrılmak istemiyordu ki buradan. Denizin sonsuzluğunu izlerken vaktin nasıl geçtiğini de anlayamıyordu.

" Git hadi. Yaşlı kadını sokaklara mı çıkaracaksın akşam akşam. "

Her akşam olduğu gibi bu akşam da kovulmuştu sahil kenarındaki derme çatma tekneden. Tekneden inip kayalıklara oturduğunda, yaşlı adamın hedefi oldu.

'' Aklım sende kalmasın güzel kızım. Hadi bir an önce eve git. Tekin değil bu saatlerde buralar. ''

Pes ederek ayağa kalktı Asya. Israr etmenin bir anlamı olmayacağını, tecrübeleri sayesinde biliyordu. Ne Ayşe Sultan'ı ikna edebilirdi akşamı burada geçirmek için ne de babasını. İzmir'de olmamasına rağmen yaptığı her şeyden haberi olması da ayrı bir olaydı. Her yerde gözü kulağı olması artık şaşırtmıyordu Asya'yı. Güzelbahçe'de kendisini ve babasını tanımayan yoktu. Bu durumdan memnun olmasa da yapabileceği bir şey de yoktu.

Eve geldiğinde, etrafta kızgın bir Ayşe Sultan göremedi. Yemeğin kokusu dolarken burnuna, midesinin gürültülü sesi hatırlattı kendini. Acıktığını yeni fark ediyordu. Salondan gelen sesleri duyduğunda, gözlerine yansıyan mutluluktan habersiz koşarak babasının boynuna atladı.

" Bu kadar özleniyor muyum gerçekten? " Diye soran babasını başıyla onayladı. Gözlerinin ıslaklığını hızlı bir şekilde kuruladıktan sonra, yüzüne en yakışan tebessümünü yaydı. Son birkaç yıldır babasını tatil günleri ve sayılı zamanlar dışında görmemişti. Özellikle bu sene hiç özlemediği kadar özlemişti babasını. Annesinden geriye kalandı o. Ailem diyebileceği tek kişiydi.

" Sen özlemiyorsun hiç. Özlesen gelirdin. " Dedi gerçek olmadığını bile bile. Babasının sevgisini her zaman hissetmişti Asya. Bir an olsun aksini düşünmemişti. ' Gül'ümü hatırlatansın sen bana. ' diyerek sevgisini son noktada hissettirirdi. Bir babanın evladıyla olan ilişkisinden çok daha derindi aralarındaki. Kaybettiklerini birbirlerinde bulmaya çalışıyorlardı. Asya, hiç göremediği annesini buluyordu babasının şefkat kokan kollarında, babası da unutamadığı karısını yâd ediyordu her bir gülüşünde. Bu bile yeterdi Asya'ya. Birbirlerine sırt olmuşlardı baba kız. Biri yıkılsa diğeri tutup kaldıracaktı. Uzak da olsalar birbirlerinden, sevgileri her bir yanlarını kuşatıyordu.

" Benimle gelmeyen sensin küçük hanım. "

Küçük bir çocuk gibi başını salladı Asya. Babasıyla gitmek istememesi boşuna değildi. Sebepleri vardı ve bu sebepler arasında en baştaydı Aslan Dinçer. Dede diyemeyecek kadar uzaktı ona. Nefretini içine gömmeyi başarmıştı belki ama beraber yaşamayı kabullenemezdi. Annesine yaptıklarını öğrendikten sonra görmeye bile tahammülü olmamıştı üstelik.

" Burayı seviyorum. Bu evi bırakamam biliyorsun baba. Annemin çocukluğunun izleri var duvarlarda. Sende gidemiyorsun biliyorum. O yüzden ısrar etmiyorsun seninle gelmem için. "

Gri DüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin